Alakarga Yayınları: Ne olursa olsun kültür-sanat üretimi durmamalı
Alakarga Sanat Yayınları sahibi ve Genel Müdürü Suat Duman ile çalışmalarını nasıl yürüttüklerini, sosyal medya ve okur ilişkilerini ve planlarını konuştuk. Duman, “Kitap, ihtiyaçlar listesinin en başında değil, vazgeçilecekler listesine ise genelde bir numaradan girmeyi başarıyor. Bunu biliyoruz, bu nedenle korona ve peşinden sürüklediği süreç çok da sürpriz olmadı bizim için fakat genel anlamda yıkıcı bir etkisi olduğu şüphesiz” dedi.
DUVAR - 2012 yılında kurulan; yayın programında dünya klasiklerinden çağdaş dünya edebiyatına, bunların yanında sanat ve yazın kuramlarına dair kitaplar hazırlayan Alakarga Sanat Yayınları, kurulduğu günden bu yana, özellikle yerli edebiyata yaptığı katkılarla öne çıkmaya gayret ediyor. Yayımladığı çeviri metinlerle de dikkati çeken yayınevinin sahibi ve Genel Müdürü Suat Duman ile mail yoluyla bir araya geldik ve karantina günlerinde bir röportaj yaptık.
Duman’la korona virüsünden nasıl etkilendiklerini, gündemlerini ve gelecek tahayyüllerini konuştuk.
Korona hayatı tamamen durdurdu, desek yeri… Alakarga Yayınları nasıl etkilendi? Sürece nasıl uyum sağladı?
Korona’dan öncesi de var, sonrası da belirsiz. Bu nedenle aslında hep bir tetikte olma durumu var hepimizde. Kitap, ihtiyaçlar listesinin en başında değil. Vazgeçilecekler listesine ise genelde bir numaradan girmeyi başarıyor. Bunu biliyoruz, bu nedenle korona ve peşinden sürüklediği süreç çok da sürpriz olmadı bizim için. Fakat genel anlamda yıkıcı bir etkisi olduğu şüphesiz. Basıma hazır kitaplarımızı, süreci izlemek için beklemeye aldık şimdilik, bir yandan da yeni kitapların hazırlığına başladık. Görünen Mayıs ayı başında yeni, sanıyorum üç kitapla devam edeceğiz.
‘İŞİN ÜRETİLMESİ SÜRECİ ÇOK FAZLA SEKTEYE UĞRAMADI’
Yıllardır ofiste çalışıyorsunuz. Eve geçmek, evde çalışıyor olmak, üretiminizi nasıl etkiledi? “Aslında işler, evden de yürüyormuş” gibi bir düşünceye kapıldığınız oldu mu?
Evden çalışmaya o kadar da yabancı sayılmayız. Yine de evet, yıllardır hep ofisteydik. Bir bant üretimi, toplu işleme gerektiren bir el işçiliği değil son tahlilde. Dosya üzerinde sınırlı bir iş bölümüyle ilerleyen bir yaratıcı faaliyet yayıncılık. Bu nedenle işin üretilmesi süreci çok fazla sekteye uğramadı. Fakat “işler evden de yürüyormuş” düşüncesi başta vardıysa bile hızla dağıldı. Birlikte düşünme, tartışma, aksi fikirlerin yüzünüze söylenmesi, destek fikirlerin sıcaklığı… Bunlar önemli, bunları arıyoruz. Bir arada olmanın yapılan işin niteliğine yaptığı katkı kadar, işi yapmaya yönelik iradenizi pekiştiren bir yönü de var. Bu nedenle tüm arkadaşlarımız yeniden küçük ofisimize dönecekleri günü iple çekiyor.
‘BİRLİKTE DİRENİYORUZ’
Bir yandan işin ekonomik bir boyutu da var. Dağıtımcılardan ödemelerinizi alabildiniz mi? İzinler, ücretli mi? Yazar ya da çevirmenlerin telifleri bu süreçte de yatıyor mu?
