1 Aralık fotoğraf sergisi
Döviz büfelerinin önünde türlü filmler çekilebilir, öyküler, romanlar yazılabilir. Ve benim "3.51" fotoğraf serim, belki bir haftaya kalmadan tarih olacak, eski İstanbul fotoğrafları diye paylaşılacak.
DUVAR - 1 Aralık günü, azıcık da tesadüf eseri, kendimi bir döviz "büfesi" önünde fotoğraf çekerken buldum. LED ışıklı levhada "US $ = 3.51" göründüğü her kare bir başka anlamlı göründü gözüme. Kimisinde 3.51'in yerlerine mıhladığı, öylece donup kalmış insanlar, kimisinde "tankla olmayanı dolarla yapma" hedefli büyük uluslararası komplonun icracısı karanlık güçlerin elemanları var gibiydi.
Döviz büfelerinin önünde türlü filmler çekilebilir, öyküler, romanlar yazılabilir. 2001 Krizi sırasında Ankara'da sabahın köründe döviz büfesi tabelası önünde toplanmış kalabalığı inceleyerek epey zaman geçirmiştim. Hemen hepsi orta halli insanlardı. O sırada, elinde avucunda ne varsa kaybetme tehlikesiyle yüzyüze kalmış eş dost arkadaşın yardımına koşmaya çabalıyorduk. Krize yolaçanların, krizi önleyemeyenlerin hiçbiri zarar görmemiş, siyasetçiler, büyük patronlar, spekülatörler fakirleşmemişti. Çok aşağılayıcıydı, zulmün bir türüydü.
Şimdi de muhtemelen döviz büfelerinin önünde trajediler cereyan edecek. Ve tepedeki kimse bu trajedilerden payını almayacak. Asıl zararı görecek olanlar, üç-beş dinî motifle, inşallahla maşallahla, şehitlerle, bayrakla, ama bunlardan da önce korkutularak, çaresizlikleri kafalarına kakılarak "tesirsiz hale" getirilecek.
Ve bu ayıp olmayacak. Günah olmayacak. Suç olmayacak. Yüzümüze bakılarak yalanlar söylenecek, tükürükler saçılacak, tükürükler kaşımıza gözümüze isabet edecek. "Milleeet!" diye haykırıldıkça millet sinecek. 3.51, üç bilmemkaç olacak, yeni yeni günler, bereketsiz günler, hapiste eza cefa çektirilen insanların üzerine kararacak, bitmek bilmeyen yeni akşamlara dönüşecek. Akşam oldu mu, LED levhaların ışıltısı daha bir belirginleşecek, daha uzaktan görülür olacak, 3.51'ler veya 55'ler, artık Allah ne verdiyse, daha rahat okunacak.
Yıllar önce Ankara'da o tabelanın önünde sessiz, kıpırtısız, hiç kıpırtısız duran insanların kızları-oğulları, kardeşleri çaresizlik nöbetini devralacak. Acımasız bir para düzeni zalimlerin paçasını tutuşturacak, o arada yine iktidar ve zenginlikten uzak olanları, yoksunları yakacak. Ve benim "3.51" fotoğraf serim, belki bir haftaya kalmadan tarih olacak, eski İstanbul fotoğrafları diye paylaşılacak.