Komisyoncular: Çiftçinin ürününün para etmemesinin nedeni biz değiliz

Son dönemde ülkenin dört bir yanında eylemde olan çiftçilere göre zarar etmelerinin nedenlerinden biri komisyoncular. Komisyoncular da, "Ürünlerinin para etmemesinin nedeni biz değiliz” diyor.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

URFA - Market rafları ve üretici arasındaki fiyat farkı gün geçtikçe daha da artıyor. Halden çıktıktan sonra markete gidene kadar zamlanan ürünler, halkın mutfağına yüksek fiyata girerken üretici de ürününü yok pahasına sattığını söylüyor. Aradaki farkla ilgili çiftçiler komisyoncuları suçlarken, zaman zaman iktidar kanadı da komisyoncuları fırsatçılıkla suçlayan açıklamalar yapıyor. 

Şanlıurfa Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği (ŞASEMKOM) Başkanı Kemal Sezer ise suçlamaları reddederek sebze meyve satışındaki süreci anlattı: “Komisyoncular hiçbir zaman çiftçiden mal almaz, komisyoncu aracıdır. Çiftçi gelir malını kamyonla ya da pikapla halde komisyoncunun dükkanın önüne indirir, satılığa koyar. Müşteri gelince onu satar sadece yüzde 10 komisyonunu alır.”

‘ÜRÜNÜ PARA ETMİYORSA KOMİSYONCU NE YAPSIN?’

Çiftçilerin, “Komisyoncular malımızı boğmaya çalışıyor, elimizden almaya çalışıyor” ifadeleri ile kendilerini suçladıklarını söyleyen Sezer, “Bunlar yalandır, komisyoncu hiçbir zaman kimsenin malını yemez. Biz alacağımız komisyona bakıyoruz. Diyelim ki çiftçi ürünü tarladan topladı, bir kamyon malı getirdi, komisyoncu bunu sattı; ister 1 liraya satsın ister 1000 liraya satsın, alacağı komisyon bellidir. Yani komisyoncu çiftçiden gelen malı direkt kendisi almaz" diye konuştu.

Çiftçinin ürünlerini ucuza satmakla suçlandıklarını söyleyen Sezer, “Ürün para etmiyorsa komisyoncu ne yapsın? Yani ürünlerin çoğu para etmiyor, bizim bir suçumuz yok. Sebze-meyveleri stokladığımız söyleniyor; günlük satılır bu ürünler, yoksa bozulur. Sebze-meyve bakliyat ürünleri gibi değildir” dedi.

‘ÇİFTÇİ ÜRÜNÜ TARLADAN MALİYETİ YÜKSEK DİYE KALDIRAMIYOR’

Urfa Hal Pazarı'nda iş yapan komisyoncu Orhan Demir de fiyatlardan kendilerinin sorumlu olmadığını belirterek, çiftçilerin yaşadıkları sıkıntının en büyük nedeninin yüksek girdi maliyetleri olduğunu aktardı. Demir konuyla ilgili şunları söyledi: “Durum çok da iç açıcı değil. Çiftçi arkadaşlarımızla konuştuğumuz zaman çoğunun mahsulünü tarlada bıraktığını duyuyoruz. Niye kaldıramıyor tarladan? Giderleri çok yüksek.”

Haldeki fiyat dengesinden bahseden Demir, “Arz-talep meselesi. Şöyle örnek vereyim; diyelim bugün buraya salatalık eksik geldi, o zaman fiyat yükseliyor. Ama 3 araba yerine 4 araba geldiği zaman malın fiyatı düşüyor” dedi.

Bazen ürünleri satamadıklarını da söyleyen Demir, “Satamadığın zaman çiftçi diyor ki, ‘niye malımı satmadın?’ Biz de satmak zorundayız. Örneğin geçen hafta bana kavun geldi, fiyatları çok düşük, satılmıyor. Öyle ki 1 lira fiyat veren olsa vereceğim ama o bile yok. Ben de vakıftaki arkadaşlarımı aradım ‘Gelin alın’ dedim. Çevredekilere dağıttık. Ne yapabiliriz ki? Kasada kalıyor, çürüdü çürüyecek, öyle olunca bize de uyarı geliyor. O yüzden dağıtıyoruz" şeklinde konuştu. 

Ürün satılmadığında çiftçinin gelip ürünü halden alamayacağını, bunun yeni bir masraf olacağını aktaran Demir, “Yani burada fiyatlar ve satışlar şöyle belirleniyor; mal ne kadar çok olursa fiyatı o kadar düşük oluyor. Mal ne kadar az olursa fiyatı da yüksek oluyor. Yaz olduğu için nüfus azaldı, memur memleketine gitti, zengin tatile, fakir tarlada çalışmaya... Öyle olunca nüfus az, ürün fazla oldu” dedi.