Alternatif Tiyatro Komedi Okulu ile sahnede!

‘’Harikulade Bir Çiftin Badireli Ev Yaşamı’’nı oyunun yönetmeni Mine Çerçi ile konuştuk. Oyun mart ayından itibaren İkinci Kat'ta.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 2012 yılında Paris’teki Jacques Lecoq Tiyatro Okulu’ndan mezun oyuncular Sacha Plaige, George Ramsay, Jenny Swingler ve Mine Çerçi tarafından kurulan "Clout Tiyatro"nun yeni oyunu "Harikulade Bir Çiftin Badireli Ev Yaşamı"nı oyunun yönetmeni Mine Çerçi ile konuştuk. Oyun, Clout’un Fiziksel Tiyatro ve Komedi Okulu eğitmenleriyle yaptığı ilk ortak yapımı olma unvanını da taşıyor.

mine1

Ödeneksiz tiyatro yapmanın zorlukları nelerdir?

Clout önceki üç projesi için Art Council England (İngiliz Sanat Konseyi) ödeneği aldı. Clout’un İngiltere dışında gerçekleştirdiği ilk ortak prodüksiyon olan Harikulade Bir Çiftin Badireli Ev Yaşamı projesi herhangi bir ülkeden ödenek almadan sadece Karaköy İkinci Kat’ın mekan desteğiyle hayata geçti. Her ne kadar oyun maliyeti açısından güvenmek zorunda kaldığımız tek kaynak gişe geliri olsa da bu durum sanatsal açıdan yapmak istediklerimizin önünde bir engel oluşturmadı. Başka bir ifadeyle, istediklerimizi hayata geçirmenin bir yolunu bir şekilde bulduk. Ödeneksiz olmak prova ve yapım sürecini çok uzattı ama yine de oyunumuza özenerek çalışmamamızın bir gerekçesine dönüşmedi.

Alternatif tiyatro yapan bir yönetmen olarak gelecekle ilgili kaygılarınız nelerdir?

Yaptığımız tiyatronun estetik olarak neye ve nasıl alternatif olduğunu bilmiyorum. Bu üzerine uzun uzun tartışılması gereken başka bir teorik konu... Ancak alternatif tiyatro dediğimizde ödenekli tiyatroların dışında kalan ödeneksiz tiyatrolar kast ediliyorsa, ödeneksiz tiyatroların birçoğunun seyir geleneği oluşturma, yeni seyirci kitlesi edinme, başka disiplinlerin seyircisine ulaşıp onları tiyatro seyircisine dönüştürme gibi konularda yalnız, yardımsız ya da bazen sadece isteksiz olduğunu görmek beni kaygılandırıyor. Çünkü tiyatronun tazelenebilmesi ve özgün sesini bulabilmesi için seyircisinin sürekli çeşitlenmesi ve yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum.

İstanbul’da sergilenen oyun sayısı her geçen gün artarken, seyirci sayısı da artış göstermekte… Seyircinin ilgisinin alternatif tiyatroya doğru kaymasının nesnel sebepleri nelerdir?

Bir önceki sorunun tartışmasını devam ettireyim o zaman: Bazı tiyatro mekânlarının kapandığı geriye kalanların yüksek kiralara direndiği bir dönemde seyirci sayısında artış olup olmadığını tam olarak bilemiyorum, aksine düşüş olduğunu seziyorum.

Zamanında alternatif/ödeneksiz tiyatro ödenekli tiyatronun seyircisini kendine doğru çekmeyi başardı çünkü seyircinin daha önce duymadığı temalar, daha önce görmediği şekilde anlatıldı. Ancak şunu biliyorum ki nasıl seyircinin farklı ve yeni işler görmeye ihtiyacı varsa tiyatronun da yeni ve farklı seyirci kitlesine ihtiyacı olmalı. Çünkü kanımca yapılan iş seyirciyi dönüştürdüğü gibi seyirci de kendi beğeni çıtası ile yapılan işin kalitesini belirliyor.

Ödeneksiz tiyatrolar ya da sizin ifadenizle alternatif tiyatro estetik farklılığa, yeni işlere ihtiyaç duyan yeni bir seyirci kitlesini arayıp bulmaz ya da böyle bir kitle oluşturmak için bir eylem planı ortaya koymaz ise sonunda ya ödenekli tiyatroların seyircisini paylaşmak zorunda kalacak (ki bu kısmen şu anda böyle) ve estetik ufku ödenekli tiyatronun işleri ile belirlenmiş bir seyirci kitlesinden beslenen alternatif tiyatro bir süre sonra alternatifi olduğunu iddia ettiği ödenekli tiyatroların estetiğini yeniden üretmeye mahkûm olacaktır ya da ilk ortaya çıktığı zaman önerdiği hikâyeleri ve estetiği yeniden üretmek zorunda kalacak ve bu tekrar özgün ve yeni olanı aramaktan onu alıkoyacaktır.

