Katalanların mücadelesine geniş bir bakış
Kıvanç Ulusoy’un “Katalanlar-Avrupa’da Ayrılıkçılık” çalışması, Ayrıntı Yayınları’nın Schola serisinin altında yayımlandı. Kitap, hem Katalanların tarih boyunca mücadelesine hem de son dönemde dünya gündemini meşgul eden bağımsızlık mücadelelerine odaklanıyor.
Tüm dünyada farklı ulusların kendi kaderlerini tayin etme isteği, farklı mücadele geleneklerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Modern zamanlarda neredeyse her ülkede egemen devletten bağımsızlaşmak isteyen halk hareketleri oluştu. Bu duruma her ülke farklı tepkiler verdi. Kimi, ayrılıkçıları terörist ilan edip, baskıyı arttırarak bir şiddet sarmalının yaratılmasına neden oldu. Kimi ise, farklı stratejiler izleyerek, demokratik hakları arttırarak ayrılıkçılığın önünü kesmeyi uygun buldu. Böyle bir strateji kimi zaman işe yaradı. Mesela İskoçya’da 2014’te yapılan bağımsızlık referandumunun demokratik bir ortamda gerçekleşmesi ve İskoç halkının Birleşik Krallık’a bağlı kalmayı tercih etmesi ayrılıkçı hareketlerin ve devlet reflekslerinin değişken doğasını gözler önüne serdi. Çekoslovakya’daki ayrılık ise tarihe kadife boşanma olarak geçti. İki halkın da onay verdiği bu ayrılık, her ülke bölünmesinin felaketle sonuçlanmak zorunda olmadığını herkese gösterdi.
Son dönemde kendi kaderini tayin etmek isteyen halkların gözü kulağı ise Katalonya’daki bağımsızlık sürecine çevrilmiş durumda. Franco diktatörlüğünün bittiği yıl olarak görülen 1975 yılından bugüne kadar, adım adım bağımsızlığa doğru ilerleyen Katalanların deneyimi özel olarak incelenmeyi hak ediyor. Kıvanç Ulusoy’un Ayrıntı Yayınları’nın Schola serisinden çıkan Katalanlar-Avrupa’da Ayrılıkçılık çalışması, hem Katalanların tarih boyunca mücadelesine hem de son dönemde dünya gündemini meşgul eden bağımsızlık mücadelelerine odaklanıyor. Kitabın Katalanların tüm tarihini derinlemesine anlatmak gibi bir iddiası yok. Yazar daha çok gazetelerde okuyup, merak ettiğimiz bir konuda rehber olabilecek bir kitabı yazdığını da özellikle belirtiyor. Konu hakkında geniş bir fikir edinip, derinleşecek alanlar belirleyebileceğimiz bir giriş kitabı Katalanlar-Avrupa’da Ayrılıkçılık.
KAPSAMI GENİŞ BİR KONU
Ulusoy, kitabın girişine koyduğu kronoloji ile tarihsel gelişmelerin dökümünü yaparak başlıyor çalışmasına, ardından da bir tartışma bölümü ile Katalonya’da bağımsızlık ilanına giden sürece dair ön bilgilendirme yapıyor. Bu bölümde İspanya’nın siyasal oluşumlarına, yönetim şekline, özerk bölgeler örgütlenmesine ve bu özerk bölgelerin heterojen yapısına dair fikir sahibi olmamız hedeflenmiş. Okuru, Katalanların bağımsızlık isteğini daha derinlemesine inceleyeceği bir zeminle tanıştırmayı uman bu bölüm, konunun kapsamının büyüklüğü konusunda da uyarıyor.
Zaten bir sonraki bölümde İspanya İmparatorluğu’nda Katalanların konumuna getirilen tarihsel bakış, kapsam genişliğinin tarihsel arka planını gözler önüne seriyor. İspanya siyasetinde tarih boyunca etkili olan Katalanların, değişen koşullara göre nasıl politik tepkiler verdiğini izlediğimiz bu bölümde, İspanya’da ayrılıkçılık fikrinin tarihsel kökenlerini anlamamız hedeflenmiş.
