Konyaaltı: Önü plaj, arkası tarih
Akdeniz ve Beydağları’nın buluştuğu 7 kilometrelik sahiliyle Antalya’nın popüler yaşam ve tatil yerlerinden biri olan Konyaaltı, bu vitrinin ardında çok sayıda antik kent ve tarihi eser barındırıyor.
ANTALYA - Konyaaltı sahili, Antalya’nın dünyaya açılan pencerelerinden biri. Yaklaşık 7 kilometre uzunluğundaki sahil, bütün tanıtım kampanyalarının en önemli sahnesi. Fakat Konyaaltı deniz, güneş, kum dışında da seçenekler barındırıyor. Çok sayıda antik kent ve yerleşime sahip Konyaaltı’nda yaklaşık 20 yıl süren yüzey araştırmaları zengin bir tarihsel mirası ortaya çıkardı. Henüz koruma önlemi alınmadığı için definecilerin kıskacında olan Trebenna, Kelbessos, Neapolis, Typalia, Onobara, Kitanaura gibi antik kentler plajların arkasındaki zengin tarihi geçmişin bazı durakları.
Neapolis
Doyran’ın kuzeyindeki Kel Dağ’ın üzerine kurulan Neapolis, 1990’lı yıllara kadar resmen bir kayıp kentti.
Akdeniz Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Likya Uygarlığı’nın önemli kentleri Myra ve Andriake Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik ile ekibi tarafından 1996 yılında keşfedildi. Üç tarafı uçurumla çevrili, oldukça sarp bir kayalıkta yer alan yerleşime ancak dar bir patikayla ulaşılabiliyor. Kentin yegâne girişi olan bu antik yol boyunca nekropol uzanıyor. Neapolis’in en yüksek noktasında Artemis ve Dionysos tapınakları yer alıyor. Bir ‘teras kent’ olan Neapolis’te bazilikalı planlı kilise, hamam ve konutlar var.
Trebenna
Geyikbayırı ve Çağlarca mahalleleri arasındaki Sivridağ’ın kuzey eteğinde yer alan Trebenna Antik Kenti, dört yana hakim, fırdöndü manzarasıyla büyülü bir coğrafya. Ova görünümündeki Pamfilya’ya ve Antalya Körfezi’ne hakim, 680 metre yükseklikteki konumu, sulak ve tarıma elverişli arazisiyle stratejik öneme sahip bu bölge, eldeki en eski kayıtlara göre Solim halkının toprakları. Likya, Pamfilya ve Pisidia’nin kesiştiği bir sınır kenti olan Trebenna, kaya ve lahit mezarlar, mezar anıtlar, sebasteion (imparator kültü tapınağı), ekklesiasterion, agora, magazin, iki kilise, işlikler, bölgeyi gözetleyen akropolüyle biliniyor.
Kelbessos
Saklıkent yolu üzerindeki Ağırtaş mevkiinde konumlanan Kelbessos, antik bir dağ ve geçit yerleşimi. Helenistik dönemden beri askeri üs olarak kullanılan kent, pek az yerleşimde görülen yapılara sahip. Bunlardan biri ‘Principia’ denilen garnizon binası, diğeri de literatüre ‘Falluslu Yapı’ diye geçen bir alan. Kent girişinde sıralanan lahitlerle de dikkat çeken Kelbessos, Antalya’nın en çok yağmalanan antik yerleşimlerinden biri.