Ruh sağlığı hastaneleri... Depo hastaneler ve Covid-19 sürecinde durum-2

Uluslararası platformlarca da teyit edilen, kimsenin reddetmediği bir insan hakları ihlalleri gerçeği var kapalı kurumlarda.

Google Haberlere Abone ol

Zafer Kıraç - [email protected]

Covid-19 sürecinde ruh sağlığı hastanelerinin ne durumda olduğuna ve bu hastanelerde kalan hastaların ve çalışanların bu süreci nasıl deneyimlediklerine bakmaya, insan hakları açısından nasıl bir manzara var ve nasıl çözümler üretilmiş, enine boyuna ortaya koymaya devam ediyoruz.

Depo hastaneler, ruh sağlığı hastaneleri başlıklı dizi yazımın ilk bölümü geçen hafta yayınlandıktan sonra oldukça ilginç tepkiler aldım. ‘Bu alanı hiç bilmiyordum, hiç ilgimi çekmemiş’ diyenlerin yani farkındalık oluştuğunu söyleyenlerin sayısı epeyce yüksek. Umarım bu farkındalık bir ilgiye ve bu alana katkı sunmaya dönüşür. Çünkü ruh sağlığı alanı ilgiye ve emek verilmeye çok ihtiyacı olan bir alan. Hala bir ruh sağlığı yasası yok mesela, ben diyeyim 5, siz deyin 15, defalarca komisyonlar kuruldu, taslaklar hazırlandı ve alanda çalışanların görüşleri alındı, tam çıktı çıkıyor derken, yine olmadı. Yani hala ruh sağlığı yasamız yok. Dolayısıyla bu alanda çalışan meslek uzmanlarının, psikologlar ve psikiyatristlerin bir meslek odaları yok. Neyse ki çok çalışan ve emek veren insanlarla dolu iki dernek var; Türk Psikologlar Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği.

Ruh sağlığı hastaneleri... Depo hastaneler ve Covid-19 sürecinde durumRuh sağlığı hastaneleri... Depo hastaneler ve Covid-19 sürecinde durum

'TBMM de bekleyen Ruh Sağlığı Yasa Taslağımız var artık' diyebiliyoruz. Hazırlanan son taslağa eleştiriler olsa da genel olarak üzerinde uzlaşmaya varılmış, iyi çalışılmış ve en kapsamlı yasa taslağı diyebiliriz. (1) Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan 'Ruh Sağlığı Yasa Teklifi'nin, Türkiye’deki ruh sağlığı hizmetleri konusundaki boşlukları dolduracağını söyleyen Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke “Bu kanun taslağı, derneğimizin Ruh Sağlığı Yasa Tasarısı Çalışma Grubu’nun da bulunduğu 9 meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katkılarıyla oluşturuldu. Yasa taslağının maddelerine baktığımızda, başlıkların her biri bu yasaya neden ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Bu kanunla koruyucu, önleyici, geliştirici ruh sağlığı hizmetleri; hizmet alan, hizmet sunan; bakım veren kişilerin hakları ve yükümlülükleri belirleniyor. Hastaların tanılanmasını kim yapacak? Tedavi hizmetlerini kim yürütecek, istemsiz yatış nasıl olacak? Bunlar önemli başlıklar. Mesela istemsiz yatış Medeni Kanun’un 432. maddesine göre yapılmaya çalışılıyor ama orada birçok aksayan yön var. Ayrıca ruh sağlığı hizmetlerinin denetlenmesi de önemli bir şey. Denetlemeyi yaparken insan hakları ile ilgili bazı durumlar var. Bunlar da yapılandırılırsa eğer, psikiyatri hekimleri de daha rahat edecekler. Yasa hem toplumu hem de hekimleri koruyan ve onların faydasına olan bir yasa. Ne zaman sır saklama yükümlülüğü olacak? Mahkemeler hangi bilgiyi isteyecek, hangi bilgileri istemeyecek, bunlar üzerinde o kadar belirsizlik var ki ve bunlar da hekimleri o kadar zorlayan şeyler ki, bunlar netleşecek ve açığa kavuşacak diye düşünüyorum” diyor. Bekliyoruz bakalım ne zaman yasalaşacak?

