Çoklu baroda yeni baro kuruluşunu olanaksız kılan paradoks
Yeni baro tüzel kişilik kazanmadan genel kurul toplayamaz, organ seçimi yapamaz. (TBMM Genel Kurulu’nda eklenen cümleye göre ise) Genel kurul toplamadan ve organ seçimi yapmadan kuruluşunu tamamlayamaz, tüzel kişilik kazanamaz. Maddenin bu haliyle; “Beş binden fazla avukat bulunan illerde asgari iki bin avukatla bir baro kurulabilir.” hükmünün hayata geçirilmesi olanaksızdır.
Mert Er Karagülle*
Avukatlık Kanunu’nda, “Bölgesi içinde en az otuz avukat bulunan her il merkezinde bir baro kurulur” düzenlemesi ile “ilde bir baro” esasına göre örgütlenme esas alınmışken “Çoklu Baro” tartışmalarının sonucunda 7249 s. Kanun ile getirilen “Beş binden fazla avukat bulunan illerde asgari iki bin avukatla bir baro kurulabilir.” hükmüyle, bir ilde birden fazla (iki, üç ….) baro kurulması “hedeflenmiştir”.
Bu belirlemenin, “olanak sağlanmıştır” şeklinde bitirilmesi de düşünülebilirdi. Ancak bu yazıda tartışmaya açıldığı üzere, -genel kurulda eklenen bir cümle ile- yasal bir çatışkı yaratıldığı ve “bir ilde ikinci baronun açılmasının olanaksız hale geldiğini” söylemek de mümkündür.
Özü itibariyle, hukuki yönü ağırlıklı bir tartışma olmakla birlikte avukat (veya hukukçu) olmayan okurların da kolaylıkla anlayabilmesi için, konuyu biraz ayrıntıya girerek sunmak gerekecek. En başından başlamak gerekirse:
7249 s. Kanun ile getirilen değişiklikten önce de, yukarıda atıf yaptığımız 1136 s. Avukatlık Kanunu 77. md/1. fk 1. cümlede yer alan “Bölgesi içinde en az otuz avukat bulunan her il merkezinde bir baro kurulur” düzenlemesi uyarınca YENİ BARO kurulması gündeme gelmekteydi. Bu kapsamda kurulan son İL BAROSU, “Kars-Ardahan Bölge Barosu” bünyesindeyken “otuz avukat” sayısal koşulunu sağlayarak kurulan Ardahan Barosu’dur. Keza, mevcudiyetini sürdüren tek bölge barosu olan “Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu” bünyesindeki Bayburt’ta da, sayısal koşul sağlandığında İL BAROSU kurulacaktır.
Konuya “yeni bir baro nasıl kurulur?” sorusu ile devam etmek yararlı olacaktır. Otuz avukat bulunan il merkezinde yeni baro kurulması süreci, Avukatlık Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Bu husus Avukatlık Kanunu Yönetmeliği 29. madde’de ayrıntılı olarak yer almıştır.
Yeni Baro KurulmasıMadde 29- Baro bulunmayan bir ilin bölgesi içinde otuz avukatın sürekli olarak çalıştığının anlaşılması, o ilde yeni bir baro kurulmasını gerektirir.
Türkiye Barolar Birliği, bağlı bulundukları bölge barosundan baro kurmak isteyen avukatların ad ve adresleriyle, kaç yıldan beri orada oturduklarını ve meslek kıdemlerini belirten listeyi göndermelerini ister.
Yeni baro kurulması için gerekli yasal koşulların saptanmasından sonra Türkiye Barolar Birliği, baronun kurulacağı il merkezinde ikametgahı bulunan avukatlardan en kıdemlisini, kuruluşu gerçekleştirmek üzere görevlendirir.
Görevli avukatın seçeceği ve başkanlığını yapacağı dört kişilik kurucu kurul, en geç altı ay içinde yeni baronun kuruluşunu tamamlar ve Türkiye Barolar Birliği'ne bildirir. Baro bu bildirimle tüzel kişilik kazanır. Baronun kuruluşu, Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığı'na bildirilir.
Avukatlık Kanununun 77'nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca baro kurulmasını gerektiren koşulların mevcudiyeti, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından saptandığı hallerde de, bu madde hükmü uygulanır.
Düzenlemenin iş bu yazı konusu açısından en önemli kısmı, “dört kişilik kurucu kurul, en geç altı ay içinde yeni baronun kuruluşunu tamamlar ve Türkiye Barolar Birliği'ne bildirir. Baro bu bildirimle tüzel kişilik kazanır.” bölümüdür. Son cümlenin yasal dayanağını da 1136 s. Avukatlık Kanunu'nun 77. md/3. fk 1. cümle hükmü oluşturmaktadır:
“Barolar, kuruluşlarını Türkiye Barolar Birliği'ne bildirmekle tüzel kişilik kazanırlar.”