Tarih boyunca İspanya siyasetinde aktif rol oynamış, gelişmiş bir bölge olan Katalonya, İspanya’nın modernleşme sürecinde de aktif bir bölge oldu. Ne var ki İspanya bu süreci büyük sancılar içinde geçiriyordu. Neredeyse 1975’e kadar giden süreç devrimler ve karşı devrimler tarihi olarak da okunabilir. Kıvanç Ulusoy’un, “Gerçekten de İspanya’nın 19. yüzyıl tarihi bir muhtıralar, darbeler ve anayasal restorasyon süreçleri tarihi olarak görülebilir. Orta sınıfların istikrarlı bir demokratik rejim beklentileri özellikle radikal sapmaların da baskısı ve korkusu altında önce Primo de Rivera’nın liderliğinde bir diktatörlüğe, oradan da kısa bir demokrasi tecrübesinin ardından kanlı bir savaşla Franco liderliğinde faşist bir diktatörlüğe evrildi” diyerek özetlediği bu süreç Katalanlar açısından umutlar, beklentiler, yenilgiler ve acılarla dolu oldu. Her konu başlığının ayrı ayrı incelenmeye değer olduğu bu bölümde, Katalanların bağımsızlık isteğinin tarihsel zeminine vakıf olma şansını elde ediyor okuyucu.
BAĞIMSIZLIĞIN DİKENLİ YOLLARI
Kitabın üçüncü ve dördüncü bölümü ise 1975’ten itibaren yakın geçmişte gerçekleşen olaylara odaklanıyor. Katalanların kendilerini özerk bir bölge olarak kabul ettirmeleri, AB’ye üye olma sürecindeki etkin rolleri, üye olunduktan sonra Avrupa ile ilişkilerin geliştirilmesi, popülist siyasetçilerin bu sürece etkisi, sürecin ekonomi politiğinin karmaşık bileşenleri gibi konuların işlendiği bölümde bugüne kadar neler yaşandığını açık bir şekilde anlatmayı başarıyor yazar. Katalonya’da uluslaşma sürecinin izlediği rota, bu rota oluşturulurken nelere dikkat edildiği gibi konularda da fikir sahibi oluyoruz bu bölümü okurken.
Ulusoy, Katalanlar içindeki farklı görüşleri de yansıtarak, bağımsızlık mücadelesinde dikkate alınması gerekilen çok katmanlı yapıyı da gözler önüne seriyor. Bunu yaparken İspanya merkez siyaseti içerisindeki farklı düşünceleri de masaya yatırıyor. İspanyol ve Katalan siyasetçilerin karşılıklı hamlelerini izlerken bağımsızlığın dikenli yollarında ilerlediğinizi hissediyorsunuz. Yazar bu dikenli yollarda ilerlerken gözden kaçırılmaması gereken bazı ayrıntıları da hatırlatmayı unutmuyor ama. Katalonya sorunu bir taraftan da demokratikleşme döneminde yolsuzluklarla güven kaybeden hem İspanyol hem de Katalan siyasetçiler için can simidine dönüştürüldü. Ulusoy’un bu konudaki satırları da özellikle dikkat çekici: “Katalonya’da ayrılıkçılık aslında cevaplanması gereken siyasi bir sorun. Bu bağlamda siyasi bir cevaba gerek duyar. Fakat sorun yolsuzluk içerisinde artık bir beka sorunu çeken siyasetçilerin manevralarıyla bu noktaya gelmiş durumda. Öncelikle Mas açısından siyasi olarak yolsuzluk sebebiyle bitmek ve hapsi boylamak kaçınılmaz hale gelmişken bir şehit, vatansever bir lider olarak hapse girmek siyasi açıdan daha kazanç sağlayıcı göründü… Katalonya’da yaptığım çeşitli kesimlerden derinlemesine mülakatlarda Madrid ve Barcelona’nın karşılıklı mücadelesini bir tiyatro, yolsuzluktan yıpranmış siyasi liderler ve partilerin milliyetçilik ve milliyetçilik karşıtı tutumlar olarak gören birçok kimse vardı.”
Sonuç olarak Katalanlar-Avrupa’da Ayrılıkçılık, kendine özgü koşulları içinde Katalanların bağımsızlık mücadelesine dair genel bir fikir edinebileceğimiz bir giriş kitabı. Dünyadaki ezilen ulusların mücadeleleri konusunda farklı fikirlerin oluşması, olgunlaşması ve tartışılması için de bir zemin yaratan Kıvanç Ulusoy, ulusal kurtuluş mücadelelerinin karmaşık doğasını da gözler önüne sermeyi başarıyor.