KKE: Seçim öncesi Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde garip bir sessizlik var
Rizospastis gazetesinde yayınlanan analizde, Türkiye ve Yunanistan'da seçimler yaklaşırken 'ilişkilerde garip bir sessizlik' olduğu belirtildi. Aynı sessizliğin, Atina'da da hakim olduğu yazıldı.
DUVAR - Yunanistan Komünist Partisi'nin (KKE) yayın organı Rizospastis gazetesinde yayınlanan analizde Türkiye-Yunanistan ilişkileri ele alındı. İki ülkede de seçimler yaklaşırken, 'ilişkilerde garip bir sessizlik' olduğu belirtilen başyazıda, "Seçimlere yaklaşırken Türk-Yunan ilişkilerini garip bir 'sessizlik' kapladı" yorumuna yer verildi.
'EŞEĞİN KUYRUĞU KONUSUNDA BİLE KAVGA EDİYORLAR'
İlgi çekici sessizliğin sadece Ege ile sınırlı olmadığına, Yunanistan siyaset gündemini de kapsadığına işaret edildi. Yazının girişi bölümünde bu gelişme ile ilgili olarak, şu ifadelere yer verildi: "Eşeğin kuyruğu konusunda bile kavga eden Yeni Demokrasi-SYRIZA-PASOK, seçim öncesi oluşturulan ve seçimden sonra ABD-NATO-AB şemsiyesi altında 'yürütülecek' gündem hakkında duyulan ve yazılanlarda tek bir çatışma noktası bulamıyor."
Yazının devamında, 'depremden etkilenen Türkiye halkına yapılan yardımın, tüm burjuva partileri tarafından (Türk-Yunan ilişkilerinde Atina açısından) acı çözüm pazarlıklarını yeniden ısıtmak için bir nevi fırsat olarak görüldüğü' görüşü öne çıkarıldı.
'NATO VE TÜRKİYE BURJUVAZİSİNİN HAYATİ ÇIKARLARI'
Başyazıda, şöyle devam edildi: "Gerçekte, elbette bu sessizlik hiç de 'tuhaf' değildir. Yeni Demokrasi, SYRIZA, PASOK ve diğerleri, rakipleri Çin ve Rusya'nın planlarına karşı NATO'nun güneydoğu kanadının güçlendirilmesi ve NATO'nun bütünlüğünün her koşulda sağlanması 'ihtiyacı' konusunda hemfikirdirler. Emperyalist çatışmaların yoğunlaştığı ve Ukrayna'daki savaşın uzama tehlikesinin daha da görünür hale geldiği şu günlerde bu daha da önem kazanıyor. Bu, Türk burjuvazisinin 'hayati' çıkarları için pazarlık yaptığı geniş konu yelpazesi üzerinde ödünlerle Türkiye'yi 'Batı' kampında tutmak anlamına geliyor ve Amerikan silahlarının tedarikinden Suriye'deki 'güvenlik' meselelerine kadar meseleleri alakadar ediyor."
Rizospastis gazetesine göre Ege, Karadeniz ve Suriye özelinde başlayan pazarlıklar Hazar Denizi'ndeki gelişmeleri, Doğu Asya-Pasifik'teki petrol yataklarının işletilmesi, kitle imha silahlarının tedariki, Doğu'daki petrol yataklarının işletilmesi gibi meseleleri de yakından alakadar ediyor. Gazeteye göre bu konularda yeni dönemde, 'NATO mührü altında tehlikeli düzenlemelere gidiliyor'.
'HALKLARIN GERÇEK DAYANIŞMASIYLA ALAKASI YOK'
"Bu nedenle ülkenin dört bir yanına birbiri ardına NATO üsleri 'ekiyorlar', GSYİH'nın yüzde 2'sinden fazlasını NATO silahlanmasına harcıyorlar ve Kurtarma Fonu'nun kaynaklarını tam da bu tasarıma hizmet eden yatırımlara ve altyapıya yönlendirmeyi kabul ediyorlar" denilen yazıda, Yunanistan'ın merkez partilerinin bu gidişatla hemfikir oldukları görüşü öne çıkarıldı.
Yazıda ayrıca şu ifadeler kullanıldı: "İtalya ve Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölgelerin tanımlanmasına yönelik anlaşmalar, özünde ortak sömürüyü barındıran İsrail-Lübnan Anlaşmasına atıf, Mevlüt Çavuşoğlu'nun Lahey'e başvuru hakkında yaptığı son açıklamalar, ABD-NATO-AB'nin 'gözetiminde' perde arkasında hangi 'çözümlerin' tartışıldığı hakkında bizlere fikir sunuyor. Burjuvazi ve iki ülke hükümetleri arasındaki bu pazarlıkların, Ege'nin her iki kıyısında ortak acıları ve kaygıları paylaşan halkların gerçek dostluğu ve dayanışmasıyla hiçbir ilgisi yoktur."