Kripto para mağduriyeti küresel boyutta

Kripto para piyasalarında küresel çapta yaşanan çöküş, kurumlaşmamış şirketlerle ilgili soru işareti yaratırken, küçük yatırımcı zarar etmeye devam ediyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Kripto para piyasalarında son günlerde yaşanan olumsuz hareketlenmeler, düşüşler ve iflaslar bir kez daha bu piyasaların kurumsallığını ve güvenilirliğini tartışmaya açtı. Küçük yatırımcılardan toplanan tasarrufların yatırıma dönüşmemesi kripto para piyasasının en büyük sorunu olarak görülüyor. Tasarruf sahiplerinin paralarını geri istemeleri kripto şirketlerin sonunu getiriyor. 

T24 yazarı Uğur Gürses "Ponzi" olarak adlandırılan bu yapıların bir tür saadet zinciri oluşturduğuna dikkat çekiyor ve işleyişlerini şöyle tarif ediyor: "Ponzi yapıların yani saadet zinciri oluşturan yapıların ortak özelliği, sistemde sunulan ‘tatlı havuçla’ oyuna girenlerin sayısının sürekli arttırılmasına dayanır. Yeni girenler, oyunun devam etmesini sağlar. Girişler durur da çıkışa dönüşürse ‘film kopar’." 

Gürses'e göre, ekonomik sıkıntılar düşük gelir sahiplerini kolay ve hızlı para kazanma araçlarına yönlendiriyor. Ancak "finansal okuryazarlığı olmayan" küçük tasarruf sahipleri finans piyasalarında genelde kaybeden taraf oluyorlar. Son 3 yılda kripto piyasalarındaki mağduriyetin küresel çapta olduğuna değinen Uğur Gürses, geçen hafta iflas başvurusu tescil edilen FTX şirketinin kurumsal yapısını ve kripto para piyasalarının durumunu şöyle aktardı

"Sam Bankman-Fried adlı 25 yaşında, MIT mezunu ama deneyimsiz bir girişimci tarafından kurulmuştu. Tam da 2017’de Bitcoin’in 20 bin dolar seviyesine vurduğu, tüm dikkatlerin kripto varlık olgusuna çevrilmesine yol açan bir dönemde. Ancak iflas masasına başvuru öncesinde atanan bu işlerin uzmanı olan CEO’nun yazdığı rapora bakılırsa bu son durağın en başından kaçınılmaz olduğu belli imiş.

Şirketin kripto alım-satımı yapan müşterine ait 8 milyar doları uçmuş. Tabii ki yine Bankman-Fried’ın sahibi olduğu Alameda adlı bir başka özel alım-satım şirketinin hesabına, Bankman-Fried’ın anlatımıyla ‘yanlışlıkla’. Ama şirket içinde özel isimlendirmeyle saklanmış.

Daha önce Enron’un iflası sürecinde CEO olarak görev yapan John Ray III, FTX’in başına iflas işlerini yönetmek için geldikten sonra yazdığı raporda, 'Kariyerim boyunca hiç böyle bir şey görmedim' diyor. 'Görmedim' dediği ise şirketin kurumsal yapısındaki kontrolsüzlük, güvenilir bir finansal bilgi yapısının olmaması.

Şirket yönetiminin Bankman-Fried’ın ve yaşları 30’a yaklaşan bir grup arkadaşının kontrolünde olduğu, anlatılıyor.

Batışla beraber, şimdi 1 milyona yakın alacaklının olduğu yazıyor iflas metinlerinde. Büyük hükümet fonlarından, öğretmenlerin emeklilik fonlarına kadar. Henüz liste yok ortada ama Türkiye’den de hatırı sayılır bir alacaklısı olduğu çok açık.

