Bayramda siyaset: Kimle bayramlaşmadığını söyle, ittifakını söyleyeyim
Bayramlaşma mesaisine katılan tüm partilerle görüşecek tek parti olan CHP sırasıyla AKP, DSP, Vatan Partisi, HDP, İYİ Parti, BBP, DP, MHP, Saadet, Anap, Yeniden Refah, Deva ve Gelecek ile görüşecek. Esasen bu durum muhalefet bloku açısından bir avantaj olarak değerlendirilebilir.
Kerem Yavaşça*
Adet olduğu üzere bayramlarda siyasi partiler, temsilciler aracılığıyla birbiri ile bayramlaşırlar. Medyaya yansıdığı üzere, Kurban Bayramı'nın ikinci günü gerçekleşecek partiler arası bayramlaşma mesaisi planlanmış. “Tabiatıyla” her parti birbiri ile bayramlaşmıyor. Bu minvalde, hangi partilerin birbiri ile görüşeceği üzerinden muhtemel siyasi ittifaklara dair çıkarımlar yapmak mümkün gibi görünüyor.
Öncelikle sayı itibariyle en çok ve en az partiyle bayramlaşacak partilere göz atalım. Bayramlaşma mesaisine katılan tüm partilerle görüşecek tek parti olan CHP sırasıyla AKP, DSP, Vatan Partisi, HDP, İYİ Parti, BBP, DP, MHP, Saadet, Anap, Yeniden Refah, Deva ve Gelecek ile görüşecek. Esasen bu durum muhalefet bloku açısından bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Zira kutuplaşmanın had safhaya ulaştığı günümüz siyasi atmosferinde, ana muhalefet partisinin aktif siyaset yapan neredeyse tüm siyasi aktörlerle aracısız görüşebiliyor olması ziyadesiyle mühim bir konu. Yüzde 50+1’in yegâne iktidar formülü olduğu mevcut şartlarda yaklaşık yüzde 25-30’luk bir seçmen desteğini haiz CHP’nin birbiri ile uzlaşmaz çizgide olduğu varsayılan siyasi gelenekler arasında bir köprü vazifesi görme ihtimali iktidar formülünün hayata geçirilmesinde oldukça önemli bir eşiğe tekabül ediyor. 2019 yerel seçimlerinde özellikle Ankara ve İstanbul’da işleyen bu sistemin arkasında Kılıçdaroğlu’nun ihtiraslarından arınmış ve hatta bir muhalefet koordinatörü olarak işlevsel bir pozisyona konumlanmasının hakkı teslim edilmeli.
En az sayıda partiyle bayramlaşacak olan parti ise HDP. Sırasıyla CHP, Gelecek, Deva ve Saadet’le görüşmeyi planlayan HDP, diğer partiler tarafından çeşitli gerekçelerle bayramlaşma programına alınmadı. Bu gerekçeler arasında -açıkça belirtilsin ya da belirtilmesin- öne çıkan saikin HDP’nin siyaset yaklaşımıyla ilgili olduğu açık. İktidar bloku, muhalefetin olası bir Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması konusunda HDP’nin oynayacağı kritik rolünün farkında. Yüzde 10 civarında oy potansiyeli olan bir partinin denklemlerin dışında tutulması şüphesiz akla yatkın bir ihtimal değil. Muhalefetin HDP’yi kapsayacak biçimde bir bütün olarak bir araya gelmesini engellemenin en konformist yolu ise onu (kriminalize ederek) rejim dışı göstermek. Böylece iktidar ve muhalefet blokunun ikili bir yapı üzerinde konsolide olmasını yavaşlatmak ve hatta mümkünse imkânsız kılmak halihazırda yürürlükte olan bir strateji. Öte yandan muhalefet içinde daha güçlü bir pozisyon elde etmek isteyen İYİ Parti’nin ise HDP hakkındaki tutumlarının iktidar bloku ile benzeşmesi şaşırtıcı değil. Zira İYİ Parti açısından HDP’yi olduğundan daha marjinal göstererek, CHP ile pazarlık masasına oturmadan evvel üçüncü ittifak ihtimalini ya da yeni bir sağ ittifakın gücünü köpürtmek evla görünüyor.
Diğerleriyle en çok ve en az sayıda bayramlaşacak partilerden farklı olarak, üzerinde durmak istediğim bir diğer konu ise stratejik olmanın yanı sıra duygusal oryantasyon ile hareket ettikleri varsayılan partiler. AKP’nin, lider kadrosu kendi içinden çıkan kişilerden oluşan partiler olan Gelecek ve Deva partileri ile görüşmeyecek olmasını, “davaya ihanet” düsturu üzerinden okumak mümkün. Zira AKP’nin her geçen gün zayıflayan toplumsal desteğinin ayan beyan açığa çıkmasını da sağlayan bu iki partiye öfkeyle yani duygusal biçimde yaklaştığını söylemek mümkündür. Ayrıca bu partilerle görüşmek, onların tanınırlığını yükseltmek ve diyaloğa açık-makul partiler olarak resmetmek anlamına da gelecektir. Keza MHP’nin İYİ Parti’yi benzer bir mantaliteyle bayramlaşma programına almadığı söylenebilir. Son aylarda yapılan seçmen davranışını ölçen kamuoyu araştırmalarında yüzde 10’luk seçim barajını aşmakta zorluk çekebileceği anlaşılan MHP’nin, İYİ Parti’yi “davaya ihanet” eden bir pozisyona itmek istemesinin hem duygusal hem de stratejik oryantasyonlarla verilmiş bir karar olduğu açıktır.
İyi bayramlar…
*Dr., Ahi Evran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü