İlk mekan kokulandıran Neron'du
Kleopatra’dan Sezar’a, Hürrem Sultan’dan Fatih’e kadar tarihin birçok önemli ismi, vermek istediği mesajları birçok farklı kokuyla iletti. Mekan kokulandırma Neron'la başladı
DUVAR - Binlerce yıldır uygarlıkların bir parçası olan kokular, kozmetik ve sağlık amaçlı kullanılırken ibadet ve manevi ritüelleri yerine getirme aracı olarak da bilindi. Koku Akademisi’nin kurucusu Koku Uzmanı Bihter Türkan Ergül, kokunun tarihi serüvenini anlattı.
KLEOPATRA'DAN SEZAR'A KAKULE ESANSLI PAPİRÜSLER
Koku kültürünün gündelik hayatın vazgeçilmezi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Ergül, “Tarihe baktığımızda papirüslerde ve kil tabletlerde eski Mısırlıların, sabah güneş tanrısı Ra’ya tapınılmak için güneş doğarken kekik, biberiye, nane yaktıklarını görüyoruz. Kleopatra, Sezar’a gönderdiği papirüsleri kakule esansına yatırıyor. Bu, güvenlik ve eminlik duygusu verir. Sümerliler, gül suyundan bahseder. Sümer kil tabletlerinde gül suyu vardır. Gül suyu, bizim somut olmayan kültürel mirasımızdır” dedi.
MEZOPOTAMYALILARIN AKGÜNLÜK RİTÜELLERİ
Eski uygarlıklarda kokunun, şifa ve günahlardan arınma aracı olarak da kullanıldığını aktaran Ergül, “Mezopotamyalıların akgünlük ritüelleri vardır. Tepe çakrasına, yani başlarının üzerine akgünlüğü koyarlar. Rahipler, hastayı 3 gün boyunca yıldızların altında uyutur. Böylece rehber rüyalardan hastalığına sebep olan günahın bulunduğuna inanılır” diye konuştu.
KIZ GÖRMEYE GİDERKEN ZAMBAK KOKUSU
Osmanlı döneminde, kız görmeye gidilirken zambak kokusu götürüldüğünü söyleyen Ergül, “Zambak götürülmesi ‘kızınıza talibiz’ anlamına gelir. Eğer misafirlere karanfilli şerbet ikram edilirse ‘buyurun gelin, kızımızı isteyin’ mesajı verilmiş olur. Kokular, binlerce yıldır ‘suskunluğun gücü’ gibi kullanılmıştır” bilgisini verdi.