Tabii bu alanda hak temelli insan hakları çalışmaları yapan iki sivil toplum örgütü daha var. İyi ki varlar çünkü izleme ve raporlama yapıyorlar. RUSİHAK ve RUSAG bu alanın izlenmesi, meslek hatalarının görünür olması ve iyileştirilmesi açısından çok kıymetliler.

Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK) tarafından 2008 ve 2013 yıllarında yayınlanmış iki ayrı izleme ve değerlendirme raporunda yapılan tespitlerle epeyce sorun açığa çıkartılmış, altı büyük depo hastanenin insan hakları açısından, büyük oranda ihlallerle dolu durumu gözler önüne serilmişti. ‘Depo-Akıl Hastanesinde Hayat’ belgeseliyle de görünürlüğü artırılmış bu raporlar, sadece durum tespiti yaparak eleştiriler getirmiyor çok ciddi ve uygulanabilir öneriler de sunuyorlar. Ben de hem derneğin kurucu üyelerinden biri olarak hem de bütün izlemelere katılmış bir insan hakları çalışanı olarak bu raporların iktidarlar tarafından bir gün daha önemli bulunacağı umudumu koruyorum. (2)

.

Herkes İçin Ruh Sağlığı Derneği (RUSAG) temel amaçlarını ‘Ruh sağlığı çalışanlarının mesleki haklarının sağlanması, var olan haklarının korunması ve ruh sağlığı alanındaki hak temelli çalışmaların yaygınlaştırılması için lobi ve savunuculuk çalışmaları yapmak;  Bu kapsamda dernek meslek yasası, ulusal ruh sağlığı eylem planı, ruh sağlığı uzmanlarının açmış olduğu davalar vb. süreçleri yakından izleyecek ve bu konuda yerel yönetimler ve diğer sivil toplum kuruluşları ile sürekli iş birliği ve koordinasyon çalışmaları yürütmek’ olarak tanımlıyor.

Uluslararası platformlarca da teyit edilen, kimsenin reddetmediği bir insan hakları ihlalleri gerçeği var kapalı kurumlarda. Bu ihlallerin sağlık otoriteleri tarafından da yapıldığına dair tarihimizde epeyce örnekler var. İhlallere açık kapalı kurumlarda bağımsız izleme yapılmasına olanak verilmelidir. Yoksa her zaman az ya da çok, hafif ya da ağır ihlallere zemin oluşabilir. Bu ihlaller kötü muamele ya da işkence olabilir. Her kötü muamele ve işkence insan hakları açısından suçtur, zaman aşımı yoktur ve affedilemezdir.

Bugün önemli bir çalışmanın detaylarını öğreneceğiz. Türkiye Psikiyatri Derneği Kurulları ve Çalışma Birimleri, Covid-19 salgını ve ruh sağlığı ile ilgili önemli üretimler gerçekleştirmiş. 'Covid-19 Salgınında Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastaneleri ile Üniversite, Devlet Hastanesi ve Özel Psikiyatri Hastanesi Yataklı Kliniklerinde Çalışma Düzeninin Uyarlanması' isimli çok kapsayıcı bir çalışma yapmışlar. (3)

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden (TPD) Psikiyatri Uzmanı. Dr. Şahut Duran sorularımızı yanıtladı.

Ruh sağlığı hastaneleri salgın sürecinden nasıl etkilendi?

Ülkemizde sağlık bakanlığına bağlı 10 tane ruh sağlığı hastanesi bulunmakta olup, yataklı tedavi hizmetlerinin yaklaşık yüzde 60’ı, adli psikiyatri hizmetlerinin de yüzde 90’nı sağlanmaktadır.

