Kritik müdahaleler: Bilim, Değerler ve Politika

Hans Henrik Bruun’un 'Bilim Değerler ve Politika: Max Weber'in Metodolojisi' çalışması Özge Tuncer ve Ozan Başdaner çevirmenliğinde Livera Yayınevi tarafından yayımlandı.

Kritik müdahaleler: Bilim, Değerler ve Politika
Google Haberlere Abone ol

Ozan Başdaner - Hüseyin Deniz Özcan

Türkçe literatürde Weber metodolojisine ilişkin kitapların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Oysa Almanca metinlerin yanı sıra İngilizcedeki Weber külliyatı bile belirgin bir ivmeyle birikerek Weberyan bir Babil Kulesi inşa edilmesine katkı sunmaktadır. Kimi yorumcular Weber’in kendi ikincil literatürünün gölgesinde kaldığından yakınırken kimileri Weber’in dağınık, polemikçi, kılı kırk yaran metinlerindeki karmaşayı anlamanın bundan başka bir yolu olmadığını savunur. İşte 'Bilim, Değerler ve Politika' bu çatallanmanın eşiğinde durur. Bir yandan, Weber’in yayımlanmış metinlerini, mektuplar, derkenarlar, göz ardı edilmiş notlar ve sözlü tartışmaların ışığında, bütünlüklü bir manzara olarak yeniden inşa ederken; diğer yandan, başka büyük Weber yorumcuları ile yürüttüğü tartışmada kendi özgün konumunu belirginleştirir. Dolayısıyla, bu kitap halihazırda zayıf olan Türkçe literatür için mükemmel bir pusula işlevi görmektedir: Hem Weber’in orijinal metinlerinin okunmasına yardımcı olur hem de ikinci literatürdeki belli başlı yorumların eleştirel bir haritasını oluşturur.

Peki ama Weber okurunun böyle bir pusulaya gerçekten de ihtiyacı var mıdır? Sosyal bilim metodolojisi ve mantığına ilişkin metinler, Weber’in ölümünden sonra eşi Marianne tarafından derlenerek, Weber’in kendisinin asla kullanmadığı ve kullanmayacağı Fichteci bir başlık altında- "Wissenschaftlehre" (Bilim Öğretisi)- yayımlanır. İngilizceye ise kelimenin bu dildeki biçimsel çağrışımları dikkate alındığında, Weber’in amaçlarıyla bir kez daha bütünüyle örtüşmeyen "Metodoloji" adıyla aktarılır. Problem henüz metinlerin adlandırılması aşamasında bile gösterir kendisini. Üstelik bu metinler, dönemin entelektüel ethos’una ait isim ve kavramlara aşina olan bir okuru varsaydığı için oldukça karmaşık eleştirel müdahalelerle doludur. Ve hepsinden önemlisi, Weber’in metinleri, Alman felsefesinin 19. yüzyılın ikinci yarısında girdiği "kimlik krizi"ni çözme vaadinde bulunmuş ve tam da bu vaadi yerine getiremediği için bugün unutulmaya yüz tutmuş felsefi bir okulun (Neo-Kantçılık) temsilcilerinden olan Heinrich Rickert’in ortaya attığı "değerler felsefesi" terminolojisi uyarınca yazılmışlardır. Hal böyle olunca, yukarıda sorduğumuz soruya verilebilecek tek bir yanıt var gibi görünmektedir: Evet; Weber’i okuyabilmek için böylesi bir kılavuza ihtiyaç vardır.

Kritik müdahaleler: Bilim, Değerler ve Politika - Resim : 1
Bilim Değerler ve Politika: Max Weber'in Metodolojisi, Hans Henrik Bruun, Çevirmen: Özge Tuncer ve Ozan Başdaner ,496 syf., Livera Yayınevi, 2024.

