Bir Anadolu Rock dehlizi
60’lı ve 70’li yılların unutulmuş şarkıları, Anatolian Rock Revival Project'le yeniden aramızda. Üstelik harika illüstrasyonlarla…
Anatolian Rock Revival Project, daha önce hiç duyulmayan ve “Aman Allahım kim bunlar” dedirten bir Anadolu Rock yolcuğu. 60’ların ve 70’lerin kültürel zenginliğini toplayıp geliyor. Gelirken de Cem Karaca, Moğollar, Erkin Koray, Silüetler, TPAO Batman Senfoni Orkestrası, Selda Bağcan, Nejat Yavaşoğulları gibi isimlerin efsanevi ritimlerini getiriyor.
Türkiye’nin kültürel tarihinde önemli bir yeri olan Anadolu Rock en parlak yıllarını 60’larda ve 70’lerde yaşamış. Bu parlak günler, ses kalitesi zenginleştirerek ve bir dolu posterle bugüne taşınıyor. Proje Kara Toprak, Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm gibi bilinen eserlerin yanı sıra, bilinmeyenleri de meraklısıyla buluşturuyor.
HER ŞEY KİŞİSEL BİR MERAKLA BAŞLIYOR
Her şey kişisel bir merakla başlıyor. Koordinatör Gökhan Yücel, TPAO Batman Senfoni Orkestrası’nın birkaç kaydını dinliyor ve o dönemde Batman’da böyle bir grup olmasından çok etkileniyor. Araştırmalarına devam edince aynı dönemden başka gruplarla da tanışıyor ve bu şarkıları daha çok kişinin duyması için kolları sıvıyor. Fikrini bir grup çizer arkadaşına açıyor. Her bir şarkıya bir illüstrasyon yapılmasına karar veriliyor ve proje iki yıl önce böyle başlıyor.
İlk olarak küçük bir ekiple başlıyorlar. Uluslararası alanda da yer bulabilmek için İngilizce bir isimle yola çıkıyorlar. Projenin çok uzun bir zaman devam etmeyeceğini düşünseler de evdeki hesap çarşıya –iyi ki de- uymuyor. İlk günden bu yana pek çok kişi ekiple iletişime geçiyor. Kimisi illüstrasyon yapmak istiyor kimisi ise şarkı, grup öneriyor.
Şimdiye kadar 80’den fazla illüstrasyon üretilmiş ve üretilmeye de devam ediyor. Kayıtların bir kısmı direkt eser sahiplerinden alınıyor. Zaman zaman plak upload edenler de yardımcı oluyorlar. İmkânlar el verirse ses kalitesini yükseltmek için düzenlemeler yapılıyor. El vermezse olduğu gibi yayınlanıyor.
ORTA DÜNYA’DAN TAKİPÇİLERİ VAR
Projeye ilgi yurt dışıyla sınırlı kalmamış ve Orta Dünya’ya kadar ulaşmış. Folk müzik severliğiyle de bilinen Orta Dünya’nın Frodosu Elijah Wood, projenin sıkı bir takipçisi.
Proje ekibi Anadolu Rock şarkılarını gün yüzüne çıkardığı ve meraklısıyla paylaştığı için çok mutlu. “Bizim ülkede güzel hiçbir şey üretilmiyor” diye düşünenlerin böyle değerlerle tanışmasını çok önemsiyorlar.
Tamamen dijital olan projenin bir başka marifeti de posterlerin altında bulunan QR kodları sayesinde, şarkılara direkt ulaşılabilmesi... Şarkıları, posteriyle bakışarak dinlemek isteyenlere duyurulur.
“SİS FLU BİR DUYGU”
İllüstratör Merve Atılgan, projeden sosyal medya aracılığı ile haberdar olmuş ve çizmek için Silüetler’in Sis şarkısını seçmiş. Hem grubun hem de şarkının ismi, çizmeyi çok sevdiği biraz karanlık ve biraz da gizemli bir atmosferi canlandırmış zihninde. Şarkıyla ilgili duygularını şöyle anlatıyor: “İlk hissettirdiği duygu tatlı bir özgürlük, mutlu olmak için insanın hiçbir şeye ihtiyaç duymadığı sadece içinde mutluluk hissettiği anlar… Canlandırdığı görüntü yolda kendiyle baş başa kalmış bir insan. Bu aslında insanın hayatı boyunca kendi yolundaki yalnızlık ve kendiyle baş başa kaldığı zamanlarda içinde oluşan huzur ve rahatlık duygusu... Sanıyorum ki illüstrasyona yansıyanlar bu duygular ile beraber daha karanlık bir atmosfer ve biraz da bilinmezlik. Yani, flu bir duygu aynı sis gibi…”
Çizmeye başlamadan önce dönemle ilgili araştırmalar yapmış. Evinde bulunan çok sayıda plak ve görsel sayesinde döneme oldukça aşinaymış. Fakat projeye dâhil olunca farklı araştırmalar da yapmış ve bildiklerine yenilerini de eklemiş.
NEJAT YAVAŞOĞULLARI’NIN EL YAZISIYLA
Gökçe İrten, projeden kendisi gibi çizer arkadaşlarının paylaşımları üzerinden haberdar olmuş. Çizmek için Nejat Yavaşoğulları’ndan Yalnız Kalma’yı seçmiş. Seçiminin sebebini şöyle anlatıyor: “O dönemin birçok şarkısı hem duygusal hem de toplumsal mesaj yüklü. Yalnız Kalma da öyleydi. Tabi bu projenin en güzel yanı o zamanın duygularıyla bizim duygularımızın birleşebilmesi.”
İllüstrasyonu üzerine çalışırken bir resim sergisinde Nejat Yavaşoğulları ile karşılaşmış. O’na projeden ve O’nun şarkısının posterini yaptığından bahsetmiş ve el yazısını istemiş. Böylece, posterine Yavaşoğulları’nın el yazısını da eklemiş. Yavaşoğulları, tamamlandığında posteri görmek istemiş ve hızlı bir dönüşle çok beğendiğini ifade etmiş. İrten, “Bu ayrıntıyla birlikte benim için gerçekten anlamlı ve heyecanlı bir proje oldu” diyor.
“ESER KENDİ KENDİNİ VAR EDİYOR”
Özdemir Erdoğan’ın Gurbet şarkısını çizen Kaan Demirçelik’e projede yer alması teklif edilmiş. O da kendi deyimiyle; davete icabet ederek bir şeyler karalamış. Dönemi yakından takip ettiği için çok araştırma yapma gereği duymamış. Ayrıca, bu tarz işlerde araştırma yapılmasının da doğru olmayacağını düşünüyor ve “Eserin bizde bıraktığı etki ve anlık çağrışımları daha önemlidir. Eser kendi kendini var ediyor zaten sanatçı çoğu zaman edilgen ve durumdan habersiz” diyor.
SONA YAKLAŞIYOR
İki yıl önce başlayan proje sona yaklaşıyor, en azından ekip öyle hissediyor ve “Herhalde bir 10-20 parça içinde sonlanacaktır” diyor. Proje son bulsa da dijital kanallar aracılığıyla, bir içerik kütüphanesi olarak yerini koruyacak ve belki de yeni dehlizlere ilham olacak.