'İlk yemeği' 800 bin yıl önce pişirdik
En eski çiğ yemek kalıntısına ulaşan bilim adamlarına göre insanlar ilk kez 1.2 milyon ile 800 bin yıl arasında bir tarihte yiyeceklerini pişirmeye başlamış olabilir.
DUVAR - Arkeologlar 1,2 milyon yıl öncesine dayanan diş plakasından mikrofosiller çıkardılar. Bu mikrofosiller, çiğ hayvan dokusu izleri, ot tüketimini gösteren pişmemiş nişasta granülleri, bir çam türünden polen tanecikleri, böcek parçaları ve olası bir 'kürdan' parçasını içeriyor. Normalde ateşe yakınlığın açık bir göstergesi olan mikro kömürünün solunmasını dairse hiçbir kanıt yok.
Deccan Herald’da yer alan habere göre, pişirme için en erken ateş kullanımının başlangıcı hâlâ tartışılıyor ve bazı araştırmacılar ateş kullanımının 1.8 milyon yıl önce başladığını savunurken, bazıları 300 bin-400 bin yıl kadar geriye gittiğini öne sürüyor.
Afrika'da bazı erken dönem yerleşmelerinde ateş için olası kanıtlar bulunmuş. Ancak, Sima del Elefante'de ateş kanıtının bulunmaması, bu bilginin onlar Afrika'yı terk ettikleri zaman ilk insanlarla birlikte taşınmadığı izlenimi veriyor. Avrupa'da ise ateşi kullanmak için en erken kesin delil 800 bin yıl önce Cueva Negra İspanyol yerleşim yerinde ve kısa bir süre sonra da İsrail’de Gesher Benot Ya’aqov’dadır. Ayrıca ilk Avrupalıların, 1.2 milyon yıl önce dengeli bir diyet için ormanlık çevreyi sömürdükleri ortaya çıkarıldı.
Birlikte ele alındığında, bu kanıtlar 800 bin ile 1.2 milyon yıl önceki bir noktada meydana gelen ateş teknolojisinin gelişimini ortaya koyuyor.
İngiltere York Üniversitesi’nden Karen Hardy elde edilen tüm erken tarih ipuçlarının insansı yaşama dair bakış açısı için son derece sorgulayıcı olduğunu söylüyor.
Hardy, ‘Avrupalılar 1.2 milyon yıl önce ormanlık alanları öğrenip kavramış, ondan faydalanmaya başlamış ve nişasta içeren yiyecek ve etten oluşan bir beslenme zincirini öğrenmişlerdi’ diyor. Hardy sözlerine bu yeni zaman çizelgesinin insan evrim sürecini anlayabilmemiz açısından önemli olduğunu ve Yontma Taş Devri'nde pişmiş yemeğin yüksek enerji sağladığı için beyin hacminin gelişimini de hızlandırmış olabileceğini ilave ediyor. (Kaynak: Arkeolojihaber)