ELEŞTİRİ

Elbette tüm bu dağınıklık Weber’in düşüncesinde bir süreklilik olmadığı anlamına gelmez. Aksine bu kargaşayı katederek bir arada tutan ve tüm metinlerde tekrar eden belirgin bir leitmotiv bulunur: Eleştiri. Sosyal bilimler alanında üretilen bütün teorilerin gerçeklikle ilişkisinde sınanması gerektiğini düşünen Weber, gemisini iki tehlikeli ucun arasında incelikle yürütür: Bir yandan, kavramlara gerçeklik atfederek onları şeyleştirenlerin acımasız eleştirisini verirken; diğer yandan, deneyimi kavramlardan uzaklaştırarak bilgiyi gizemlileştirenleri (mystification) eleştirinin hedefi haline getirir. Kavramların gerçeklikle ilişkisine dair kendi tutumu ise politik içerimleri de olan daimi bir epistemik teyakkuz halidir. Fakat Weber kendi anlayışını mumyalanmış formüllerle biçimsel olarak tanımlamaya yanaşmadığından, okur Weber’in yaklaşımıyla ancak etkinliği içerisinde karşılaşabilir. Bu metodolojiye ancak Weber’in yürüttüğü fiili eleştiriler esnasında tanıklık edilebilir.

Zaten Weber’in kendisini de gölgede bırakan devasa literatürü kışkırtarak oluşturan tam da budur: Terminolojik, ölü bir kabuğun altında şiddetle hareket eden düşüncenin huzursuzluğu hangi yorumcunun iştahını kabartmaz ki? Bu cezbedici kışkırtmaya rağmen; nadiren tanımlanan kavramlar, yarıda bırakılan felsefi tartışmalar ve düşünsel sıçramalarla örülü bu metinlerin anlaşılıp yorumlanması hiç de kolay değildir. Bu yüzden yorumcuların bazen kolaya kaçtığı da olmuştur: Weber metodolojisini Rickert, Dilthey, Nietzsche ve hatta Marx gibi isimlerle ilişkilendirerek ya da "yöntem kavgası", öznelcilik-nesnelcilik düalizmi, pozitivizm-tarihselcilik tartışması gibi çok genel bağlamlara yerleştirerek okurlar. Kendi içlerinde anlaşılır olan bu girişimlerin Weber’i tanınmaz hale getirmek gibi bir riski de vardır.

Hans Henrik Bruun’un tek meselesinin ise Weber’in yüz çizgilerini okur için olabildiğince tanınır hale getirmek olduğu söylenebilir. Bu kitabın literatürdeki ayrıksı yeri Weber’den kalan metinleri iğneyle kuyu kazarcasına deşerek, "yaratıcı yanlış yorumlar"ın hatalarını gözler önüne sermesinden kaynaklanır. Bilim ile değerler arasındaki ilişkinin içerimlerini bu doğrultuda, mümkün tüm düzeylerde ele alır: Değer bağımsızlığı, değer ilişkisi, değer yorumu ve ideal tipler. Sözgelimi, değer bağımsızlığı önerme mantığına indirgenen "olgu"-"değer" ayrımından çok daha fazlasıdır: Bilimin dünya görüşü ortaya koyamayacağı anlamına gelir ve insanların yaşamına değgin büyük problemlerin teknik tartışmanın konusu yapılmamasını telkin eden eleştirel bir müdahaledir. Demek ki pozitivist Weberyanların düşündüğünün aksine, Weber yalnızca bilimin değerlerden bağımsızlığını değil, değerlerin de bilimden bağımsızlığını ortaya koymaktadır. Kitabın bir diğer özelliği, Weber’in metodolojik metinlerinde yer almayan terimlerin (değerleme, değerlendirme, değer yargısı, değer yorumu gibi) ayrımlarını oldukça berrak bir şekilde ortaya koyarak birçok karışıklığı gidermek için elverişli olmasıdır.

Hans Henrik Bruun, 'Bilim, Değerler ve Politika: Max Weber’in Metodolojisi'nde içerilen tüm bu kritik müdahaleler sayesinde, Türkçede hâlâ pozitivizm-hermeneutik ikiliği ve Marx-Weber karşıtlığı gibi elli yıl öncesinin tartışmalarıyla anılan Weber metodolojisine taze ve güçlü bir soluk getirme iddiasında.


1. Bilim, Değerler ve Politika halihazırda zayıf olan Türkçe literatür için mükemmel bir pusula işlevi görmektedir: Hem Weber’in orijinal metinlerinin okunmasına yardımcı olur hem de ikinci literatürdeki belli başlı yorumların eleştirel bir haritasını oluşturur.

2. Weber’in metodoloji yazılarının bizim için taşıdığı önem, bunların başka düşünürlerin sistemlerine uymasındansa, düşündürücü ve yaratıcı bir şekilde ilerlemelerinden ileri gelir.

3. Weber’in metodolojisi: felsefe mi, bilim mi, yoksa ikisi birden mi?