Kripto paralarda su akar yatağını bulur

Türkiye gibi kripto varlıklara talebin yüksek olduğu bir ülkede suyun akıp yatağını bulması için birkaç yıldan fazla beklememiz gerekmeyeceğini düşünüyorum.

Google Haberlere Abone ol

Geçtiğimiz hafta Resmî Gazete’de yayınlanan bir yönetmelikle, kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasının yolu kapatıldı. Kripto varlıklar ilk kez tanımlanırken, bu alana dair ilk düzenlemenin yasakla başlaması da benim açımdan pek de şaşırtıcı olmadı.

Yönetmeliğe göre kripto varlıklar ödemelerde kullanılamayacak ancak bankalardan piyasalara ve piyasalardan bankalara akışta herhangi bir engel yok. Yani al-sat (trade) veya değer biriktirme aracı olarak kripto paralar kullanılmaya devam edilebilecek. Yani kripto para alıp satmak isteyen insanlar, Türkiye’deki banka hesaplarından kripto para borsalarına para yatırıp çekebilecek. Benzer transfer işlemini cüzdanlar arası yapmak da mümkün.

Örneğin, bir otomobil satın almak istedim. Alıcıya kripto parayla ödeme yapmak istediğimi söyledim ve o da kabul etti diyelim. İki taraf da anlaştığı için bu alışverişin önünde bir engel yok. Cüzdanlar arası transferde, bu işlem anonim olarak kayıt altında olacak ve herhangi bir düzenleyici-denetleyici kurumdan bağımsız hayat devam edecek. Bu örnek bugünün Türkiye’sinde çok geçerli olmasa da yakın gelecekte alternatif bir yöntem olarak kullanılması işten bile değil. Değer atfedilen, değiş tokuşta tarafların kabul edeceği fiziksel veya dijital değer, tarafların bunu kabul etmesinden başka neye ihtiyaç duyar ki? Ödemeyi gazoz kapağıyla da yapabilirsiniz, kripto parayla da, altınla da. Değer değişim aracına gücünü veren yaygın kullanımı, kabulü ve geçerliliğidir.

KRİPTO VARLIKLARIN ÖDEME ARACI OLARAK KULLANIMINDA DÜNYA NEREYE GİDİYOR?

Sadece son birkaç ayın haberlerinden bazılarını paylaşmak aslında bu konuda fikir verebilir. Geçtiğimiz şubatta Elon Musk, Tesla’nın 1,5 milyar dolarlık Bitcoin aldığını duyurmuştu. Kısa süre sonra Tesla, Bitcoin’le şirketin ürettiği araçlardan satın alınabileceğini de duyurdu. Yani direkt bir ödeme aracı olarak kabul ettiğini açıkladı.

Dünyanın iki büyük ödeme ağı devi Visa ve Mastercard, kripto para birimi platformlarıyla işbirliğine başlama kararlarını duyurdu. Visa, USD Coin ile ödeme yapılabilmesi için Crypto.com ile pilot program başlattı. Benzer platformlarla işbirliğini artırarak USD Coin ile doğrudan ödeme ağını büyüteceğini de açıkladı. Mastercard, 2021 bitmeden bazı kripto paralarla doğrudan ödemeyi destekleyen ağın hizmete gireceğini duyurdu.

Geçtiğimiz haftalarda ABD’deki kripto para borsası Coinbase, halka arz edildi. Nasdaq’daki halka arz sonrası değeri 100 milyar dolar civarında olan şirketin hisse senedi referans değeri 250 dolar iken ve arz sonrası 300 dolar üzerinde yatay seyreden hisse senedinde, bu değer artışına rağmen kayda değer bir satış olmadı. Yani hisse senedini elinde bulunduranlar, Coinbase hisselerinin daha da yükseleceği düşüncesiyle satış yapmadı. Bu da yatırımcıların Coinbase’in daha da değerleneceğine ve dolayısıyla kripto varlık piyasalarının yükseleceğine dair duydukları güveni gösteriyor.

TEKNOLOJİYE KARŞI YÖNETMELİK

Merkez Bankası, kripto varlıkların ödemelerde kullanılmamasına dair yönetmeliğinin ardından “Kripto paralar yasaklandı” benzeri haberler ve kafa karışıklığını gidermek adına bir duyuru yayınlama ihtiyacı hissetti. Buna göre kripto paralarda düzenleme ve denetleme mekanizması olmaması, aşırı oynak fiyatlar, yasadışı faaliyetlerde kullanılabilmesi, cüzdanların çalınma riski veya işlemlerin geri döndürülemezliği gibi sebepleri; ödeme aracı olarak kullanılmamasına gerekçe olarak açıkladı.

Sayıp dökülen sebeplerin hepsi, yıllardır blok zincir teknolojisine dayanan kripto varlıkların çalışma prensibinin kötüye kullanımını veya anonimlik gibi temel felsefesini anlatıyor. Kripto paralar ortaya çıktıktan sonra illegal işlerde para akışının sağlanması, batan kripto paralar, kapanan borsalar, iç edilen cüzdanlar olduğu doğru ve her bir kötü deneyimden sonra daha güvenli bir noktaya doğru ilerlendiği de bir gerçek. Zamanla gelişen bu güveni sağlayan ise kullanıcılara daha iyi hizmet veren borsaların kurulması ve Visa-Mastercard gibi güvenilir ve piyasaya hâkim ödeme ağı devlerinin bu işlere kademeli olarak yatırım yapması, ödeme ağlarını açması.

2008 Mortgage Krizi’nden bu yana kripto para piyasalarındaki toplam hacmin bu kadar büyümesinin temel sebebi bu krizden sonra “iflas edemeyecek kadar büyük” bankaların arkalarında bıraktıkları enkazdı. Milyonlarca insan işinden ve evinden oldu, devasa kredi borçlarıyla baş başa kaldı, tasarruf fonlarındaki birikimleri buharlaştı. Günün sonunda bankaların kazandıkları paralar yanlarına kâr kaldı. İşte bu dönemde oluşan kırılmanın etkisi, bir noktada kripto varlıklarla açığa çıktı. Evet, genel anlamda bankalardan bağımsız işlem yapılamıyor olsa da orta vadede bankanın sağladığı kanunî güvence ve kurumsal güvenin yerine belki de başka anonim kurumlar geçebilir, kim bilir.

Merkez Bankası, illegal alışverişlere konu olması veya terör finansmanı gibi argümanlarla ödeme aracı olmasının önünü, daha böyle bir piyasa oluşmadan keserken bilgisi kıt tüketiciler açısından koruyucu bir hamle yapmış olabilir ama diğer taraftan da hep bir parçası olduğumuzun iddia edildiği Batı’dan böyle küçük adımlarla kopuyoruz. Bu tip teknolojik gelişmeleri kısıtlamalar aslında, teknolojinin kendisinden ziyade onu kullanan insanların, toplumların elinde, onların ahlaklarıyla şekilleniyor.

Artık bu çağda yasaklar ve kısıtlamalar herhangi bir şeyin yapılmasını engelleyemiyor, sadece yolu uzatıyor o kadar. Bireylerin normal kabul ettiği ve kullandığı benzer teknolojiler meşruluğunu zaten bu yolla kazanıyor. Türkiye gibi kripto varlıklara talebin yüksek olduğu bir ülkede suyun akıp yatağını bulması için birkaç yıldan fazla beklememiz gerekmeyeceğini düşünüyorum.