7249 s. Kanun değişikliğine esas alınan TBMM Adalet Komisyonu Raporu (222 Sıra Sayılı) da “iki bin avukatla” kurulacak yeni baro(lar) için, -Çerçeve 15. madde’de- Avukatlık Kanunu Yönetmeliği hükmüne paralel bir düzenleme öngörmüştür.
Tekrardan kaçınmak için gerek (Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’ne göre) “otuz avukatla kurulacak yeni il barosu”, gerekse (TBMM Adalet Komisyonu Raporu’na göre) “iki bin avukatla kurulacak ikinci baro” konusundaki aşamaları karşılaştırmalı olarak bir tablo içerisinde sunalım:
Her iki olasılıkta da “YENİ BARO’nun, kuruluşunu Türkiye Barolar Birliği'ne bildirmekle tüzel kişilik kazanacağı”, bunun yasal/doğal yasal sonucu olarak da “başvurucu avukatların (Örn: Ardahan’daki otuz avukatın, örneğin ikinci baro için başvuran iki bin avukatın) YENİ BARO ÜYELİĞİNİN, yeni baro tüzel kişilik kazandıktan sonra gerçekleşeceği” ve “YENİ BARO’NUN GENEL KURULU’NUN, yeni baro tüzel kişilik kazandıktan sonra toplanabileceği” tartışmasızdır.
Yazının esasını oluşturan son aşamaya geçmeden önce gereksiz bir tekrar olsa da, yukarıdaki tespiti bir kez daha farklı bir anlatımla ifade edelim:
- Mesleki faaliyetlerini kurulacak yeni baroda sürdürmek isteyen avukatlar, yeni baro tüzel kişilik kazanıncaya kadar mevcut baronun üyesidir.
- “Kurulmakta olan, tüzel kişilik kazanmamış” baro girişiminin “üyesi” olamaz.
- “Kurulmakta olan, tüzel kişilik kazanmamış” baro girişimi ; kendi üyesi olmayan, mevcut baro ile üyelik ilişkisi devam eden avukatların katılımıyla genel kurul toplayamaz, organ seçimi yapamaz.
Daha önce belirttiğimiz üzere TBMM Adalet Komisyonu Raporu (222 Sıra Sayılı), “iki bin avukatla” kurulacak yeni baro(lar) için Avukatlık Kanunu Yönetmeliği hükmüne paralel bir düzenlemenin yasada yer almasını öngörmüştür ve düzenlemenin “o” haliyle yasal bir sıkıntı bulunmamaktaydı.
Ancak TBMM Genel Kurulu’nda (Çerçeve 15. madde görüşmeleri sırasında), Adalet Ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili sayın Cahit Özkan ve arkadaşları, “1136 sayılı Kanunun 77'nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini ve mevcut dördüncü ve beşinci cümlelerin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini” önermişlerdir:
“Bu sayıların belirlenmesinde baro levhasına kayıtlı avukatlar ile kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde görev yapan avukatlar esas alınır.”
"Kurucular kurulu en geç altı ay içinde organ seçimlerini yapmak üzere kuruluş genel kurulunu toplar ve yeni baronun kuruluşunu tamamlayarak Birliğe bildirir."
"Yeni kurulan baro, seçimli ilk olağan genel kurulunu yapıncaya kadar Birlikte temsil edilmez ve seçimli ilk olağan genel kurulunu 82 nci madde hükmü uyarınca yapar."
TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilerek yasalaşan bu önergenin “can alıcı” cümlesi şudur: "Kurucular kurulu en geç altı ay içinde organ seçimlerini yapmak üzere kuruluş genel kurulunu toplar ve yeni baronun kuruluşunu tamamlayarak Birliğe bildirir."
Avukatlık Kanunu Yönetmeliği 29. madde’nin “hazırlık” aşamasını oluşturan “dört kişilik kurucu kurul, en geç altı ay içinde yeni baronun kuruluşunu tamamlar” düzenlemesindeki 6 aylık süreyi de kanuna aktarmaya çalıştığı anlaşılan bu “ek”; cümleye “genel kurul” ve “organ seçimi” unsurlarını da katınca, süreci tamamen değiştirmiştir.
