Küçükçekmece’de ‘korku’ sokağı: Binaların çoğu kaçak, yıkılabilir
Küçükçekmece’de çöken binanın ardından Kartaltepe Mahallesi'nde yaşayanlar endişeli. Bölgedeki çoğu binanın kaçak olduğunu söyleyenler yakın zamanda binaların kendiliğinden yıkılmasından çekiniyor.
İSTANBUL - Küçükçekmece Kartaltepe’de çöken binanın yerini iş makineleri aldı. Geçit ve Kemalpaşa Sokak'ta hayat normalde dönerken mahallede yaşayanlar, kaçak yapıların bölgenin gerçeği olduğunu dile getirdi. Kaygı ve korku duygusu yer etmiş olsa da maddi zorluklar nedeniyle ne taşınmaya ne de kentsel dönüşüme girmeye güçlerinin olmadığını belirten mahalleliler, yetkililerin kaçak kat açıklamalarını yetersiz bulduklarını, eski binaların neredeyse hepsinin kaçak olduğunu belirtti.
‘EL BİRLİĞİYLE MEZARLARINI KAZDILAR’
Geçit Sokak ile Kemalpaşa Sokak'ın birleştiği noktada çöken binanın etrafındaki esnaf, ticari faaliyetlerini aksatmadan hayata devam ediyor. Geçit Sokak'taki bir emlakçı, “İster istemez korku oluyor” dese de ellerinden gelen bir şey olmadığını belirtiyor: “1988'de yapılmış burası. Yıkılan ev, çocuğa babasından miras kaldı. İstanbul'un yüzde 80'i zaten riskli. Millet el birliğiyle mezarını kazdı. Belediye rüşvet almış, insanlar rüşvet vermiş. Herkes suçlu.”
‘BU İŞİN İÇİNDEN ÇIKILMAZ’
Emlakçı esnaf, dükkanının bulunduğu binayı kast ederek, “Mesela bu binanın da en üst iki katı kaçak. Biz mühendislerle görüştük. 1998'de yapıldı. Demirleri iyi denildi. Bu bina bence oturulabilir durumda. Bu hadise dün konuşuldu bugün bitti. Türkiye böyle bir yer. Kat karşılığı verilse üç daire açıkta kalıyor. Devlette para yok, vatandaşta para yok. Bu işin içinden çıkılmaz. Günlük yaşıyoruz” diyor.
‘İNSANLAR NEREYE GİDECEK, ÇARE Mİ VAR?’
Hayatın ‘normale’ dönmesiyle bölgede kaygının silikleştiğini anlatan esnaf, kendi işlerinin de engellenmeyeceğini düşünüyor. Nedeni ise hem mevcut ekonomik duruma hem de insanların yaşananları kısa sürede unutmasına bağlıyor. Yıkılan binanın altındaki dönercinin kolon kestiği iddialarıyla ilgili de aynı emlakçı şunları söylüyor: “Kolon kesme diye bir şey yok. Binanın bir buçuk katı kaçak diyorlar. Binanın kendi kaçak. Mühendislik hizmeti almamış. İskanı olsa bile ömrünü tamamlamış binaydı. Bu bölgenin geneli böyle kaçaktır. Genelde göçmenler burada yaşar. Sefaköy'de genelde göçmen ve Trakyalılar yaşar. Ya insanlar nereye gidecek, çare mi var? 3 sene önceye göre kiralar 6 kat arttı. Emekliye 11 bin lira veriyorlar. Nasıl tedbir alsın bu insanlar? Kaygılı olunsa da bir anlamı yok.
‘ENKAZDAN ÇIKAN ADAM DENİZ KUMUNDAN YAPILDIĞINI BİLİYORDU’
Yıkılan binanın hemen yanında bulunan pastane sahibi ise komşusunun binasının yıkılmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden gelip karot alındığını söylüyor. Ancak kendi binalarının 12 yıllık, görece yeni olduğunu belirten pastane sahibi, kendisinin kaygılı olmadığını, kaldığı evin de yeni olduğunu kaydediyor. Taşınmayı düşünen insanlar olsa da “Nereye gideceğiz? sorusu bölgede kaygıya neden olan en büyük sorgulama nedeni. Pastane sahibi sözlerine şöyle devam etti:
“Zaten arkasındaki bina kentsel dönüşüme girdi. Bizim üstümüzdekiler yaşamaya devam ediyorlar. Bize burada kaç kişi yaşıyor diye sordular. Bizim binada kaçak bina falan yok. Karot alanlarla konuştuk. Birinci sınıf malzeme kullanıldı. Kolon kesmeden falan bahsettiler, öyle bir şey yok. Yapılırken ben buradaydım. Zaten arkadaşız. Civarda öyle panik havası görmüyorum. Kaygı sadece bina yıkılınca oldu. İçinden çıkan adam bile deniz kumu olduğunu bildiğini söyledi."
‘GÖZ GÖRE GÖRE TABUTLAR İÇİNDE YAŞIYORUZ’
Kartaltepe Mahallesi'nde yaşayan bir çift ise mülk sahiplerinin kentsel dönüşüme ve karot işlemine yanaşmadığını belirtiyor. Bunun nedeni olarak ise maddi kayıp yaşama endişesi olduğunu düşündüklerini söylüyor. Mahallede yaşayan çift, kiraların 15-20 bin lira arasında değiştiğini, taşınmayı düşündüklerini ancak para biriktirmeleri için biraz daha beklemek zorunda kaldıklarını ifade ediyor:
“Yoldan otobüs geçtiğinde sallanıyoruz. Taşınma fikrimiz var ama para biriktirmemiz lazım. Bugün taşınmak en az 100 bin lira. Eski binalar hakkında devletin el atması lazım. Hiçbir şey kuralına göre yapılmıyor. Burayı denetleseler, her binayı sokak sokak tarasalar kaçak yapıları tespit ederler. Bugün AKUT'a AFAD'a verilen bağışlarla, deprem vergileri adam akıllı kullanılmış olsaydı bunları konuşmuyor olurduk. Hatay depreminde yurt dışından bir sürü yardım geldi. Şu an deprem olsa bittik. Bize bir toplanma alanı göstersinler yok. Bir tane park var. Kaç kişi kalacak orada? Hep ihmal. Deprem alanı dedikleri yerleri AVM yaptılar, bina diktiler. Göz göre göre canlı tabutlar içinde yaşıyoruz.”
‘MADDİ KAYBA UĞRAMAMAK İÇİN KİMSE SESİNİ ÇIKARMIYOR’
Bölgede yaşayanlar, yakın zamanda mahallede başka binaların da yıkılabileceğini düşünüyor: “Burada çoğu dükkan ve ev atıyorum 150 metrekare ama aslında 50 metrekare hisse kaydı var. Çünkü kaçak ve insanlar da maddi kayba uğramamak için sesini çıkarmıyor. İstanbul'un her yeri böyle, bu bir gerçek. Normalde burada 3-4 katın üzerinde izin vermezlerdi. Üç beş insanın karnı doyacak diye havaalanını buradan taşıdılar, buradaki binalar hep kaçak kat çıktı.”