İlahi Azrail... Cemal Süreya ölür mü hiç!
Bugün İkinci Yeni'nin ele avuca sığmaz şairi Cemal Süreya'nın aramızdan ayrılışının 27 yıldönümü. Hayatından ayrıntılarla, adından düşen 'y' harfiyle, aşklarıyla Cemal Süreya...
DUVAR - Cemalettin Seber'den Cemal Süreya'ya uzanan yolculuğun ilk durağı Gülbeyaz Hanım... Süreya'nın annesi, Cemalettin'in ''kar tanesi''.
"Küçük kalbimdeki kuş ölmüştü" diyerek anlattı hislerini. Şairlik duygusunun mimarı annesi Gülbeyaz Seber olan şair, şiire ilk adım atışını annesinin anlattığı Kerem ile Aslı hikayesine bağlamaktaydı.
İlkokulda, yakın dostu Altan Günalp ile birlikte elle yazılarını yazdığı, resimlerini çizdiği okul dergisini çıkardı. Derginin en sıkı takipçileri ona hayran olan okuldaki kız arkadaşlarıydı.
Ortaokulda 100 metre koşusuna katıldı. Yarışmada birinci gelen Cemalettin’e kalem hediye edildi. Böylelikle ilk dolma kalemine sahip olmuştu.
Şair henüz çocukken bir şey keşfetmişti, tüm büyük yazarlar üç ada sahipti. O da karar verdi ve ilk adını Cemal olarak kısaltacak, yanına da Süreyya’yı ekleyecekti. Daha sonra “y”lerden biri bir iddia sonucu kaybedilse de o Cemal Süreya Seber olacaktı.
Mülkiye kantininde yazmaya başladığı eserleri onda ilginç bir alışkanlık doğuracaktı. Artık yazı yazarken hep gürültü arayacaktı. Sırf bu yüzden evde yazı yazarken televizyon ve radyonun sesini açmaya başladı.
Tomris büyük bir aşktı onun için. Bu aşkın öfkesi de büyüktü, bir tartışma sonrası çok sinirlendi ve birbirlerine yolladıkları tüm mektupları yırttı. Ve bu mektuplardaki aşk günümüze ulaşamadı. Tomris’le ilişkisini bitirdikten sonra onunla gittiği hiçbir mekâna adımını atmadı.
27 yıl önce Cemal Süreya, "Ölüyorum tanrım, bu da oldu işte / Her ölüm erken ölümdür, biliyorum tanrım / Ama ayrıca aldığın bu hayat, fena değildir… / Üstü kalsın..." diye yazdığının ertesi bir 9 Ocak günü aramızdan ayrıldı.
Sevmeye ya da aşık olmaya neden arayan ve her seferinde de bulduğunu 20 ayrı şiirinin son dizesinde, “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni” diye anlatan şairdi.
Türk şiirine damgasını vuran şairin hayatı da şiiri gibi “sürreal”di. Sevdi, aşık oldu, hasret çekti, acılara katlanmaya çalıştı, çoğu kez ağladı, kıskandı ve eşsiz şiiri bunlarla doğdu.
Ardında bıraktığı bir çok şiirleriyle anılan Cemal Süreya, bir bakıma ölümü değil, ölümsüzlüğü yakalamıştır. Turgut Uyar şöyle dile getiriyor bunu;
"Cemal Süreya ölmüş diyorlar ilahi Azrail!.. Cemal Süreya ölür mü hiç! sözü kimindir?"
Cemal Süreya'yı ölümsüzlüğe kavuşturan şiirlerden ''Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı'' şiiri;
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
(Kaynak: Hürriyet)