Koca: Çin aşısı pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor
Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İngiltere bir mutasyon olduğunu ilan etti. Bu mutasyon eylül ayından beri mevcut” dedi. Çin'den gelecek korona virüsü aşısına da değinen Koca, "Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğundan eminiz. Çin makamları da Türkiye'ye gönderilecek aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar. Bir aksilik olmazsa pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor" diye konuştu.
DUVAR - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısından sonra basın toplantısı düzenledi.
Kendisine destek verenlere teşekkür eden Koca, “Salgın boyunca üzerimde çok ağır bir sorumluluk olsa da, her durumda karşınıza çıkıp gelişmeleri sizlere zamanında ve en açık şekilde iletmeye çalıştım. Bunun görev olmasının yanında insani bir de yönü var. Kısıtlama ilan etmek, korku dolu haberleri en anlaşılır şekilde vermeye çalışmak, kayıpları açıklamak ve bunu salgın boyunca yapmak çok zor. Bu zorluktaki en büyük desteğim sizler olduğunuz. Karşınıza her çıktımda umutla dinlediniz ve destek oldunuz. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim” diye konuştu.
“Tünelin ucunda bir ışık belirince arkamızdakilerin öne doğru atıldığına, önden gidenleri ezmeye çalışmasına, izdihama neden olabilecek hatalar yaptıklarına da şahit olduk” diyen Koca, “Bu, her ne kadar işimiz zorlaştırsa da bilimden vazgeçmeden yolumuza devam ettik. Bunun en büyük şahidi sizlersiniz” ifadelerini kullandı.
Korona virüsü (Covid-19) salgınının hayatın bütün alanlarını etkilediğini dile getiren Koca, “Salgın her alanda bizi etkiledi. Dünyanın ahlakını yeniden tanzim etti. Ülkelerin birbirlerinin yardım malzemelerine el koyduklarına şahit olduk. Alışkanlıklarımız değişti. Selamlaşmadan alışverişe kadar tüm hayatımızda yenilikler oldu. Bunları sancılı değişiklerdir, farkındayım” dedi.
Fahrettin Koca'nın açıklamasından satır başları şöyle:
TÜRKİYE'DE MİLYON NÜFUS BAŞINA VEFAT SAYIMIZ 216: Tarih bu yılları hastalığa adını veren 2019'dan başlayarak büyük salgın yılları olarak anacaktır. Bugüne kadar Almanya'da her 1 milyon nüfus başına 325 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Sürü bağışıklığını uygulamaya çalışan İsveç'te 789, en çok vaka ve vefat sayılarına ulaşan ABD'de 984, virüste mutasyon görüldüğü iddiasıyla gündeme gelen İngiltere'de 994 kişi öldü. Türkiye'de ise milyon nüfus başına vefat sayımız 216'ya ulaştı.
DÜNYADA GÜNLÜK VAKA SAYISI 9 KAT ARTTI: Günlük vaka sayıları dünyada nisan ayındaki ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Şu an ise neredeyse 9 kat artışla 700 binlere ulaştı. Nisan ortasındaki ilk pik döneminde 8 bin 500 civarında olan günlük vefat sayılarının 14 binlere ulaştığını üzüntüyle görüyoruz. Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır. Salgın gelişmiş olduğunu iddia edenle, geri kalmış olduğunu sanılanı eşitledi.
TÜRKİYE'DE EKİMDEN İTİBAREN HIZLI VAKA ARTIŞI OLDU: Ülkemizde de ekim ayının ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı baş gösterdi. Birçok ilimizde yüzde 100'leri aşan artışlar oldu. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. Çok sayıda yaygın, genel tedbirler hayata geçirildi. Bunun yanında salgının seyrine göre illerimizde tek tek değerlendirme yapılarak yerel imkanların seferber edildiği, yoğun bakım kapasitelerimizin arttırıldığı, filyasyon ekip sayılarının arttırılması yanında, motorize ekipler halinde yaygın temaslı takibinin yapıldığı bir dönemi yaşadık.
