Korona haftam

Bu haftayı mart-nisan ayı ile kıyaslamak istiyorum. O dönemde nerdeyse tanıdıklarım, hastalarım arasında korona hiç yoktu. Temmuz ayından itibaren tanıdıklarımda, hastalarımda da olmaya başlamıştı. Hatta ölüm haberleri bile duymaya başladım (halamın oğlunu kaybettim). Şimdi ise her gün birkaç arkadaşım, hastam korona nedeni ile arıyor. Özellikle sosyal medyada her gün birkaç ölüm haberi okuyorum.

Google Haberlere Abone ol

Tekin Akpolat*

61 yaşında bir doktorum, korona hastaları ile temasım oldukça sınırlı ama bu haftam nerdeyse tamamen korona ile geçti.

Haftaya güzel bir haberle başladım. Korona nedeni ile yoğun bakıma yatmak zorunda kalan, solunum cihazına bağlanan bir doktor arkadaşım taburcu oldu. Ailece geçirmişlerdi.

Hafta boyunca her gün ilk baktığım hasta korona geçirmişti, bir kısmı korona sorunları ile uğraşıyordu, bir kısmı eski sorunları için gelmişti. Toplamda 10-15 arası korona geçiren hasta muayene ettim, bir o kadar kişinin de evinde korona geçiren vardı. Bana danışılan bir hastanın testi pozitif çıktı (Allahtan ben tedbirleri almıştım). Bu haftayı mart-nisan ayı ile kıyaslamak istiyorum.

O dönemde nerdeyse tanıdıklarım, hastalarım arasında korona hiç yoktu. Temmuz ayından itibaren tanıdıklarımda, hastalarımda da olmaya başlamıştı. Hatta ölüm haberleri bile duymaya başladım (halamın oğlunu kaybettim). Şimdi ise her gün birkaç arkadaşım, hastam korona nedeni ile arıyor. Özellikle sosyal medyada her gün birkaç ölüm haberi okuyorum.

Bu hafta korona geçiren tanıdık, hastalarımdan daha ayrıntılı bahsetmek istiyorum. 4 yakın arkadaşım evde karantinada. 2 arkadaşımın anne babası korona oldu, hepsinin yaşları 75-80. Birisinde problem olmadı ama ikinci arkadaşımın hem anne hem babası hastaneye yatmak zorunda kaldı, annesi taburcu oldu, babası hâlâ solunum cihazına bağlı. Yaşlı bir doktor hastam hastanemizde yatan bir arkadaşı için aradı, durumunu sordu. Arkadaşı 91 yaşında. Ne yazık ki solunum cihazına bağlı, umarım toparlar. Şu anda aklıma gelenler bunlar. Anlayacağınız önüm arkam sağım solum sobe gibi önüm arkam sağım solum korona.

Aynı günde 5 doktor meslektaşımın ölüm haberi ile sarsıldım, hele Dr. Adnan Çetin’in ölümü çok üzücü. 35 yıl ara verdiği tıp fakültesi eğitiminden sonra şubat ayında mezun olmuş ve ilk görev yeri olan Çam Sakura Devlet Hastanesi Acil Servis’te 2.5 ay çalışabilmiş. Korona nedeni ile verdiği yaşam savaşını ne yazık ki kaybetmiş.

Korona sadece koronadan öldürmez. Bu hafta 2 hastam göğüs ağrısı nedeni ile aradı, acil servise gitmelerini söyledim, korkuyorlardı, birisi kalp krizi çıktı, kalbine stent takıldı. Prostat sorunları nedeni ile doktora gitmeye çekinen hastamda akut böbrek yetmezliği oldu, sonunda kötüleşince mecburen gelmiş. Diyalizin, hem de kalıcı diyalizin ucundan döndü. Kronik hastaların takibinin aksaması ve gerçek acil durumlar nedeni ile de kaybedilen veya tedavide geç kalınan çok hasta var. Bunun etkileri uzun dönemde daha iyi anlaşılacak.

