Kredi kartı borçlarında alarm: Üçe katlandı
Kredi kartı kullanıcı sayısı 28 milyona yaklaştı, kredi kartı bakiye ve limitleri arttı. Bir alarm da takipteki kredi kartı borçları toplamında... Bir yılda takipteki kredi kart borçları üçe katlandı.
BORSA CAZİBESİNİ YİTİRİYOR MU?
Borsa İstanbul’da iki haftadır yatırımcı sayısı azalırken değer kaybı da sürüyor. Borsada rallinin bitip bitmediği ayrı bir tartışma konusu, ancak TL mevduat faizlerine yöneliş bu gerilemede önemli bir etmen. Dövizde dar bantta seyir sürüyor. Altın ise küresel gelişmelere ve özellikle merkez bankalarının faiz artırımı beklentilerine göre dalgalı bir seyir izliyor. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 2.59 değer kaybederken, dolar/TL yüzde 0.04, euro/TL yüzde 0.21, altının gram fiyatı ise yüzde 0.37 değer kazandı. ABD Doları yüzde 0.04 değer kaybederken, Euro ise yüzde 0.21 arttı. BIST 100 endeksi, en düşük 10.358,55 ve en yüksek 10,758.92 puanı gördükten sonra geçen haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 2.59 değer kaybederek 10,400.48 puandan tamamladı. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 0.37 artışla 2,430 TL’ye, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise yüzde 1.33 artarak 16,190 TL’ye yükseldi. Bir önceki hafta sonu 4,010 TL olan çeyrek altının satış fiyatı ise 3.975 TL’ye geriledi. Geçen hafta ABD Doları yüzde 0.04 değer kaybederek 32.21 TL’ye düşerken, Euro yüzde 0.21 artışla 35.03 TL’ye çıktı. Yatırım fonları geçen hafta yüzde 0.2 ve bireysel emeklilik fonları yüzde 0.4 değer kaybetti. Yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 0.97 ile ‘Para Piyasası’ fonları oldu.
BİR ÇEYREK DAHA TÜKETİMLE BÜYÜDÜK
Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde tüketimin görünür etkisiyle yüzde 5.7 büyüme kaydetti. TÜİK verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde çeyreklik büyüme yüzde 2.4 olarak gerçekleşti. Yılın ilk çeyreğinde büyüme performansında uzun süredir olduğu gibi yine tüketim öne çıktı. Hanehalklarının tüketim harcamaları yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.3 yükselirken devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3.9, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 10.3 arttı. Mal ve hizmet ihracatı, 2024 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 4 arttı, ithalatı yüzde 3.1 azaldı. Tüketim harcamalarının büyümeye ilk çeyrekte 5.5 puan katkı sağladığı görüldü. Kamu harcamalarının 0.5 puan, yatırımların ise 2.6 puan katkı verdiği ilk çeyrek büyümesinde net ihracat tarafından da artı 1.6 puan geldi. Böylelikle net ihracat bir süre sonra ithalat tarafında yaşanan gerilemenin etkisiyle pozitife döndü. Büyümeyi yüzde 5.7’ye çeken başlık - 4.4 puanla stoklar oldu. Türkiye’nin büyüme bileşenlerindeki temel sorun, tüm sıkılaşma önlemlerine karşın çözülemiyor. Tüketim temelli büyüme, ekonominin yapısal sorunlarından biri olmayı sürdürüyor. Enflasyonist ortamın psikolojik etkilerinden biri olan ‘daha pahalanmadan alma’ eğilimi, yani öne çekilen tüketim eğilimi bunun sebeplerinden biri... Bu veriler ışığında, kredi kartı harcamalarında ve tüketici kredilerinde yeni önlemler alınması gerekebilir.
TÜKETİMLE ÜRETİM ARASINDAKİ MAKAS AÇILIYOR
TÜİK’in ilk çeyreğe ilişkin sanayi üretim ve perakende satışlar istatistiklerinden yapılan hesaplamaya göre, tüketimle üretim arasında tüketim lehine önemli bir makas oluştu. Sanayi üretimi ilk çeyrekte yüzde 5.3 arttı. Buna karşın perakende satışlarındaki artış yüzde 19.2 olarak kaydedildi. Bir önceki çeyrekte de Türkiye ekonomisini tüketim sırtlamıştı. TÜİK’in verilerine göre, Türkiye ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde yüzde 4 büyürken tüketimin büyümeye katkısı 6.7 puan olmuştu. Buna karşın net ihracattan 0.6 puan, stoklardan ise 5 puan olumsuz etki gelmişti. Türkiye ekonomisinde ilk çeyrekte talep görünümüne TCMB enflasyon raporunda da dikkat çekilmişti. Raporda, 2024 yılının ilk çeyreğinde yurtiçi talepteki dirençli seyrin sürdüğü ve perakende satış ve ticaret satış hacim endeksleriyle kartla yapılan harcamaların ilk çeyrekte tüketimde ivmelenmeye işaret ettiği belirtilmişti. Bayram tatilinin bir miktar belirsizlik oluşturduğunu belirten TCMB, ikinci çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin ise iç talepte ilk çeyreğe kıyasla daha ılımlı bir görünüm işaret ettiğini vurgulamıştı. TCMB’ye göre, nisan ayında kartla yapılan harcamalar reel bazda zayıflarken, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik yurtiçi sipariş beklentileri çeyreklik bazda gerilemeye devam etti. Tüketim malları ithalatı ise nisan ayında artış kaydederek bu görünümden ayrışmıştı. Hal böyle olunca, TCMB’nin politika faizi artırımlarına son vermesi ve iki ay üst üste politika faizini sabit bırakmasının ne denli bir doğru karar olduğunu bir daha sorgulamak gerekiyor.
BİR DİĞER SIKINTILI DURUM İNŞAAT TEMELLİ BÜYÜME
İlk çeyrek performansı bakımından Türkiye ekonomisinde en çok dikkat çeken sektör inşaat oldu. İnşaat sektörü yılın ilk çeyreğinde yüzde 11.1 büyüdü. Üretken ve sürdürülebilir olmayan, ama kısa dönemli büyümeyi tetikleyen inşaat sektörünün lokomotif rolünü sürdürmesi, büyümenin bileşenleri açısından sıkıntılı bir durum. Sevindirici haber ise tarımda yaşanan yüzde 4.6’ık büyüme... Tarımdaki büyüme açısından son dönemlerin en iyi çeyreği yaşandı. Sanayi tarafında büyüme aynı dönemde yüzde 4.9 oldu. Hizmetler tarafında ise büyümenin yüzde 4.3 olduğu görüldü. Üretim yöntemiyle gayrisafi yurtiçi hasıla tahmini, 2024 yılının birinci çeyreğinde, cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, yüzde 90 artarak 8.82 trilyon TL oldu. GSYH’nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla dolar bazında 285.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yatırımlara bakıldığında, inşaat ve makine-teçhizat arasındaki makas dikkat çekti. Yılın ilk çeyreğinde inşaat yatırımlarındaki büyüme yüzde 9.6... Bu oran, baz etkisiyle yüksek gelen 2021’in ikinci çeyreğinden bu yana inşaat yatırımlarında en hızlı büyüme. Makine-teçhizat yatırımlarındaki büyüme ise 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 11.9’a geriledi. Böylelikle geçen yılın son çeyreğinden sonra, 2024’ün ilk çeyreğinde de makine-teçhizat yatırımları büyümesinin hız kestiği izlendi. Bu veri de yatırımlardaki düşüşle birlikte üretim sektöründe bir durgunluk beklentisinin işareti olsa gerek.