'Naziler gizli gizli döner yer!'
Almanya'daki ırkçı ve yabancı düşmanı radikalleşmeye karşı 'sokak'ta ilgi çekici çalışmalar yapılıyor... Amaç 'gizli gizli döner yiyen' neonazi anlayışa karşı sanatla duyarlılık oluşturmak.
Yabancılara yönelik nefret son zamanlarda Almanya'da şok edici boyutlara ulaştı. Hemen her gün vandalizm ve saldırılar yeni korku hikayeleri yaratmaya devam ediyor. Aşırı sağ görüşlü oluşum PEGIDA'nın liderleri, sınırlarda evlerinden savaş ve beraberinde getirdiği zulüm sonucu kaçmış insanların canlarına mal dahi olsa, Avrupa'da tek bir 'batılı' kültürün varlığına inanıyor.
Almanya radikal hareketlerle tarihinde ilk kez karşılaşmasa da günümüzde radikalleşmenin etkilerinin ülkenin her yerine yayıldığını söyleyebiliriz. Sanat, çoğu zaman olduğu gibi yine ortaya çıkan siyasi ve kültürel sorunlardan beslenerek, tepkisel olarak karşımıza çıkıyor.
Berlin'de yaşayan ve üreten Fransız sanatçı Camille de Toledo, günümüzdeki Avrupa'nın bir anlamda yeniden oluşumu üzerine çalışmakla meşgul. Yapraklarla dolu bir orman, dallar, iç içe geçmiş ağaç gövdeleri, şarkı söyleyen kuşlar ve tüm bunların ortasında neon ışıklarla hazırlanmış iki kelime: Distopya ve Espoir (tr. umut).
Avrupa, trajik bir şekilde 'cennet' olarak tanımlanırken, umut ve umutsuzluk arasında sıkışıp, çektiği onca öldürücü sınırla bu kimliğini kaybettiği bir sürece girdi.
Almanya'da yayınlanan iD dergisi Camille ve diğer sanatçılara neden bu gittikçe zorlaşan karmaşık durumu keşfetmenin sorumluluğunu hissettiklerini sordu. Berlin'de yaşayan film yapımcısı Avusturyalı Kevin Kopacka ve Mısır doğumlu feminist aktivisti Sarah Gaad'ın kararlı bir şekilde sınırları zorlamanın, bunun üzerine kabul görmemenin ve hatta sınır dışı edilmenin karşısında durma hikayelerini anlattı.
Kimliği bilinmeyen sokak sanatçısı Dies Irae ise çalışmalarıyla herhangi bir duvarda karşınıza çıkabilenlerden! O, neonazileri tüm Almanya'da takip ederek, gösteri yapmak için toplandıkları yerleri antifaşist slogan içeren posterlerle süslüyor ve zaman zaman da reklam afişlerini ırkçı görüş propagandalarına karşı yazılarla değiştiriyor.
'ASLINDA HEPİMİZ ANLAŞILMAK İSTEMİYOR MUYUZ?'
Camille de Toledo - Fransız
Almanya'nın günümüzdeki durumu ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Bu duruma gelindiğine şaşırdığımı söyleyemem. Avrupa ulus devletleri modeli imajını ve temellerini İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bile yok edemedi. Bu durumun etkilerini çoktan Fransa'da, Avusturya'da ve Macaristan'da görmüştüm. Almanya'ya ulaşması da kaçınılmaz oldu.
Sanatınız neyi temsil ediyor?
Ben eserlerimi hiç bitmeyen bir 'hikayeleri yeniden yazma çabası' olarak görüyorum.
Çalışmalarınız bir değişiklik yaratmaya nasıl katkıda bulunuyor?
Fikirlerimi birçok insana ulaştıramayıp onların beni anlamasını sağlayamadıkça, korkarım bu mümkün olmayacak. Aslında hepimiz anlaşılmak istemiyor muyuz?
Son olarak paylaşmak istediğiniz bir şey var mı?
İnsanların kendilerini geliştirerek, vahşi düşüncelerinden ve aptallıklarından sıyrıldığı yeni bir kolektif yaşam biçimini gerçekleştirebilmek dileğiyle...
'KENDİMİZ İÇİN HAREKETE GEÇMELİYİZ'
Dies Irae - (Alman)
Almanya'nın günümüzdeki durumu ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Uzun bir süre boyunca ırkçılığa karşı eylem içinde olmanın çok da acil veya öncelikli olduğunu düşünmedim. Küçük neonazi gruplarının farkındaydım, fakat asla bu oluşumların bir tehdit oluşturacağına inanmamıştım. PEGIDA'nın büyümesi ve kabul görerek popülerleşmesi yanıldığımı kanıtladı.
Sanatınız neyi temsil ediyor?
Kendimiz için harekete geçmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum. Reklamlara ayrılmış onca yer bana kalırsa, bizim inandıklarımızı yansıtabileceğimiz özgür düşünce ve sanat platformlarına dönüştürülmeli. Bu gibi alanlar H&M ya da Mc Donalds'a ait değil, bize ait.
Çalışmalarınız bir değişiklik yaratmaya nasıl katkıda bulunuyor?
Eğer elimde ırkçılığa, aşırı sağ tutuma ve PEGIDA'ya karşı bir reçete olsaydı, onu kocaman posterlere yazıp her yere asardım. Hala bu reçetenin peşindeyim.
Son olarak paylaşmak istediğiniz bir şey var mı?
Yaptığım posterlerin birçok insan tarafından fotoğraflandığını görüyorum. Umarım yazılarım hangi görüşte olursa olsunlar onları derinlemesine düşündürüyordur. Böylelikle bu mesajları hep beraber yayabilir ve farkındalık yaratabiliriz.
'NEFRET SÖYLEMLERİ HER YERDE'
Kevin Kopacka (Avusturyalı) ve Sarah Gaad (Mısırlı)
Almanya'nın günümüzdeki durumu ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Bu kışkırtmalar kesinlikle sadece sağ görüşlü gruplardan kaynaklanmıyor. Bu gibi düşünceler sohbet ederken arkadaşlarından, metrodaki yabancılardan da gelebiliyor. Özellikle sosyal medyada rahatsız edici nefret söylemlerini sıkça görüyoruz. Tüm bunların temelinde önyargıların aşılamaması yatıyor. Bir mültecinin şimdilik bu statüyü taşıması, onun karakterine ait bir özellik olarak tanımlanamaz.
Sanatınız neyi temsil ediyor?
Mültecileri yaşadıkları yüzünden suçlayan seslerden çok uzakta, biz onların karşılaştıkları hüzünlü ama bir o kadar da gerçek durumlarla ilgili toplumda az da olsa farkındalık yaratabilmek istiyoruz.
Çalışmalarınız bir değişiklik yaratmaya nasıl katkıda bulunuyor?
Yaptığımız video çalışmaları ile insanları kendi bakış açılarını bir kez daha düşünmeye teşvik ediyoruz. Aslında değişiklik ve farkındalık yaratmanın ancak herkesin ortak çabası ile mümkün olacağına inanıyoruz. İlk denemelerde başarısız olunabilir tabi.
Son olarak paylaşmak istediğiniz bir şey var mı?
Avusturya'da söyledikleri gibi, 'biz aptal değiliz!' (Çeviri: Tuğçe Özbiçer)