Kronik hastalığı olan veya uzun süre ilaç kullanan hastalar korona olunca da başka bir sorun gündeme geliyor. Ben AA ilacını kullanıyorum acaba korona için verilen ilaçları alabilir miyim? Elimden geldiği, bildiğim kadarı ile yardımcı olmaya çalışıyorum. Sonunda bir web sayfası keşfettim. İlgilenenler için, ama ne yazık ki İngilizce.

Korona sadece korona değildir. Her gün işe giderken (erken giderim) kalacak yeri olmadığı için sokakta uyuyan 3-4 kişi görürdüm. Bu hafta onları göremedim, acaba nerde kalıyorlar diye düşünüyordum. Dün birini uyuduğu yerde otururken gördüm (daha önce tanışmıştım). Nerde uyuduğunu sordum, zabıta sokakta yatmayı yasakladı dedi ama yine de buralarda yatıyorum diye ekledi. Akşam televizyonda işsiz kalan üniversite mezunu garsonları izledim. Yolumun üstündeki birçok esnaf kapalı, acaba ne yiyip içiyorlar?

Acaba kaç kişi korona oldu. Ölüm rakamlarına, tabipler odası başkanlarının söylediklerine, doktor arkadaşlarımdan öğrendiğim rakamlara bakıyorum. Ocak ayı itibarı ile İstanbul’un yüzde 30-40’ının bir şekilde korona ile karşılaşmış olacağını düşünüyorum. Bu önlemlerimiz açısından kötü, gelecek için ise iyi haber. Salgın herhalde bugünkü durumdan daha kötü olmaz ama eğer dikkatli olmazsak eylül-ekim aylarından daha iyi de olmaz.

Bir yandan aşı bir yandan korona tedbirleri kapsamında Pakistan’da dua edileceği haberlerini okuyorum. Aşı konusu özellikle önemli. Bize Çin aşısı gelecek gibi duruyor. Aşılar ile ilgili belirsizlikler var, Çin aşısında şu anda Faz 3 çalışması yürüyor. Etkinliğini ve yan etkilerini henüz tam bilmiyoruz ama haberler ümit verici. Çin aşısı çok tartışılıyor, hatta ben olmam diyenlere rastlıyoruz. Benim en az 4 doktor arkadaşım faz 3 çalışmasına katıldı. Ben de katılacaktım ama yaşım tutmadı. Faz 3 çalışması da açıklanınca tereddütler kalkmalı. Koronanın ilk döneminde yaşanan maske, mesafe, temizlik yerine gargara, tuzlu su, koronaya iyi gelen besinler, takviyeleri, bize bir şey olmazı daha çok tartışmamalıyız. Umarım meydan tıbbi şarlatanlara kalmaz. Aşı karşıtlarının, komplocuların tuzaklarına düşmemek lazım. Aşı karşıtlığının pratik sonucunun zayıf, düşkün insanların hastalanması ve ölümü olduğunu hatırlatmak isterim. Koronayı bir cenaze gibi düşünmeliyiz. Eğer normale dönmek istiyorsak cenazeyi hepimiz bir ucundan taşımalıyız.

Bu süreçte ne yapmalıyız? Eğer bir an önce koronadan kurtulmak istiyorsak korunmaya ve çevremizdekileri korumaya devam etmeliyiz. En sık gördüğüm hata telefonla konuşurken maskeyi indirmek. Hem açık havada hem de kapalı ortamlarda. Telefonla konuşmak koronadan korumaz. Aşı olsa da olmasa da bir süre daha maske, mesafe, temizlik.

Korona sadece hastalık değildir.

NOT: Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, doktorunuza danışmadan tedavide değişiklik yapılması sakıncalı olabilir.

Her türlü yayın hakkı saklıdır

Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir

Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com

*Prof. Dr.