Önerge doğrultusunda belirlenen süreci metin olarak aktardıktan sonra, yukarıda yaptığımız tabloya bu kez de yasalaşmış hali ile işleyelim:
“Kuruluş müracaatında, kuruluş talebini içeren dilekçe ile iki bin avukatın imzasının ve bu avukatların belirlediği dört kişilik kurucular kurulunun isimlerinin yer aldığı liste Türkiye Barolar Birliğine verilir. Birlik, kuruluş işlemlerini yerine getirmek üzere kurucular kurulunu görevlendirir. Kurucular kurulu en geç altı ay içinde organ seçimlerini yapmak üzere kuruluş genel kurulunu toplar ve yeni baronun kuruluşunu tamamlayarak Birliğe bildirir.
Görüldüğü üzere ; bu düzenlemede, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NE BİLDİRİM YAPILMADAN, BİLDİRİM İLE “TÜZEL KİŞİLİK” KAZANILMADAN ÖNCE (daha hazırlık/girişim aşamasında), “genel kurul” ve “organ seçimi” öngörülmektedir: “Kurucular kurulu en geç altı ay içinde organ seçimlerini yapmak üzere kuruluş genel kurulunu toplar”
“Kuruluştan/tüzel kişilik kazanılmadan önce”, maddede öngörülen genel kurul nasıl toplanabilir?
İstanbul’da yeni baro için başvuru yapan (İstanbul 2 No’lu Baro Kurucular Kurulu üyeleri) sayın meslektaşlarım Av. Necati Ceylan, Av. Niyazi Paksoy, Av. Cavit Tatlı ve Av. Şengül Karslı, “gerçekleştirecekleri” bu genel kurul sırasında İSTANBUL BAROSU ÜYESİ sıfatlarını korumayacaklar mıdır ?
Gerek kurucular kurulu üyesi olan gerekse başvuran iki bin avukat arasında yer alacak meslektaşlarım, (yeni baro tüzel kişilik kazanmamış olacağı için) “İstanbul Barosu üyesi” oldukları halde nasıl bir baro girişiminin genel kuruluna katılabileceklerdir?
Aynı günlerde (veya yeni baro tüzel kişilik kazanmadan önce) gerçekleştirilirse; İstanbul Barosu Genel Kurulu’na katılarak, oy kullanmayacaklar mıdır?
Bu soruları “İstanbul Barosu-Avukat” ilişkisi çerçevesinde, “avukatın hak ve ödevleri”, “o dönemde başka baroya nakil”, “disiplin hukuku” vs. hususları esas alarak sürdürmek olanaklıdır.
Bununla birlikte bir önemli soru/sorun daha vardır: 1136 s. Avukatlık Kanunu Ek Madde 3 uyarınca, “Barolar ile Türkiye Barolar Birliği'nin bu Kanuna göre gizli oyla yapılacak organ seçimlerine ilişkin işlemler, aşağıdaki esaslara göre yargı gözetimi altında gerçekleştirilir.” Yargısal gözetim ile görevli ve yetkili İLÇE SEÇİM KURULU, kurulmamış, tüzel kişilik kazanmamış baro girişimi için organ seçimi sürecine dahil olacak mıdır?
“Mesleki faaliyetlerini kurulacak yeni baroda sürdürmek isteyen avukatlar, yeni baro tüzel kişilik kazanıncaya kadar mevcut baronun üyesidir.” “Kurulmakta olan, tüzel kişilik kazanmamış baro girişiminin ‘üyesi’ olamaz.”, “Kurulmakta olan, tüzel kişilik kazanmamış baro girişimi; kendi üyesi olmayan, mevcut baro ile üyelik ilişkisi devam eden avukatların katılımıyla genel kurul toplayamaz, organ seçimi yapamaz.” belirlemeleri yanlış olmadığına/olamayacağına göre ;
Kurucular kurulu en geç altı ay içinde organ seçimlerini yapmak üzere kuruluş genel kurulunu TOPLAYAMAZ.
Toplarsa; bu genel kurul, bu cümleye uygun gibi görünmekle birlikte Avukatlık Kanunu’na ve hukuka aykırı olur.
Bahsi geçen genel kurul toplanamaz ise, yeni baronun kuruluşu tamamlanamaz.
Özetle yeni baro tüzel kişilik kazanmadan genel kurul toplayamaz, organ seçimi yapamaz. (TBMM Genel Kurulu’nda eklenen cümleye göre de) genel kurul toplamadan ve organ seçimi yapmadan kuruluşunu tamamlayamaz, tüzel kişilik kazanamaz. Maddenin bu haliyle “Beş binden fazla avukat bulunan illerde asgari iki bin avukatla bir baro kurulabilir.” hükmünün hayata geçirilmesi olanaksızdır.
Ortaya çıkan tabloyu “görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki oluşturması veya sezgiye karşı bir sonuç oluşturması” olarak tanımlanan “PARADOKS” olarak ifade edebiliriz.
* İstanbul Barosu Üyesi