Tarihe çalışan bir şair
Enver Topaloğlu'nun kaleminden "Gidene Kadar" Mühür Yayınları tarafından okurla buluştu. Şair kimseyi kırmamak için imtina eden bir tonda, kendi içsel sesini şiire bulayarak geçtiği yollarda sisli ve şehirli türküsünü mırıldanıyor.
Turgay Kantürk
Bir dönemden, bir yerden, bir çağdan geçtiğinin/geçtiğimizin bilincinde ve o bilinçle şiirini kuran bir şair Enver Topaloğlu.
Topaloğlu, kâh ‘Beni eve götür sevgilim’ diyerek, kâh Gidene Kadar yolda olan biteni yorumlayan, hayata şiirle bakan bir şair.
Gidene Kadar, içinden geçtiğimiz çağla sınırlı kalmayıp yakın, hatta çok yakın tarihimize çalışan bir şairin, elini kayıt tuşunda unutmuşçasına, bireysel ve toplumsal halini/hallerini, en açık biçimde dile getiriyor.
Hiç üst perdelerde dolaşmayan, farkındalığıyla böbürlenmeyen, kırılgan ve kimseyi kırmamak için imtina eden bir tonda, kendi içsel sesini şiire bulayan, geçtiği yollarda ağaçlıklı, şehirli ve sisli türküsünü mırıldanıyor şair.
Hiç kimseyle değil, kendiyle (konuşan/konuşulan) iki kişilik yolculuk yapan biri olduğu kadar ıssızlığın tam ortasından karşı yayın yapan ve itaat beklentisine sonsuza kadar itiraz eden de biri Enver Topaloğlu.
Gidene Kadar, aynı zamanda şiirde ısrar eden bir kitap. Bu kanlı oyun bitene kadar, birileri gidene kadar gitmeyi çoğaltan, bir kaderin kederiyle yazılmış uzun bir şiir karşımızdaki.
Her gün yeniden okusanız, yenileneceğiniz ve asla yenilmeme azmini aşılayan, zor umutların ezgisiyle yazılan şiirin direncini barındırıyor Gidene Kadar…