Kızıldere Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı
Kızıldere Katliamı'nın 50. yıl dönümünde Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'nda anma programı düzenlendi.
DUVAR - Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Ertan Saruhan, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna ve Cihan Alptekin’in Kızıldere’de katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. Katliamın 50. yıl dönümünde Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'nda sol, sosyalist siyasi parti ve örgütlerin katılımıyla ortak anma düzenlendi.
Evrensel'in haberine göre, anma programında konuşan Ahmet Telli, “Yarım asır sonra bir kez daha anıtsal yoldaşlarımızın hatırası önündeyiz. Egemen sınıfın en azgın aygıtlarının hunharca saldırılarına asla boyun eğmemiş olan 68 kuşağının unutulmaz kahramanlarının yanı başındayız. Onları özlemle, saygıyla anmaktayız. Mahir Çayan ve yoldaşlarının katledilmesiyle tarihin bu sayfasının kapandığını sananlar yanılıyorlar. Evren yanıldı, Özal yanıldı, Demirel en başta yanıldı, elbette bugünün egemenleri büsbütün yanıldılar” ifadelerini kullandı.
Telli, "Onların devrimci umutlarının, bıraktıkları ukdelerin sorumluluğunu devralmış bireyler olarak tarihteki rolümüzü üstlendik. Ne abartı ne de küçümseme açıklayabilir bu tarihsel gerçeği. O günden bugüne pek nadir görülen ve ama asla kopmayan bu bağ, tarihin diyalektik aklıyla kavranabilir ancak. Marx’ın kuşakları tanımlarken betimlediği tarih yasasının canlı birer örneğidir 68'li kuşak. Şu idi o tarihsel yasa: ‘Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelenek yaşayanların beynine bir kâbus gibi çöker. Kendilerini ve bir şeyleri değiştirirken, şimdiye dek hiç var olmamışı var etmekle uğraşıyor göründükleri anlarda bile, özellikle de devrimci kriz dönemlerinde, endişe içinde geçmişteki ruhları yardıma çağırır, onların adlarına, sloganlarına kıyafetlerine sarılır, dünya tarihinin yeni sahnesindeki rollerini o eskiden hürmet edilen kılıklara bürünerek ve bir ödünç dille oynamaya çalışırlar. Biz burada hazır bulunanlar tam da böyle bir tarih sahnesinde var olduk" dedi.
'DEVRİMCİ İDEALLERİMİZİ, BİZDEN ÖNCEKİLERİN BIRAKTIĞI YERDEN DEVRALDIK'
"Yoldaşların sokaklarda infaz edildiği, tenhada kaybedildiği, zindanlara direndiği, idam edildiği ateş çemberine benzer bir zaman diliminde tarihsel sorumluluğu üstlendiklerini" ifade eden Telli, şunları söyledi:
"Bizi tanımlayan devrimci idealleri, bizden öncekilerin bıraktığı yerden devralan bir kuşağın ortak adı olarak tanımlarız kendimizi. 68’in öncülerinin tıpkı Paris komünarları gibi 'göklere şahlanırcasına' yaşadıkları o devrimci heyecanı duyarak belirdik her birimiz o tarih sahnesinde. Gençliğini o ruhla, ömrünü o bağlılıkla yaşayanlarız. Ve bizler, o tarihsel kıyımlardan kurtulan öncülerimizle birlikte, idealimizi asıl sahiplerine, işçi sınıfı ve yoksul köylülere ulaştırmak için girilmedik fabrika, geçilmedik yol, çıkılmadık dağ bırakmamak için savaşım veren bir kuşaklar olageldik. Yenilgimiz okulumuz olmuştur ama yenilmek açıklayamaz bizim gerçeğimizin bütününü; umudumuz, inancımız, yiğitçe savaşımız, yıldırılamayan direncimiz açıklar ancak bizi."
'KIZILDERE KATLİAMI, YOLDAŞI İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALMA GİRİŞİMİNİN SONUCUDUR'
"Yeni kuşaklara, bedelleri ağır olan deneyimleri aktarmanın kuşağın görevi olduğunu" belirten Telli, sözlerine şöyle devam etti:
"Kızıldere Katliamı; dayanışmanın, direnişin, yoldaşı için ölümü göze alma girişiminin sonucudur. Tarihte benzerine az rastlanan örneğidir. Bunu asla unutmayalım. Bu gözüpekliği, bu duyguyu hayatımıza çağırabildiğimiz ölçüde dayanışma ve mücadele kültürümüz kökleşecektir. Ama eksiklerimizi ve yanlışlarımızı, alacakaranlıkta kimi zaman kör dövüşüne dönüşen yönelimlerimizi de bilince çıkarmaya devam edeceğiz. Mücadelemizi özeleştirimizle birlikte yeni kuşaklara aktarmakta yükümlü saydığımız için ideallerimizde ısrarlı olduğumuz için yoluna adanmaya başladığımız yılları temsil eden bu toplu duruşla ve isimle anılmaktan ve anmaktan onur duyarız. Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Ertan Saruhan, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna, Cihan Alptekin onurumuzdur. Şimdi onların direnişçi, dayanışmacı duygularını kuşanıp günümüze çağırma vakti. Şimdi onları dinleme vakti. Şimdi ölülerimizin söz hakkını savunma vakti."
'DEVRİMCİ DAYANIŞMANIN EN MÜSTESNA ÖRNEĞİNİ VERDİLER'
Emek Partisi (EMEP) Ankara İl Başkanı Şükran Doğan da Mahir Çayan'ın mezarı başında yaptığı açıklamada, "Onlar farklı politik hatlarda olmalarına rağmen, devrimci dayanışmanın en müstesna örneğini verdiler tarihimizde. Onları partimiz, Mahir’in nezdinde her zaman saygıyla ve sevgiyle anacaktır. Bugüne, bize bıraktıkları bu devrimci dayanışma örneği olmuştur. Biz de devrime ve sosyalizme olan inancımızla, bir kez daha Mahir’in nezdinde söz vererek buradan ayrılıyoruz" dedi.