'Kül' kaplı yeni bir yıldız türü keşfedildi
Tübingen Üniversitesi’nde görevli Profesör Klaus Werner, "Bu yeni yıldızlar, yıldızların evrimiyle ilgili anlayışımız karşısında aşılması güç bir meydan okuma niteliğinde" diyor.
Jamie Priest
Gökbilimciler, helyum yanmasının külleriyle kaplı, yeni ve şaşırtıcı bir yıldız türü keşfettiler. Bu tuhaf yeni gök cisimlerini ilk defa gözlemleyen ve bulgularını ‘Monthly Notices of the Royal Astronomical Society’ dergisinde aktaran Alman gökbilimciler, bu yıldızların yüzeylerinin şu ana dek gözlemlenenlere benzemediğini belirtiyor.
İLK KEZ GÖRÜLDÜ
Yeni keşfedilen bu lekeli yıldızlar, normal yıldızlarda görülen hidrojen ve helyum yüzey yerine, karbon ve oksijenle kaplı; bunlar, helyumun yanmasıyla ortaya çıkan yan ürünler. Bu astronomik bulmacaya ek olarak, yıldızlar, çoğunlukla sadece bunlardan çok daha gelişmiş bir evrimsel aşamada bulunan yıldızlarda gözlemlenen bir özelliği sergileyerek, çekirdeklerinde hâlâ helyum yaktıklarını ortaya koyan bir boyut ve sıcaklığa sahipler.
Tübingen Üniversitesi’nde görevli araştırma başyazarı Profesör Klaus Werner, “Normal şartlar altında, bu yüzey bileşimlerine sahip olan yıldızların çekirdeklerindeki helyumu yakmayı çoktan bitirmiş olmalarını ve beyaz cüceler olma doğrultusunda ilerlemelerini bekleriz” diye izah ediyor: “Bu yeni yıldızlar, yıldızların evrimiyle ilgili anlayışımız karşısında aşılması güç bir meydan okuma niteliğinde.”
İlkine eşlik eden bir diğer makalede, La Plata Üniversitesi ve Max Planck Enstitüsü’nden farklı gökbilim ekipleri, bunun gibi bir yıldızın nasıl oluşabileceğine ilişkin ilk muhtemel açıklamayı sunarak, bu güçlüğün üstesinden geldiler ve ortaya konan koşullar en az yeni yıldızlar kadar heyecan verici.
CÜCE YILDIZLARIN BİRLEŞİMİYLE OLUŞMUŞ OLABİLİRLER
La Plata Astrofizik Enstitüsü’nde görevli ve ikinci makalenin başyazarı olan Dr. Marcelo Miller Bertolami, “Alman meslektaşlarımızın keşfettiği yıldızların, iki beyaz cüce yıldız arasında fazlasıyla ender görülen bir çeşit yıldız birleşimi olayı neticesinde oluştuğunu düşünüyoruz” diyor.
Beyaz cüceler, nükleer yakıtlarının tamamını tüketerek dış katmanlarını uzaya saçan, çoğu zaman kendi içine çökerek fazlasıyla küçük ve yoğun bir hale gelen yıldızlardır. Bu yıldızlardan ikisi, bir yıldız sisteminde birbirlerine yakın bir yörüngede döndüklerinde, karşılıklı yörüngeleri kütle çekimi dalgaları yayarken içe doğru çökme eğilimi taşırlar ve birleşmeleri nadir görülen bir olay değildir. Fakat şu ana dek, bildiğimiz bütün beyaz cüce birleşmeleri, öngörülebilir yıldız birleşmeleriyle neticelendi. Gökbilimciler şimdi bu şaşırtıcı yeni yüzeylerin, çok farklı kompozisyonlara sahip iki beyaz cücenin çarpışmasının bir ürünü olabileceğini düşünüyorlar.
YENİ ARAŞTIRMALARA İHTİYAÇ VAR
Miller Bertolami, “Çoğu zaman, beyaz cüce birleşmeleri karbon ve oksijen bakımından zengin yıldızların meydana gelmesine neden olmaz; ne var ki, fazlasıyla özel kütlelerle oluşan ikili sistemler söz konusu olduğunda, karbon ve oksijen bakımından zengin bir beyaz cüce bozunabilir ve helyum bakımından zengin bir beyaz cüce olmaktan uzaklaşarak bu yıldızların oluşumuna yol açabilir” diye açıklıyor.
Öte yandan, bu geçici açıklamaya karşın, elimizdeki yıldız modellerinden hiçbiri bu yeni yıldızların yüzey özelliklerini tam anlamıyla açıklayamıyor. Şimdi araştırma ekibi, yalnızca bu tuhaf yeni yıldızları değil, aynı zamanda ikili yıldız sistemlerinin geç evrimsel aşamalarının ayrıntılarını da öğrenmeyi umarak, öngörülen birleşim durumlarının olasılığını değerlendirmek amacıyla yıldız modelleri geliştirmeye çalışacak. Gökbilimciler bu tür daha açık modelleri geliştirene dek, yüzeyi helyumla kaplı olan yıldızların kökenleri tartışmaya açık kalacak.
Yazının orijinali Cosmos Magazine sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)