Karşı kültür savaşı başladı!
Yıllardır müzik sahnesinde punk, üstelik feminist punk yapmaya çalışan Riot Girl, Pussy Riot gibi gruplarla büyüyen gencecik kızlardan oluşan Secondhand Underpants, Türkiye’den de feminist punk grubunun çıkabileceğini, üstelik çok da iyi müzik yapılabileceğini kanıtlıyor.
Pelin Aybay [email protected]
DUVAR - Bir arkadaşımın tavsiyesiyle dinlediğim ilk şarkıları “Autopleasures”, uzun süredir ülkede yeni ve iyi bir feminist punk grubuna denk gelemediğim için olsa gerek (Nerede o 90’lar?), beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Grup, sonrasında bu şarkıya bol mesajlı bir klip de çekti neyse ki, klibi aşağıda görebilirsiniz.
Punk tarihine baktığımızda her zaman erkek egemenliğinde olan, aslında olmayan fakat erkek egemenliğinde yansıtılan, bir direniş türü. Böyle bir direnişi bile ataerkil hale getirebilmek de insanlığın hala kendisini aşamadığının göstergesi. Çünkü kadınsan her zaman marka iç çamaşırlarıyla, bakımlı, hatta belki botokslu ve mümkünse hanım hanımcık olman gerekiyor; ikinci el iç çamaşırı almak nedir? ,
Fakat büyükannemiz Patti Smith’ten başlayarak, Kathleen Hanna’ya ve şimdi ise Secondhand Underpants kızlarına kadar pek çok grup, bu direnişi, kadın sesiyle karşı-kültür’e geçirmeye çalışıyor. Punk, insanları ait etmeye çalıştıkları alt kültüre, erilliğe ve kapitalizme karşı verilen bir karşı-kültür savaşıdır. Bu savaşı kadın sesinden geçirmek ise her şeye rağmen dik duruşun en gerçek ve en gürültülü halidir.
Grup üyeleri, lise döneminden beri pek çok farklı grupla çalışmış, sonunda, “Huzur Punk’ta” diyerek 2008 yılında Secondhand Underpants’i kurarak, müzik dünyasına güçlü bir adım atmıştır. Grup, politik duruşlarını, şarkı sözlerine ve agresif performanslarına yansıtarak kadın sesini daha güçlü ve bir o kadar da distorsiyonlu kılıyor. Grup üyelerinden Fulden, Ceren ve Temmuz, feminizme ve direnişe dair düşüncelerini ürettikleriyle hayata geçirebiliyor ve bunu çoğunluğu erkek gruplarından oluşan festivallerde sahneye çıkarak yapıyor.
MÜZİKTEKİ GÜRÜLTÜ EYLEME DÖNÜŞÜYOR!
Her zaman müzikteki gürültüyü, yazıya ve eyleme dönüştürmek punk’ın şanından olmuştur. Kızlar şu anda herhangi bir fanzinde yer almasalar da, önümüzdeki günlerde CIAYM adı altında bir kadın kültür-sanat kolektifinde yer alarak çeşitli organizasyon ve fanzinler çıkarmayı planlıyor.
Konserlerinde sahneye sütyen atan ve sonrasında da sahnede çıplak şekilde dans eden dinleyicileriyle birlikte, müziklerinde duyurmaya çalıştıkları “Özgürlük”ü yaşayabilseler de, müzik endüstrisinde kadın olmanın zorluğunu da beraberinde yaşamaktadırlar. Soundcheck sırasında kendilerine gitar çalmayı öğretmeye çalışan mekan çalışanlarından, sahnede kadınca slogan duydukları için saldırıya geçen erkek dinleyiciye kadar, feminist punk gruplarının hemen hemen hepsinin yaşadığı zorluğu Secondhand Underpants de yaşamaktadır.
Kadınlar sahnede bu ayrımcılığa karşı savaş verirken, dinlemeye gidenlerin halen daha kadınların müzik yapamayacağını düşünmesi esas ironik durumdur. Neyse ki kadınlar, erkeklerin bu saldırganlığına rağmen, inatla, dimdik ayakta durarak müzik yapmaya devam etmektedir. Böylece punk’ın ölmeyeceğini, aksine huysuz bir ihtiyar gibi gereken yerde ortaya çıkıp gürültü yapacağını kanıtlıyorlar.