SIKI TEDBİRLERLE GÜNLÜK VAKA SAYILARI DÜŞTÜ: Sıkı tedbirlerin uygulanması sayesinde günlük vaka sayılarında Gaziantep'te yüzde 66, Tekirdağ, Bursa ve İzmir'de yüzde 60, Ankara ve Samsun'da yüzde 55, Trabzon ve Adana yüzde 50, Diyarbakır ve Hatay'da yüzde 48, Kayseri ve Kocaeli yüzde 45, Şanlıurfa'da yüzde 40, Antalya'da yüzde 30 ve Mersin'de yüzde 30'a varan düşüşler sağlandı. İstanbul'da vaka sayısında önemli düşüş kaydedilirken bu poliklinik başvurusuna yüzde 50, hastane yatışları ve yoğun bakım doluluk oranlarına ise yüzde 25 olarak yansıdı.
MUTASYON EYLÜL AYINDAN BERİ MEVCUT: Bugünlerde dünya virüsün mutasyonuyla ilgili tedbirlere yoğunlaşmış durumdadır. Biz de gerekli tedbirleri vakit geçirmeden uyguladık. İngiltere bir mutasyon olduğunu ve bunun virüsün daha hızlı yayılmasına neden olduğunu ilan etti. Bilinmelidir ki bu mutasyon eylül ayından beri mevcut. Koronavirüs damlacık enfeksiyonla bulaşan bir hastalıktır ve yayılma hızı yüksektir. Mutasyonun yayılma hızını arttırması çarpan etkisi yapabilir. Ancak mutasyon ve varyasyonlar düzenli olarak taranmaktadır. Ülkemizde halk sağlığı laboratuvarlarımız bu işi düzenli olarak yapmaktadır.
MUTASYONLARI DÜZENLİ OLARAK İNCELİYORUZ: İngiltere'deki kontrolsüz vaka artışının araştırılırken eylül ayından beri var olan mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir. Türkiye salgının başından beri tüm gelişmeleri dikkate alarak, hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir. Bu sayede virüsün Türkiye'ye girişini 3 ay geciktirdik. Mutasyonlar konusunda düzenli incelemelerimiz devam etti, müsterih olunuz.
İNAKTİF AŞI, BİLİNEN EN KADİM AŞI YÖNTEMİDİR: Bir kez daha neden inaktif aşı tercih ettiğimizi izah etmek istiyorum. İnaktif aşı, bilinen en kadim aşı yöntemidir. En basit ifadeyle virüs uygun ortamlarda çoğaltıldıktan sonra öldürülerek onu tanıması için vücuda enjekte edilmesi yöntemidir. Bu daha önce tecrübe ettiğimiz faydasından emin olduğumuz yöntemdir. Ülkemizde devam eden aşı çalışmalarından önde giden üç tanesi inaktif aşılardır. Bununla birlikte ülkemizde 2 aşı adayımız insan deneyleri safhasına ulaşmıştır. Benzer şekilde virüs benzeri parçacık temelli 1 aşımız da insan deneyleri safhasındadır.
AŞININ ETKİLİ OLDUĞUNDAN EMİNİZ: Türkiye'de klinik çalışması olan kendi insanımızda etkisi gösterilmiş bir aşıyı kullanmak istediğimiz aşıyı kullanmayı beyan ettik. Tercih ettiğimiz aşının da klinik çalışmaların somut neticelerini bekleyip, oan göre harekete geçmek için uğraş verdik. İnaktif aşının ülkemizdeki faz 3 çalışması başarıyla sürmektedir. Aşılama programına bir an evvel başlayabilmek için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz klinik çalışmaların ara sonuçlarını istemiştir. Bu veriler bağımsız değerlendirme komitesi tarafından değerlendirilerek kuruma iletildi. Kurumumuzda çalışmanın ara sonuçlarını Bilim Kurulumuza sunmuştur. Bilim Kurulumuzun değerlendirmeleriyle aşının ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımıza gösterdiği etkiden emin olduk. Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğundan eminiz.
