Korkut Boratav: Asıl dönüşüm yerel seçimlerden sonra gelecek

Korkut Boratav, ekonomide yerel seçimlere kadar seçmenin 'sineye çekebileceği yumuşak kayıplar' yaşanacağını; asıl şok etkisinin marttan sonra gerçekleşeceğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, ekonomi yönetiminin, yerel seçimlerden sonra "kamu harcamalarını da frenleyen sert kemer sıkma, ekonomik daralmaya dönük mali politikalar" ile ekonomik durgunluk ortamında istikrarı sağlamaya çalışacağını ifade etti. Birgün yazarı Yaşar Aydın'ın sorularını yanıtlayan Boratav, "Ekonomide geleneksel neoliberal model hedeflenmiştir ve buna Haziran 2023-Aralık 2024’te iki aşamalı bir istikrar programı ile geçiş söz konusudur" diye konuştu. 

Korkut Boratav'ın, Yaşar Aydın'ın sorularına verdiği yanıtların bir kısmı şöyle: 

"Herkes soruyor, bugünkü ekonomik ortamda Mehmet Şimşek ne yapacak? Yerel seçimler öncesinde ve sonrasında AKP ne yapacak? Batı siyaset söyleminde Erdoğan gibi şahsiyetler için 'politik insan' deyimi kullanılır. Bunların siyasi refleksleri çok duyarlı ve esnektir. Bu özellikleri ile önce yerel seçimleri kazanmak isteyeceğini, hedefi gerçekleştirdikten sonra gündemini değiştirme esnekliğini göstereceğini düşünüyorum. 

Ekonomide geleneksel neoliberal model hedeflenmiştir ve buna Haziran 2023-Aralık 2024’te iki aşamalı bir istikrar programı ile geçiş söz konusudur. Mart seçimlerine kadar seçmenlerin sineye çekeceği umulan 'yumuşak kayıplar' söz konusu: Memur maaşları, asgari ücret ve emekli aylık artışları, bugünlerde gözlediğimiz dolaylı vergilerle eriyecek. Neoliberal reçetelerden makul boyutlarda sapmalar göze alınabilir. Örneğin 2001’deki IMF programında Merkez Bankası avanslarıyla bütçe açığının finansmanı yasaklanmıştı. Bu uygulama değiştirildi. Kur Korumalı Mevduatın Hazine’ye yükü TCMB’ye devredildi.

TCMB’nin yeni başkanı değişikliği sineye çekti. Bu bütçe açığının para basarak finansmanı anlamına gelir. Mart’a kadar benzeri neoliberal ilkeleri zorlayan 'makro-ihtiyati düzenlemelerin' çoğu korunacak. 

Mart sonrasında gündeme gelecek şok tedavisinin bazı işaretlerini Bakan Şimşek peşinen verdi. Birincisi Maastricht kriterleri içinde mali disiplin… Bu, kamu harcamalarını da frenleyen sert kemer sıkma, ekonomik daralmaya dönük mali politikalar anlamına gelir…

İkinci olarak, 'gelir politikasını da içerecek yapısal uyum' dedi. 'Yapısal uyum' ifadesi bizim sendikaların duyarlı olduğu işgücü piyasalarının esnekleşmesidir.  Yöntemlerden biri, bugünlerde emekli, memur, kamu personel aylıkları için uygulanan 'enflasyon farkı ödemelerinin' son bulmasıdır. Nasıl uygulanacak? TCMB’nin düşük enflasyon hedefine göre belirlenen maaş-ücret ayarlamaları ile yetinilecek; bu artışlar hızlanan enflasyon sayesinde eritilecektir. Altı aylık aralıklarla uygulanan 'enflasyon farkları' tarihe karışır; yok olur. Nedeni sermayenin gözetilmesidir. Ücretlerin geçmiş enflasyona tamamen endekslenmesi yaygınlaşırsa, kârlar bir noktadan sonra aşınabilir. Ayrıca, Türkiye’deki gibi dev şirketler güçlüyse, asgari ücret artışları ('mark-up rates' diye bilinen) kâr marjlarını yükseltmeye fırsat olur; fazlasıyla telafi edilebilir. 

 

'AKP’YE OY VERDİKLERİNE PİŞMAN OLACAKLAR; AMA ÖNCE NEDENLERİNİ ALGILAMALARI GEREKECEK'

KKM, geleneksel neoliberal programın 'dalgalı, piyasalara bırakılmış döviz fiyatları' kuralı ile çatışır. Kaldırılması gerekecektir. Yerel seçim önceliği nedeniyle, Mart sonrasına erteleneceği anlaşılıyor. KKM son bulunca döviz, dinamit fitili gibi patlayacak. Tüm sektörleri içine alacak ikinci bir enflasyon dalgası şok gelecek. Önlenmesi, parasal ve maliye politikalarında daralma, ekonominin sıfır büyüme yönünde frenlenmesi, istihdamın gerilemesi olacak. Enflasyon ve istihdamın daralması birleşecek; en yoksul emekçiler, AKP’ye oy verdiklerine pişman olacaklar; ama önce nedenlerini algılamaları gerekecek. Bu da bir kez daha tabanda, örgütlü sınıf mücadelesini üstlenen devrimcilere düşecek." (HABER MERKEZİ)