KKE'den hükümete 'mülteci' tepkisi: Türkiye ile pazarlık devam ediyor

Kiryakos Miçotakis hükümetinin mülteci politikasını eleştiren Yunanistan Komünist Partisi'nin açıklamasında, 'Türkiye ile pazarlık' eleştirildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yunanistan Komünist Partisi (KKE), Kiryakos Miçotakis hükümetinin mülteci politikasını eleştirdi. KKE'nin Göçmen ve Mülteci Hakları Bölümlerarası Komitesi Başkanı Katerina Geraki'nin imzası ile yayımlanan yazıda, Avrupa Birliği'ne (AB) de tepki gösterildi. 

Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Yerinden yurdundan edilmiş binlerce insanın zaman içinde yaşadığı vahşet gizlenemez. Milyonlarca insanın evlerinden koparılması 'doğal bir olay' değildir. Bunun nedeni, bugüne kadarki tüm hükümetlerin sorumluluğuyla ülkenin dahil olduğu ve katıldığı emperyalist karşıtlıkların ve emperyalist müdahalelerin yoğunlaşmasıdır."

'KAÇAKÇILIK FAALİYETLERİNE ZEMİN'

Açıklamada, şöyle devam edildi: "İktidarın, SYRIZA hükümeti tarafından imzalanan AB-Türkiye Ortak Deklarasyonu'na bağlılığı, Ege'nin her iki yakasında zulüm görenlerin araçsallaştırılmasına yol açmıştır. Ortak deklarasyonla başlatılan Türkiye ile pazarlığın devamı, kaçakçılık şebekelerinin tehlikeli faaliyetlerinin geliştiği zemindir. Ege Denizi'nde binlerce ölü ve kayıp insanın bulunduğu gemi kazaları sanki 'normalmiş' gibi hız kesmeden devam ederken, hükümetin sözüm ona sorunun üzerine gitme teşebbüsü kışkırtmadan öte bir şey değildir."

Mültecilerin, birçok sektörde sömürüldüğüne dikkat çeken KKE, "Bugün, AB ve burjuva hükümetlerinin politikasına dayanarak, mülteci statüsü esasen sadece Ukrayna'daki Rus-NATO emperyalist savaşının zulmüne uğrayanlara tanınırken, Suriye, Afganistan vb. emperyalist müdahalelerin yerinden ettiği kişiler 'gerçek mülteci' olarak kabul edilmemekte, 'yasadışı' göçmenler olarak adlandırılmaktadır. (Aynı süreçte) Tüm hükümetlerin büyük sorumluluğuyla, binlerce belgesiz göçmen, tarım işçisi, ev işçisi, turizm vb. sektörlerde en acımasız sömürünün kurbanı olarak yıllardır ülkede yaşamaya ve çalışmaya devam etmektedir. Tüm bu 'görünmez' insanlar pandemi koşullarında tamamen korumasız bırakıldı" görüşlerine de yer verdi.