ÇİN MAKAMLARI ONAY İŞLEMLERİNİ TAMAMLADI: Bu güzel haberi başka bir güzel haberle süslemek isterim. Çin makamları da Türkiye'ye gönderilecek olan aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar. Üreticilerin depolarında hazır olarak bizden gelecek habere göre bir aksilik olmazsa pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor. Bu güzel haberlerin ülkemiz için insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
AŞININ KORUYUCULUĞU YÜZDE 91.25: Bu sonuçlar, bu aşıyla ilgili dünyada açıklanan ilk veriler. Özetle aşının koruyuculuğu yüzde 91.25 oranında. Bu erken dönem sonuçları, giderek daha da artmış olacak.
GÜNDE ORTALAMA 1.5-2 MİLYON AŞIYI YAPMA İMKANIMIZ VAR: (Aşılama stratejisi nasıl olacak, aşılamanın ne kadar zamanda yapılması planlanıyor?) Bilim Kurulumuz daha geniş bir çalışma yaptı, bir strateji hazırlandı. 4 aşamalı bir stratejiydi. İlk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Birinci aşamada 9 milyona yakın kişinin olduğunu söyleyebilirim. Şubat sonuna kadar elimizde olmasını sözleşme gereği düşündüğümüz 50 milyon aşı olduğunu söylemiştim. İlk planda sağlık çalışanlarından başlamak üzere daha kısa bir zaman diliminde ocak, şubat, mart gibi en geç nisan olmak üzere yaygın ilk iki hatta üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı hedefliyoruz. Kitlesel bağışıklamada ne kadar dar bir zaman içinde yoğun aşılama yapılırsa başarılı olacağımızı biliyoruz. Günde ortalama 1.5 hatta 2 milyon aşıyı yapma imkanımızın olduğunu söyleyebilirim.
İNGİLTERE'DE BİRDEN FAZLA MUTASYON BİR ARADA GÖRÜLDÜ: (İngiltere'deki virüs mutasyonunun ardından alınan tedbirler genişletilecek mi, Türkiye'de mutasyonlu virüs kaynaklı bir vaka tespit edildi mi?) Bildiğiniz gibi özellikle temmuz-ağustos hatta eylül ayından itibaren dünyada yer yer mutasyonların olduğunu, Türkiye'de benzeri mutasyonların varlığını, bu mutasyonun daha çok virülansın üzerinde etkisi olmadığını, daha çok bulaştırıcılığı üzerinde etkisinin olduğunu daha önce de söylemiştik. Biz de belli zaman dilimlerinde bu anlamda mutasyonun olmadığının analizini yapıyoruz. Burada İngiltere'de olan birden fazla mutasyonun bir arada görüldüğü, bulaştırıcılığın özellikle daha fazla olduğu şeklinde. Bizim yaptığımız ön izleme ve analizlerde buna benzer bir mutasyona rastlamadığımızı, ama gelecek hafta tam genom analiz yaparak bununla ilgili daha net bir şey söylemek mümkün. Genel olarak dünyada mutasyonun bulaştırıcılığın artması yönünde olduğunu biliyoruz.
KAPALI VE KALABALIK ORTAMLAR DAHA RİSKLİ OLDU: İngiltere, Danimarka, Güney Afrika için kısıtlama söz konusu oldu. Şu anda yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz. Bizim üzerinde durmamız gereken bulaştırıcılığın artmasıyla birlikte bir araya gelmelerin, kapalı ve kalabalık ortamlarda bir arada olmanın daha riskli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
BREZİLYA'NIN SONUÇLARI AÇIKLAMAMASI KENDİ İÇ SORUNU OLABİLİR: (Brezilya'nın Çin aşısının faz 3 sonuçlarını açıklamayı ertelemesi) “Brezilya'nın kendi iç sorunu olabilir. Bizim için başından beri ifade etmiştim, özellikle faz 3 çalışmalarına izin verirken Türkiye'deki başarısını bu aşıların, vatandaşımızın üzerinde görerek aksiyom almak istiyoruz demiştim. Biz o dönemde hem Pfizer hem de Sinovac'a faz 3 çalışması için izin vermiştik. 24 merkezde yapılan, bağımsız komite tarafından yakın takip edilen, bu sonuçları görmemiz diğer sonuçlardan daha önemli olduğu kanaatindeyim.