Nereden tahmin edebiliyoruz? Şuradan: Coingecko.com sitesinin Ocak-Kasım 2022 verileri ile yayımladığı liste, farklı ülkelerden FTX.com web sitesini ziyaret eden tekil kişi sayısını gösteriyor. Bu listeye göre, Türkiye’den bu siteye girenlerin tekil sayısı 186 bin kişi. Küresel çapta Türkiye 6. sırada. ABD’den giren sayısı ise sadece 92 bin.

Emojiyle onay

FT’nin haberinde, FTX şirketinde hiçbir kurumsal yapının olmadığı, şirket sahipleri ile yöneticilerin klan gibi yaşadıkları aktarılırken, Reuters’ın haberinde Bankman-Freid ve arkadaşlarının şirketin muhasebe sisteminde bir ‘arka kapı’ yaratarak, zararları saklamak için kardeş kuruluş Alameda’ya transferler yapıldığı, şirketin sağlıklı gibi gösterildiği anlatılıyor. Yeri gelmişken, bu bize Türkiye’de neleri hatırlatıyor?

İflas masasına yazılan rapordaki ödeme yöntemine dair notu okuyunca tüm hikâyenin özetinin burada olduğunu düşündüm; düzgün bir ödeme kontrol sistemlerine sahip değillerdi. FTX Grup çalışanları ödeme taleplerini online chat platform üzerinden yöneticilerine gönderiyorlar, onlar da kişisel emojilerle yanıt vererek onaylıyormuş. 

(...)

19 Kasım itibariyle kripto varlıkların pazar değeri 833 milyar doları gösteriyor. Nasıl bir büyük servet transferi olmuş, akıllara sığmaz.

Tesadüf o ki geçtiğimiz günlerde Uluslararası Ödemeler Bankası BIS, kripto varlıklara dair bir çalışma yayımladı. Kripto alım-satımı ve Bitcoin fiyatlarının ele alındığı çalışmada şu sonuçlara varılıyor:

Bitcoin’in fiyat yükselişi, kripto varlık uygulamalarına yeni kullanıcıların girmesini, yani yeni yatırımcıları getirdi.
Demografik analizlerde, kripto uygulama kullanıcılarının yüzde 40’ı 35 yaş altındaki erkeklerden oluştuğu gözlendi. Ki bu grup ‘risk alma peşinde koşan’ olarak tanımlanıyor.

Kullanıcıların yüzde 73-81’i kripto varlık yatırımlarında para kaybetmiş. Blockchain verilerinin analizinde de Bitcoin yükselişinde küçük kullanıcılar alım yaparken, büyük portföy sahipleri ‘büyük balinalar’ satış yapmış. Gelen ‘çaylaklar’, ‘kurtlara' yem olmuş.

Çalışmanın yazarları, bulgularının; yatırımcıların bireysel kararların geriye dönük olduğu, birçok yatırımcının kripto varlıkların riski ve oynaklığı hakkında bilgisi olmadığını düşündürdüğünü not ediyor. Nitekim küresel çapta faizlerin artışı ile her alanda olduğu gibi kripto varlık fiyatlarında da hızlı bir düşüşe tanık oluyoruz. Bu da finansal okuryazarlık ve temel piyasa bilgisi olmadan kripto varlık yatırımcısı olmanın ne derece riskli olduğunu gösteriyor.

95 ülkenin verileri ile derlenen bilgilere göre, 2015-2022 arasında milyon kişi başına 520 bin uygulama indirmesi ile (44 milyon) Türkiye ilk sırada geliyor.

Türkiye’de küresel sıralamalarda birinciliği alacak kadar neden bu kadar kripto varlık meraklısı olduğu meselesi sadece ekonomik değil, toplumsal ve siyasal atmosferin de bir sonucu olmalı.

Ekonomi politikalarının yoksullaştırıcı, toplumsal koşulların boğucu, siyasal koşulların ise baskıcı bir atmosferde olması gelecek umutlarını azaltan, çoğu genç kuşakta ‘geleceğini kurtarma’ kaygısını tetikleyen unsurlar olmalı." (HABER MERKEZİ)