Kredi kartına önlemler rafa kalktı
Kredi kartına taksit kısıtlamaları gündeme gelirse ciddi bir kriz yaşanacak. Büyük olasılıkla TCMB kredi kartları harcamalarını dizginlemeye yönelik yeni önlemler almak konusunda çekinceli yaklaşıyor.
ALTIN YENİDEN YÜKSELİŞE GEÇERKEN NOT ARTIRIMLARI BORSAYI YUKARI TAŞIYOR
İki haftadır dalgalı bir düşüş eğiliminde olan altın, geçen hafta yönünü tekrar yukarıya çevirdi ve gram altın 2,444 TL seviyesine yükseldi. Not artırımları ve diğer olumlu haberlerin etkisiyle borsada yükseliş geçen hafta da devam etti. BIST 100 endeksi, en düşük 10,144.74 ve en yüksek 10,383.25 puanı gördükten sonra geçen haftayı, bir önceki hafta kapanışına göre yüzde 0.57 değer kaybederek 10,218.58 puandan tamamladı. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2.68 artışla 2,448 TL’ye, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise yüzde 1.51 artarak 16,116 TL’ye yükseldi. Geçen hafta sonu 3,978 TL olan çeyrek altının satış fiyatı ise 4,044 TL’ye çıktı. ABD Doları yüzde 0.4 değer kaybederek 32.21 TL’ye, Euro yüzde 0.29 azalışla 34.74 TL’ye geriledi. Dolar ve Euro’da dramatik artış beklentisinde olanlar bu beklentilerinden vazgeçmeli. Bunun sebebi, Avrupa Merkez Bankasının faiz indirimine hazırlanması, birkaç ay gecikmeyle de Fed aynı yolda ilerleyecek. Belki buna rağmen TL karşısında döviz kurları gerilemeyecek, ancak ciddi bir yükseliş olması için bir sebep de görünmüyor. Yatırım fonlarına gelince... Geçen hafta yüzde 0.7 ve bireysel emeklilik fonları yüzde 1.09 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 1.68 ile ‘Fon Sepeti’ fonları oldu.
TCMB’NİN ENFLASYON TAHMİNİ GERÇEKLERLE ÖRTÜŞÜYOR MU?
Elinizdeki veriler gerçeği yansıtmıyorsa tahminlerinizin doğru çıkması da mümkün değildir. Ekonomi yönetiminin beklentileri bu sebeple tutmayacak gibi görünüyor. Revizyonlar kaçınılmaz oluyor ki, o revizyonlar da, hele ki söz konusu enflasyon ise temenniyle sınırlı kalıyor. TCMB yılın ikinci enflasyon raporunda 2024 enflasyon tahminini, tahmin aralığının üst bandını değiştirmeden yükseltti ve yüzde 36’dan yüzde 38’e çıkardı. Tahmin aralığının üst bandında ise değişiklik yapılmadı. Bu oran yılın ikinci enflasyon raporunda da yüzde 42 olarak korundu. TCMB dışında gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında bu seviyelerde beklentisi olan yok! Hele ki konu gıda enflasyonu olunca, resmi kurumların gerçeklikle bağı iyiden iyiye kopuyor. TCMB’nin 2024 yılı için gıda enflasyonu tahmini yüzde 34.6’dan yüzde 35.5’e yükseldi. Şaka gibi değil mi? Belki tahminler arasında tutma ihtimali olan petrol fiyatı varsayımı, o da 83.6 dolardan 86.4 dolara çıktı. Tabii eğer İsrail-Hamas savaşında yeni gelişmeler olmazsa... Veriler gerçekçi olmazsa tahminler de ciddi oranda sapıyor ve bu böyle devam ediyor. 2025 enflasyon beklentisinin yüzde 14 seviyesinde olması da bunun bir sonucu. 2026’da da tek haneli enflasyon bekliyor TCMB. TCMB 2026’da enflasyonun yüzde 9’a gerileyeceği görüşünde.