PFİZER/BİONTECH AŞISINDA FİYATLA İLGİLİ BİR SORUN OLMADI: (Pfizer ve Biontech'in ortak geliştirdiği aşısıyla ilgili görüşmeler ne aşamada?) “Bu konu biraz fazla gündeme getirilen, yer yer yanlış bilgi aktarımının olduğu gördüğümüz bir konu. Biontech aşısıyla ilgili, biz tabi ki inaktif aşıyı önemsemiştik. Başından beri bu aşıyı geliştiren iki Türk bilim adamımız olması nedeniyle, bu aşının Türkiye'de uygulanmasını istedik. Bununla ilgili bize başından beri söylenen 25 milyon gibi aşının söz konusu olabileceğini, 2021 yılı için yıl sonuna kadar belki 1 milyon gibi bir aşının olabileceği ifade edilmişti. Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı. O konuda olması gereken fiyatın olduğunu, dünya ölçeğinde daha uygun rakam olduğunu söyleyebilirim. Bu dönemde yaşadığımız esas sorun şu oldu, bu dönemde aşının üretimiyle ilgili sorumluluk taşımama durumunun sözleşmeye yazılması istendi. Acil kullanım izni olduğu için şu dönemde pandemi dönemi olduğunu için üretimle ilgili bir sorun olma durumunda sorumluluk taşımamayı sözleşmeye konmak istendi.
SORUNU KISMEN AŞTIK, MART SONUNA KADAR 4.5 MİLYON DOZDA ANLAŞTIK: Vatandaşımıza herhangi bir sorun olursa, sorumluluk taşımadığını üretici firmanın doğru olmadığını düşündük. Bu görüşmeler devam etti. Son 2-3 gün Uğur hocayla (Uğur Şahin) 5-6 kez görüştüğümüzü söyleyebilirim. Uğur hocayla bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim. Gelinen noktada sözleşmenin miktarıyla üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Yani sözleşme miktarından daha fazla bir sorumluluk taşımama noktasında ısrarlı olduklarını, bunu aşmamızın mümkün olmadığını ifade ettiler. Biz de sözleşmenin miktarınca sorumluluk alınabileceğini belirterek bu aşıyı yapabileceğimizi konuşmuş olduk. Mart ayı sonuna kadar 4.5 milyon ve opsiyonel olarak 30 milyon kadar da ocak veya şubat ayında söz konusu olabileceğini görüşmüş olacağız. Mart sonuna kadar 4.5 milyon, opsiyonel olarak 30 milyona kadar aşının sözleşmesi netleşmiş oldu. Bu gece veya yarın imzalanmış olur. Bu aşının da yaygın bir şekilde imkanlar ölçüsünde kullanmayı sağlıyor olacağız.
SİNOVAC AŞISI İLK PLANDA 3 MİLYON OLARAK GELECEK: (Çin aşısı ilk etapta kaç doz gelecek?) Sinovac aşısı ilk planda 3 milyon olarak gelecek. Toplam şubat ayı sonuna kadar 50 milyon gibi bir sözleşme yapıldı. Ve 3 milyon olarak gelecek ilk partinin de pazartesi sabah Türkiye'de olacağını söyleyebilirim. Pfizer/Biontech aşısıyla ilgili olarak mart sonuna kadar 4.5 milyon gibi planladık, zannediyorum ocak ayında bunun 1.5 milyon gibi kısmı gelmiş olacak. Ama önümüzdeki haftalar bunu takvimle netleştirerek Uğur hoca bize bildirmiş olacak. Dünyadan daha ucuza hem Sinovac hem de Pfizer/Biontech aşını almış olacağız. (HABER MERKEZİ)