Harikulade Bir Çiftin Badireli Ev Yaşamı neyi anlatıyor? Neden bu konuyu anlatan bir metin tercih ettiniz?

Sözsüz tasarlanan Harikulade Bir Çiftin Badireli Ev Yaşamı, duvarların sürekli hareket ettiği soyut bir ev içinde yaşayan bir erkekle bir kadının ilişkisini ve bu ilişkinin geçirdiği evreleri konu alıyor. Sözsüz oyunun kurgusu provalarda oluştu. Güray Dinçol ve Sena Taşkapılıoğlu üç sene önce bana gelip birbirlerini öldürmeye çalışan bir karı-koca ilişkisi üzerine bir clown gösterisi yapmak istediklerini söylediler ve benim bu projeyi yönetmek isteyip istemediğimi sordular. Öldürme fikrinden vazgeçip bir karı kocanın yürümeyen ilişkisi üzerine çalışma konusunda anlaştık ve provalara başladık.

Oyunun ciddi bir ışık mühendisliği gerektirdiğini düşündüm izlerken. Işık için çok hazırlandığınız söylenebilir mi?

Çağdaş tiyatro ışığı artık kurgusal bir mekânı sahne üstünde temsili üretme aracı olmaktan çıkardı, sahnenin şimdiki zamanında anlam üreten bağımsız bir katman / birim haline dönüştürdü. Sahne metnini tasarlamaya başladığımız andan itibaren ışığın hem bu sahne metninin bir parçası olması gerektiğini hem de dekorla birlikte hareket eden bir oyuncu partneri gibi yer almasını istediğimizi biliyorduk.

Işık tasarımcımız Utku Kara, bu niyetimizi sadece anlamakla kalmadı aynı zamanda hayalimizde olmayan önerilerle sahne dünyasını çok yukarılara taşıdı. Okan Kuzer led ışık teknolojisini çok iyi tanıyan ve o alandaki gelişmeleri iyi takip eden ve kendi işlerinde de bu teknolojiyi kullanan bir sirk sanatçısı. Onun teknik desteği süreç boyunca bizim için vazgeçilmezdi.

Oyunun klasik anlamda bir dramaturjisi yok. Metnin zamanla değişmesi sürecinin dramaturjiye etkisi nasıl oldu?

Sözsüz oyunumuzun metin yazımı ışığın, sesin, müziğin bütüncül olarak ele alındığı bir süreç içinde gerçekleşti. Alışık olduğumuz anlamda hikaye akışı olmayan, eylemlerin birbirine klasik dramatik yapıyla değil, şiirin dilini andırarak kendilerine özgü bir nedensellikle bağlandığı, sözün ortadan kalkmasıyla imgenin katmanlı diline yaslanan bir oyun yapmaya çalıştık.

Klasik clown formunu, absürd (uyumsuz), non-sens (saçma) gibi diğer komedi tarzlarından ve çeşitli gerçek üstü ressamların dünyalarından esinlenerek bozmaya çalıştık ve buradan hareketle bu iki karaktere özgü yeni bir teatral gerçekliğin peşine düştük.

Oyun belirli bir noktadan sonra geleneksel tiyatronun bir öğesi sayılan 'Karagöz Hacivat'a da gönderme yapıyor gibi hissediliyor. Siz, fiziksel tiyatro yaparken geleneksel tiyatrodan hangi oranda faydalandığınızı söylersiniz?

Karagöz ve Hacivat’a gönderme yaptık demem için oyunun sözlü bir metne dayanması ve metnin Karagöz ve Hacivat dilinden beslenmesi gerekebilir. Oyun sadece gölge tiyatrosunun tekniklerini kısa bir zaman diliminde kullanıyor ve bunu belli bir geleneksel biçime gönderme yapmadan gerçekleştirmeye çalışıyor. Öte yandan yapmış olduğumuz tiyatronun commedia dell’arte geleneğinden çok güçlü bir şekilde beslendiğini, mezun olduğum okul Jacques Lecoq Tiyatro Okulu’nun vermekte olduğu maske oyunculuğu eğitimiyle genç nesillere bu geleneği dönüştürüp, geliştirerek aktarmaya devam ettiğini söylemeliyim.

Nerede, hangi günlerde oynuyorsunuz?

23 Ocak, 30 Ocak, 10 Şubat, 16 Şubat ve Mart ayından itibaren her Pazartesi saat 20.30’da İkinci Kat'tayız.