VATANDAŞIN ENFLASYON TAHMİNİ TCMB’NİN TAHMİNİNDEN ÇOK FARKLI
Türkiye’de gerçek verilere ulaşmak çok ciddi bir sorun. Bu resmi kurumların verileri çarpıtmasından ya da gizlemesinden kaynaklanıyor. Söz konusu Türkiye ekonomisinin can alıcı sorunu enflasyon olunca işin ciddiyeti daha da artıyor. Bu sadece aylık enflasyon verilerinin makyajlanmasıyla sınırlı bir göz boyama olmanın ötesinde, TCMB ve ekonomi yönetiminin öngörülerini doğrudan etkiliyor. Aşağıdaki tablodan göreceğiniz üzere, TCMB'nin enflasyon tahminleriyle vatandaşın ve piyasanın enflasyon beklentileri arasında ciddi farklar var. Hanehalkının enflasyon beklentisi yüzde 96’yken TCMB’nin revize enflasyon tahmini yüzde 38! Aradaki farka bakar mısınız, tam 58 puandan söz ediyoruz. Görünen o ki, TCMB’nin hesabı bir kez daha çarşıya uymuyor. Sorun şu ki, TCMB bu veriler ışığında aldığı önlemlerle sağlıklı bir dezenflasyon süreci izleyemez. Vatandaş ise alınan önlemlere karşı kendi önlemleriyle ekonomik kararlar almaya devam eder. Söz gelimi kolay kolay TL mevduata geçmiyor, zira vatandaşın enflasyon hesabına göre mevduat faizi negatif reel getiri anlamına geliyor. Yine aynı saikle tüketim harcamalarını kısıtlamıyor, tersine ürünlerin fiyatı artacak diye elindeki parayla alışveriş yapar. Önlemlerin gerçek verilere göre belirlenmesi gerektiği çok net. TÜİK verileri baz alınarak uygulamaya konulan önlemler de, yapılan tahminler de yeni revizyonlar yapılmasını zorunlu kılacak. Bu ise krizden çıkışı geciktirecek ve daha fazla bedel ödememize sebep olacak! Net söyleyelim, Türkiye’de 2024 enflasyonu yüzde 38 olmayacak, 2025 enflasyonu da yüzde 14 olmayacak. Bu şartlarda 2026’da tek haneli enflasyona ulaşmak da mümkün değil.
POTANSİYEL BİR SORUN: LİKİDİTE FAZLASI
Likidite fazlası, sıkılaşma önlemlerinin önündeki sorunlarından biri olarak duruyor. Likidite, bir varlığın kolay bir şekilde kayıpsız nakde çevrilebileceği anlamına geliyor. Likidite yüksekse bu varlık hızlı bir şekilde nakde çevrilebiliyor. Oysaki, sıkılaştırma önlemleri uygulandığında likidite fazlası değil, aksine likidite sıkışıklığı olması gerek. Bu da sıkılaştırma önlemlerinin önünde bir engel. Bir örnek verelim, bu sebeple bankalar mevduat faizlerini yükseltme konusunda çekinceli davranabiliyor. TL mevduat faizlerinin pozitif reel getiri sağlamadığı tartışmalarının bir sebebi de bu. TCMB Başkanı Fatih Karahan da bu soruna ciddiye alıyor belli ki... Aktif likidite yönetimine vurgu yapan Karahan son dönemde piyasada oluşan likidite fazlasının geçici olduğunu düşündüklerini belirtti ve TL depo alım ihaleleriyle müdahalenin süreceğini açıkladı. Karahan likidite fazlasının kalıcı olması durumunda başka enstrümanların da devreye girebileceğini vurguladı. SWAP’larda yaşanan değişimin etkisiyle son günlerde piyasada likidite fazlası oluşmuş, TCMB buna karşılık olarak şubat ayından sonra ilk kez TL depo alım ihalesi başlatmıştı. Karahan likidite durumuna ilişkin şu açıklamayı yaptı: “KKM kur farkı ödemelerinin ve 2023 son çeyreğinde artan TCMB taraflı SWAP bakiyesinin yol açtığı likidite fazlasını sterilize ettik. Zorunlu karşılıklarda yaptığımız artışlarla piyasadan 1 trilyon TL’den fazla likidite çektik. Likidite fazlasının sterilizasyonu için aralık ayında TL depo alım ihalelerine başladık”.