Pandemi süreci ile birlikte, Sağlık Bakanlığı'nın, hastane işleyişi ile ilgili planlamayı illerdeki pandemi kurullarına ve yerel sağlık idarelerine bırakmasıyla, ilk dönemlerde her hastane kendi koşullarına göre, hizmet kısıtlılığına göre planlama yaptı. Bazı ruh sağlığı hastaneleri poliklinik hizmetini tamamen sonlandırıp yatan hastaların önemli bir kısmını taburcu ederek evlerine göndermiştir. Ortalama olarak her hastane mevcut yatak kapasitesinin en az yarısını iptal etti. Poliklinik hizmetleri de yüzde 20’lere kadar düşürüldü. Bazı önemli servisler AMATEM, Çocuk ve Ergen psikiyatri klinikleri kapatıldı.

Belki de en önemlisi kronik bir seyir izleyen ağır ruhsal bozukluğu olan hastaların yönetimini sağlamak amacı ile 2011 yılından beri kurulmaya çalışılan ve bu hastaların takibinde çok önemli katkılar sağlayan ve son olarak sayısı 180 olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) pandeminin ilk gününden kapatıldı. Dolayısıyla amacı ruh sağlığı hastanelerinin yükünü hafifletmek olan bu merkezlerin kapanması bu hastanelere ihtiyacı arttırdı.

.

Ruh Sağlığı Hastanelerinde alınan korona virüs tedbirleri nelerdir?

Başta belirttiğim gibi mart ayında tüm hastanelerde olduğu gibi bir şaşkınlık vardı. Mümkün olduğu kadar hasta taburcu edildi ve poliklinik hizmeti çok ciddi anlamda düşürülerek hizmet sürdürüldü. Nisan ayında başta Türkiye Psikiyatri Derneğinin hazırladığı 'Covid-19 Salgınında Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastaneleri ile Üniversite, Devlet Hastanesi ve Özel Psikiyatri Hastanesi Yataklı Kliniklerinde Çalışma Düzeninin Uyarlanması' raporu ve Sağlık Bakanlığı'nın Covid-19 ile ilgili ilettiği önlemler doğrultusunda tedbirler alındı. Bu süreçte çalışma şartlarının ve tedbirlerin alınma koşulları hastane yöneticilerine bırakıldığı için hastaneler arsında farklı şekilde uygulamalar olmuştur. Örneğin, Manisa, Bakırköy ve Erenköy, Ruh sağlığı hastaneleri yatak sayısı ve poliklinik sayısını çok ciddi anlamda düşürürken Adana, Samsun Ruh sağlığı hastaneleri daha yoğun çalışma düzeni ile bir süre daha çalışmaya devam etmişler.

Hastanelerde mevcut yatışlı hastalarda korona virüse yakalananların ortalama sayıları ne kadar?

Ruh sağlığı hastaneleri Covid-19 hastalarının takibi için yeterli yoğun bakım ve servis koşullarına sahip değildir. Pandeminin ilk dönemlerinde hastaneler kendilerini tamamen korumaya alıp, hastane içine mümkün olduğunca covid hastası veya temaslısı almamaya özen göstermiştir. Nitekim 1 Haziran, yani normalleşme sürecine kadar herhangi bir covid hastası tespit edilmemiş. 1 Hazirandan sonra başta Adana RS hastanesinde 9 semptomatik hastanın tespiti ile tüm hastanelerde tespit edilmeye başlandı. Resmi olmamakla birlikte ruh sağlığı hastanelerinde yatarak tedavi gören en az 50 hastanın covid-19’a yakalandığını tahmin etmekteyiz.

Korona virüse yakalanan mevcut yatışlı hastaların tedavi süreci nasıl gerçekleştiriliyor?

Pandeminin ilk dönemlerinde şüpheli hastalar Pandemi Hastanesine yönlendirilmişti. Sonraki dönemlerde bazı RS hastanelerinde oluşturulan COVİD servislerinde takipleri sürdürülmüş olup, klinik belirtileri ağırlaşan hastalar genel hastanelere sevk edilmektedir.

Bu süreçte görüş olayları gerçekleşti mi? Yoksa hastalar tamamen dışarı ile izole mi edildi?

