Yeni bir azınlık: Hakikat

Hem bilim insanları hem de gazeteciler hakikatin peşindedir. Ancak COVID-19’la birlikte hakikat iki eğilim arasında sıkışmış durumda. Bir yandan bilim karşıtı bir harekete, diğer yandan hakikati baskılayan iktidar politikalarını ve insan değerlerini inkar eden bir bilimsel özcülük anlayışına tanıklık ediyoruz. Bu ikileme panzehir olarak gazetecilikte klasik 5N1K'nın ötesine uzanan yeni bir çerçeveye ihtiyacımız var.

Google Haberlere Abone ol

Vural Özdemir*

Azınlık dediğimizde genellikle bir kişi veya topluluğu düşünürüz. Ancak bazen azınlık, belli bir görme biçimi de olabilir. 21. yüzyılda geldiğimiz noktada ise “hakikat”i yeni bir azınlık olarak tanımlayabilecek duruma geldik.

Hem bilim insanları hem de gazeteciler hakikatin peşindedir. Ancak COVID-19’la birlikte hakikat iki eğilim arasında sıkışmış durumda. Bir yandan bilim karşıtı bir harekete, diğer yandan hakikati baskılayan iktidar politikalarını ve insan değerlerini inkar eden bir bilimsel özcülük anlayışına tanıklık ediyoruz.

Bilim karşıtlığı da bilimsel özcülük de hakikate ve kamu çıkarına zarar verir. COVID-19 salgınıyla her ikisinin de yükselişini izlemek mümkün.

GERÇEĞİ ARAMAK HİÇ BU KADAR ZOR OLMAMIŞTI

SARS-CoV-2 virüsünün yol açtığı COVID-19 salgınıyla, bilim insanları ile gazeteciler aynı geminin yolcuları haline geldi. Risklerin yüksek olduğu ve kararların acil gerektiği bu günlerde, virüs ve belirsizlikler denizinde gerçeğin izini sürmek ve kamuya bildirmekle yükümlüler.

Otoriter yönetimlerin ve popülist liderlerin toplumu kontrolleri altına almak ve iktidarı bırakmamak için giderek daha fazla bilim karşıtı söylemlere başvurması bu çabayı daha da zorlaştırıyor. Kamusal alan, belki daha önce tarihte eşi benzeri görülmemiş bir dezenformasyon yığınıyla dolu; bu da yıkıcı bir salgının orta yerinde çok ihtiyaç duyduğumuz somut gerçeği/hakikati azınlık konumuna indiriyor.

Ancak COVID-19 gazeteciliği ve bilimsel çalışmaların önündeki engeller sadece bilim karşıtlığından ibaret değil. Bazen felaketlere verdiğimiz cevaplar daha kötü, olumsuz sonuçlara da yol açabiliyor. Örneğin, bilim karşıtlığı, hakikat-ötesi ve popülist hareketlere tepki olarak bilimsel özcülük anlayışı da yükselişe geçti. Bilimde özcülük, bilim insanları ile teknolojiyi hakikat üzerindeki tek otorite ilan eden teknokrasi uygulamasıyla birebir ilişkilidir.

Bundan 30-40 yıl önce, bazı uzmanlar pasif (sigara) içiciliğin sağlığa zarar vermediğini iddia ediyordu. 1998 yılında yapılan bir çalışma, bu konuyla ilgili makaleleri içerik kalitesi, hakem kurulu değerlendirmeleri ve yayın yılı bakımından da ele alarak, pasif içiciliğin “zararsız” olduğu sonucuna ulaşan “bilim yazarları”nın tütün endüstrisi ile ilişkileri olduğunu ortaya koydu.

Bilimsel özcülük, teknoloji ile bilim insanlarını tek otorite ilan ederek bu tür iktidar ilişkilerini ve finansal çıkar çatışmalarını görünmez kılar.

COVID-19 pandemisi sürecinde gerçeğin izini sürebilmek için bilimde ve bilim insanlarının uygulamalarındaki iktidar ilişkilerini ve çıkar çatışmalarını incelemek de yeterli olmayacaktır. 1980’lerden bugüne kırk yıldır dizginlerinden boşanmış giden neoliberalizm ve piyasacılığın, serveti sağlığa önceleyen anlayışı çerçevesinde üniversiteler ve akademya da kontrolsüz rekabetçilik, kendine hizmet eden araçsalcılık ve iktidar oyunları kültürünü teşvik ederek bilimi metalaştırmış, toplumsal ve ekolojik çıkarları denklem dışı bırakmıştır.

Nihayet, bilimin “bilim insanlarının yapıp ettiği şey” olduğunu hatırımızda tutmamız gerekiyor. Bilgiyi, bilen’den ayrı tutmak imkânsızdır. Bilim ve bilimsel bilginin politik olmadığı fikri, bizatihi politik bir önermedir.

Salgın süreci önümüzdeki aylarda ilerledikçe, bilim karşıtı hareketlere olduğu kadar, bilimsel özcülüğün yol açacağı olumsuz etkilere karşı da tetikte olmamız gerekiyor.

5N + 2K

Bilim karşıtlığı ve bilimsel özcülüğe karşı panzehir olarak gazetecilikte klasik 5N1K'nın ötesine uzanan yeni bir çerçeveye ihtiyacımız var. 5N1K’ya verilecek cevapları etkileyen iktidar ilişkilerini mercek altına almak için yeni bir soru sözcüğü eklemek gerekiyor:

• 5N (ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden?) + 2K (kim? kimin iktidarı?)

Buraya eklediğimiz ikinci K, 5N1K’yı eleştirel siyaset bilimi penceresinden sorgulatmayı hedeflemektedir; çünkü ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden ve kim sorularının tamamının ardında ideolojik ve politik etkenler de yatar.

Sağlık; biyolojik, sosyal ve politik bileşenler tarafından ortak üretilir. 5N1K gazetecilerin veri ve gerçeğe ulaşmalarında temel araçlarından olsa da, bu formüle ikinci K’yı iktidar ve siyaseti sorgulayan bir gazetecilik sorusu olarak eklemek, COVID-19 zamanında bilginin iktidar ve insan değerleri tarafından şekillenişini sistematik biçimde sorgulamayı sağlayacaktır. 5N + 2K çerçevesi aynı zamanda dezenformasyon, bilim karşıtlığı ve özcülük eğilimleri karşısında hakikatin izini sürmemizi de kolaylaştıracaktır.

*Doğa ve sistem bilimci hekim, teknoloji ve inovasyon politikaları alanında yazar.

**Bu yazının orijinali Duvar English’te yayımlanmıştır. (Çeviri: Gürçim Yılmaz)