Türkiye'den gidenler hikayelerini anlatıyor
Bahar Çuhadar'ın Yeni Ülke Yeni Hayat, Türkiye’den Gidenlerin Hikâyeleri Artemis Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Geleceklerini kurmak üzere başka ülkelere gidenlerin sayısı artıyor, peki yabancı bir ülkede hayata sıfırdan başlarken neler yaşanıyor?
DUVAR - Gazeteci Bahar Çuhadar’ın Artemis Yayınları tarafından yayınlanan Yeni Ülke Yeni Hayat, Türkiye’den Gidenlerin Hikâyeleri okurla buluştu. Son on sene içerisinde çeşitli multivasyonlarla Almanya, Yunanistan, Danimarka, Kanada, Japonya, İngiltere, Çin, Amerika ve Tayland’a giden kişilerin neden ve nasıl gittiklerini anlatıyor Çuhadar.
Kimisi tamamen kişisel kararlarından ötürü gidiyor, kimisi ailevi nedenlerden, kimisi çocuğunun geleceğini düşündüğü ya da iyi bir kariyer fırsatı yakaladığı için... Burada neyin olmadığını ya da ne yapamayacaklarını düşündüler ve dilini, tadını, kokusunu bildikleri memleketlerinden vazgeçtiler.
Bahar Çuhadar 10 kişinin her birine kırka yakın soru soruyor. Kitabı hazırlarken sorularını bir köşeye koymuş ve gidenlerin okurla kendi dillerince buluşmasını sağlıyor. Bütün kitap çeşitli deneyimlerden insanlarla sohbet edermiş edasıyla okunuyor bu sayede.
Koşullar, şartlar ne olursa olsun herkesin dilinde bir şekilde olan “gideceğim” vurgusunu bir şekilde gerçekleştiren bu insanlar neden ve nasıl gittiklerinin yanı sıra, yeni hayatlarına nasıl başladıklarını, hangi zorluklarla karşı karşıya geldiklerini, gittikleri memleketin haleti ruhiyesinin ne olduğunu, değişen gündelik rutinlerinin neye dönüştüğünü ve oradan Türkiye’yi nasıl gördüklerini anlatıyorlar.
Yalnızlık temel vurgulardan biri; eşini, dostunu, aileni, arkadaşlarını ya da işte her halini bildiğin şehrin, semtlerin arasında artık olmamanın ne demek olduğunu 10 hikâyenin içinde de bir şekilde okuyoruz. Yeninin ne demek olduğunu ve her ülkenin özgürlük ve güvenlik sınırlarının neler olduğunu bu iki tanımın insan hayatında bizim artık hissedemediğimiz önemini ve yine bu tanımların bir hayatı nasıl lüksleştirdiğini kişilerin deneyimleri üzerinden anlayabiliyoruz. Bir ülkede, bir şehirde sosyal hayatın nasıl olduğunu, nasıl gidildiğini, nasıl ev kiralandığını, kiraların ne olduğunu, toplumu taşıma sistemlerinden tutunda daha pek çok şeyi birebir yaşayanların deneyimlerinden okumak sadece o ülkeye turist olarak gidenlerin bile işine yarayacak bilgiler olarak bulunuyor kitabın içerisinde.
TÜRKİYE'DEN GİTMEK
Yeni Ülke Yeni Hayat, Türkiye’den Gidenlerin Hikâyeleri kitabının içerisinde başka bir ortak nokta ise herkesin bir şekilde bir gün geri dönmeye dair bir umudunun bir beklentisinin olması. Emekli olunca, para kazanınca, Ege’de bir sahil kasabasında, çocuklar büyüyünce, Türkiye’de siyasal ve ekonomik olarak işler değişince... Daha pek çok neden ve beklenti ile bir gün geri döneceğiniz ya da bunu düşündüğünü bir şekilde dile getiriyor anlatanlar.
'TÜRKİYE'DE GÖÇ KAVRAMI'
Kitabın sonunda Çuhadar, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Ulaş Sunata’yla bir röportaj yapıyor. Dinlediği bütün hikâyeleri bir de onun süzgecinden geçiriyor. Sunata Türkiye’deki göç kavramı üzerine tarihsel bilgiler de veriyor ve bu süreci “yaşam tarzı göçü” olarak tanımlıyor.
Umarım giden herkesin geri döndüğü, dönüp kendi memleketinde kendini el ya da öteki olarak hissetmediği bir zaman dilimi gelir. Herkesin bahsettiği sokakta birbirlerine gülümseyen insanları bizler de burada görürüz. Umarım bir gün bizimde bizim dışımızda gelişen ve müdahale edemediğimiz pek çok şeyin acısını birbirimizden çıkarmadığımız günler gelir. Umarım bir gün 'burası bizim memleketimiz'i bizler de söyleyebiliriz. Umarım bu kitabın kapağını kapattığınız an; gideni özlediğiniz, kalanı ve neden kaldığınızı yeniden düşündüğünüz ve bütün kalanlarla sahip çıkmaya başladığınız bir an olur.