Bu dönemdeki önemli tedbirlerden birisi hasta ziyaretlerinin iptal edilmesi oldu. Hatta hastanede aktif çalışan dışında hastane içine girişlerin ve çıkışların yasaklandığı dönemler oldu. Bu uygulama hala devam etmektedir.

Hastalar bu süreçte sosyal ve kültürel faaliyetlerine devam edebildi mi?

Bu süreçte hastaların bir araya geldiği aktiviteler iptal oldu. Mümkün olduğunca çok az hasta ile rehabilitasyon çalışmaları devam etti. Bazı hastalar tek kişilik odalarda iki hafta süreye kadar karantina uygulamasına tabi tutuldu.

.

'Covid-19 Salgınında Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastaneleri ile Üniversite, Devlet Hastanesi ve Özel Psikiyatri Hastanesi Yataklı Kliniklerinde Çalışma Düzeninin Uyarlanması 09.04.2020' Bu çalışma çok kapsamlı olmuş, yeterince yararlandı mı hastaneler? Sağlık Bakanlığı bu çalışmayı dikkate aldı mı?

Bu çalışmanın bazı maddeleri farklı şekilde uygulansa da ruh sağlığı hastaneleri için özellikle çok yardımcı oldu. Birçok hastane test dışındaki uygulamaları hala aynı şekilde devam ettirmektedir.

TPD’nin çalışma raporuna paralel şekilde kısa bir süre sonra Sağlık Bakanlığı da benzer bir çalışma yazısını tüm ruh sağlığı hastanelerine gönderdi.

Bu süreçte psikiyatri alandaki TPD, varsa başka sivil toplum kuruluşları işlevsel oldular mı?

TPD dışında başka bir STK çalışması bilmiyorum en azından çalıştığım hastanede olmadığını biliyorum. TPD, pandeminin ilk günlerinden itibaren ruh sağlığı hastaları için olduğu kadar tüm sağlık çalışanları için de ruh sağlığını güçlendirme anlamında birçok çalışma yaptı. Özellikle sağlık çalışanlarına yönelik 24 saat açık online destek hattı çok olumlu tepkiler aldı.

Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?

Dünyada hala etkisi devam eden, hatta tekrar yükselişe giren bu pandemi süreci tüm sağlık sistemini etkilemiştir. Ancak koruma ve bakıma muhtaç olan ağır ruhsal bozukluğu olan hastaları daha çok etkilediğini düşünmekteyiz. Toplumda hala çok ciddi damgalanmaya maruz kalmaları ve sağlık sisteminin yetersizliği nedeniyle, ilerde bu hastalarda çok ciddi kayıpların oluşacağından endişeliyim. Özellikle başta belirttiğim gibi, Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin hızlıca tekrar faaliyete girmesinin ve en azından telefonla kontrollerinin sağlanmaya çalışılmasının çok önemli fayda sağlayacağına inanıyorum.

TPD emekçilerine ve Şahut Duran’a çok teşekkür ediyorum. Yanıtlarıyla ilgili kaygılarımı daha sonra paylaşacağım.

İlk yazımızdan hemen sonra, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzman. Dr. Cengiz Cengisiz arayarak hastaneye davet etti. Bir çalışma ziyareti gerçekleştirip hazırladığım sorularıma yanıtlar arayacağım. Ve haftaya sizlerle paylaşacağım.

Unutmadan; Koruyucu-Önleyici ruh sağlığı hizmetleri almak ve Ruhsal hastalıkların ve engellerin oluşumuna yol açan etmenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlemeler talep etmek çok önemli haklarımızdandır.

Devam edeceğiz…

* İnsan Hakları Çalışanı

1) https://www.psikiyatri.org.tr/uploadFiles/2811201717434-Ruh-Sagligi-Yasa-Taslagi.pdf

2) RUSİHAK 2008 Raporuna ulaşmak isteyenler [email protected] adresine mail atabilir.

RUSİHAK 2013 Raporu: https://drive.google.com/file/d/1Hy-l7MMu_xGFd6DEbZ726SuugLOrWVcF/view

3) https://www.psikiyatri.org.tr/uploadFiles/2142020175718-YatakliPsikiyatriModelEkli21042020.pdf