‘Toplumun iyiliği için’ öldürülen tüm yengeçlere...
Raşōmon ve Kappa gibi iki klasikle, Natsume Sōseki’nin öğrencisi ve yine Japonya edebiyatı efsanelerinden Osamu Dazai’nin selefi olmasıyla bilinen Akutagava, kısa öykü ustasıydı. Maymun ve Yengeç Savaşları başlığıyla yayımlanan; yirmi bir kısa öykünün yer aldığı derleme, hem yazarın yaşamından izler taşıyor hem de ömrü boyunca işlediği temalardan örnekler sunuyor.
Ryunosuke Akutagava, hem Japonya hem de dünya edebiyatında önemli bir yazardı; kısa yazdı, kısa yaşadı.
Metinlerini, intiharından (1927) önceki on yılda kaleme alan; 1920’lerde Japonya’da fısıltılarla yayılan sosyalizme ilgi duyan ve bu sayede ulaştığı sınıf bilincine öykülerinde ve romanlarında yer veren Akutagava, zaman zaman imparatorluğu eleştirmişti. Hatta bazen “ileri” gidip yüzlerce yıllık imparatorluk adaleti için sert ifadeler kullanmıştı. Dahası, militarizme ve Japonya topraklarında kök salan milliyetçiliğe karşı çıkarken düşlere, duygulara ve hümanizme bağlılığını metinlerine yerleştirmişti.
Ülkesinin geleneklerini bilen, bunun yanında entelektüel ahlakına hayran olan; şiddete, insanı değersizleştirme ve tektipleştirmeye karşı bir tavır takınan Akutagava, geçmişle metinleri kaleme aldığı dönemi, Avrupa kültürüyle Japonya kültürünü ve psikolojiyle politikayı birleştirmişti. Bütün bunlara otobiyografik öğeler katarak bir anlamda yaşadıklarıyla hesaplaşmaya da girişmişti.
Şuiçi Kato, Japon Edebiyatı Tarihi’nde (Çeviren: Oğuz Baykara, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2012), Akutagava’nın hayatına ve metinlerine dair gözden kaçırılmaması gereken bir belirleme yapıyor: “Yazar, pek çok kitabında kendisinden bahsetse de konuyla yazarlığı arasına mesafe koyabilmiş, olayları tarafsız ve berrak bir dille anlatabilmiştir. Bu nedenle sanatıyla kendi acılarını aşabilen bir insandır. Ayrıca bütün bunları yaparken geleneksel Japon kültüründen hiçbir zaman uzaklaşmamıştır.”
Raşōmon ve Kappa gibi iki klasikle, Natsume Sōseki’nin öğrencisi ve yine Japonya edebiyatı efsanelerinden Osamu Dazai’nin selefi olmasıyla bilinen Akutagava, kısa öykü ustasıydı. Maymun ve Yengeç Savaşları başlığıyla yayımlanan; yirmi bir kısa öykünün yer aldığı derleme, hem yazarın yaşamından izler taşıyor hem de ömrü boyunca işlediği temalardan örnekler sunuyor.
YAZARIN GÖZLEMCİLİĞİ
Akutagava’nın, insanın gözünün içine bakar gibi yazdığı öykülerden bir seçki olan Maymun ve Yengeç Savaşları, küçük bir çocuğun yaşamına ya da bir gencin duygusal gerilimlerine çekiyor okuru. Fona Japon kültürünü yerleştiren yazar, bazı anlarda gizemli bir adamı, bazılarında ise çocuksu açık seçikliği muzip bir şekilde getiriyor karşımıza; Akutagava, kendisine özgü ironiyle Nietzsche’ye atıf yaparak “insanca korkarım, pek insanca” diyen bir sosyalistle yüzleştiriyor bizi.
Akutagava, Japonya kültürünün önemli bir parçası olan mitosları ve masalları, 1920’lerde ülkeye hâkim olan klasik-modern gerilimiyle harmanlayarak yeniden biçimlendiriyor Maymun ve Yengeç Savaşları’nda.
Modernleşme sancılarının yaşandığı Japonya’da, geleneklerine sarılan bireylerin ikircikli hâllerinden öyküler yaratan Akutagava, iç sesler kadar tartışmaları da yerleştirmiş metinlere. Başka bir deyişle kişinin tek başınalığı ile insan kalabalığı arasında durarak gözlemci rolüne bürünmüş. Böylece olayı muğlaklaştırmış, durumu derinleştirip karakterlerin görüşleri ve fikirleri üzerinden yürümüş.
Akutagava’nın toplum-birey etkileşimine verdiği önemin yanı sıra bireyin özgürlüğüne ilişkin görüşlerini de kapsıyor Maymun ve Yengeç Savaşları. Yazar, kimseye modernizm ya da gelenek gömleği giydirmeye uğraşmazken kimin nerede durup nasıl davranacağının gözden uzak tutulmaması gerektiğini vurguluyor. Öykülerdeki bir anlatıcının bu bağlamda sarf ettiği cümle önemli: “İnsanların dediği gibi ne olursa olsun sosyal konumunu unutmadan ihtiyatlı davranmak senin için daha iyi.”
TARİH, MASALLAR VE AKUTAGAVA'NIN İÇ DÜNYASI
Akutagava’nın masalsı söyleminin taşıyıcısı olan Maymun ve Yengeç Savaşları’ndaki anlatıcılar, bazen doğrudan bazen dolaylı olarak dile getiriyor derdini; örneğin bir kimono üzerinden modernlik-geleneksellik tartışması başlatıyor ya da eski bir hikâye aracılığıyla yaşam dersleri veriyorlar. Öte yandan, Japonya’nın Doğu’ya mı, yoksa Batı’ya mı yakın olduğuna ilişkin bazı çıkarımlar yapıyor veya fikirler öne sürüyorlar.
Akutagava’nın Japonya tarihine hâkim bir yazar olduğu biliniyor; hanedanlar arası çekişmeler, savaş ve barış dönemleri, iz bırakmış komutanlar ve devlet yöneticileri, öykülere sızıyor. Kitaptaki buna dair birkaç örneği güç, şeref, zafer ve kahramanlık gibi ülke kültüründe önemli yer tutan kavramlarla beraber karşımıza çıkarıyor yazar.
Akutagava, kendisine ağır gelen dünyayı, içinden çıkamadığı ve çocukluğundan ona miras kalan depresyon nedeniyle erkenden terk edip geride, yalın ve her okunduğunda farklı duygular uyandırabilecek metinler bıraktı. Bunlardan bazılarının yer aldığı Maymun ve Yengeç Savaşları, yazarın edebî kimliğini ve iç dünyasını anlama imkânı veriyor.
Kitaba adını veren ve halk arasında “Arsız Maymuna Hayat Dersi” olarak bilinen masaldan türettiği anlatının son cümlesi ise Akutagava öykülerindeki ikileme bir örnek: “Maymunlarla savaştıktan sonra yengeçlerin her zaman sadece toplumun iyiliği için öldürüldüğü doğrudur. Sözlerime dünyadaki tüm okurları dâhil ediyorum: Hepiniz çoğunlukla yengeçsiniz değil mi!”