Dağıtımcı ve kitapevlerinden ödeme ya hiç alamaz duruma geldik ya da olması gerekenin çeyreğine kadar düştü. Herkesi etkileyen, herkes için zor günler, buna şüphe yok. Fakat sürecin sonunda, Koronanın yorulup zayıfladığı günler geldiğinde yeniden biz bize kalacağız. Belki o günü beklemeden, şimdiden tartışmamız ve mümkünse çözmemiz gereken sorunlarımız var. Dağıtımcıların yüksek iskontoyla yayıncının sırtına yüklenmesi, okurun internetten yüksek indirimli kitap kovalaması, kitabevi raflarının birkaç “büyük” yayınevi, birkaç “büyük” yazara zimmetlenmesi vb. Bunların kaçınılmaz sonucu, yayınevinin yazar ve çevirmenle mali sorunlar yaşaması… Korona bunları daha da görünür kıldı ama bunlar zaten uzun zamandır yayıncılığı aşındıran sorunlardı.
Mart ortasında başlayan ve bugüne uzanan süreçte yazar ve çevirmenlerimiz de zamanı gelen ödemeleri için karantina sonrasını işaret ettiler. Birlikte direniyoruz, herhalde söylenebilecek en doğru söz bu olur.
‘NE OLURSA OLSUN KÜLTÜR-SANAT ÜRETİMİ DURMAMALI’
Şu günlerde kitap basıyor musunuz? Cevabınız evetse, okura nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz?
Mayıs ayı başında yeni kitaplarla dönmek istiyoruz. Kitapevleri kapalı, çoğu kapalı. Açık olsaydı bile okurun buraları tercih etmeyeceği ortada, ilan edilmemiş ama fiilen uygulanan (ve uyulan) bir sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Bu nedenle okur görülen o ki sadece internet üzerinden kitaplara ulaşabilecek. Doğrusu satış hedefli değil ama belki biraz feda yayını olacak, birkaç ay en azından. Heyecanımız yitmesin, okur bize küsmesin istiyoruz, ilk hedefimiz bu. Bir de tabii, virüsle sağlık ordusu savaşıyor, bu konuda elimizden bir şey gelmez. Fakat kültür-sanat üretimi durmamalı, ne olursa olsun, bizim de elimizden gelen budur.
‘KİTAP, FİLM, MÜZİK LİSTELERİ İNSANLIĞIN ELİNDEKİ KARTLARI MASAYA AÇMASIDIR’
Sosyal medyada sık sık kitap önerileri yapılıyor, kitaplardan pasajlar paylaşılıyor. Sizce bu durum kitap satışına etki ediyor mu?
Satış odaklı olduğunu düşünmüyorum o önerilerin. İnsanların eve kapandığı, burnunun ucunu bile dışarı çıkarmaktan korktuğu şu günlerde bir dikkat dağıtma oyunu daha çok. Basit ama ölümcül bir virüse karşı insanoğlunun komplike ve yaratıcı eserleriyle diş bilemesi, meydan okuması. Elbette bu listelerden faydalanan okurlar var, dijital satış oranlarının ciddi şekilde düşmemiş olmasından da bunu anlıyoruz. Yine de, kitap, film, müzik listeleri insanlığın elindeki kartları masaya açmasıdır.
Önümüzde süreç için nasıl bir hazırlığınız var? Hangi kitapları basmayı düşünüyorsunuz?
Korona öncesi hazırlıklarını tamamladığımız yeni bir diziye başlıyoruz, adı ArsLonga. Şimdilik üç kitap, Faruk Duman’ın yeni baskısını yapacağımız Yazmalı Defter’i. Stevenson’ın çok zevkli Eşekle Seyahat’i. Enis Batur’un Kısa Kısas Kıssası.
ArsLonga dizisi dışında Güney Amerika’nın usta yazarları Alejo Carpentier, Eduardo Berti; Kuzey Amerika’nın Türkçeye ilk kez kazandırılan dev yazarı Barry Hannah, Yalnızlık Makamı kitabıyla okurumuzla buluşacak isimler arasında.
Genç öykücülerin kitaplarını okurlarımızla buluşturmaya da devam edeceğiz elbette.