Jim Carrey: 'Jerry Lewis makyajımın bir parçasıydı'

Aptal, küstah ve sinsice düşüncelerimizi eğlendirirken, bize gerçeği anlatır ve bize kim olduğumuzu gösterir. Jerry de tam olarak bunu yaptı. O bizler için bir lütûftu.

Google Haberlere Abone ol

Jim Carrey *

Jerry Lewis’le her zaman psikolojik bir bağım oldu. Henüz altı-yedi yaşlarındayken, ailemle birlikte evde otururdum ve televizyonda onun filmlerinden birinin gösteriliyor olduğunu hissederdim. Televizyonu açardım ve karşımda “Evden Gelen Para” veya “Onu Yaşamak” oynamaya başlardı.

Hatırladığım kadarıyla, Jerry’nin çalışmalarında tam anlamıyla bir özgürlük duygusuna kapılırdım. Gerçek dünyadaki varlığımı asla kanıksamadım ve gerçekliğe karşı isyan etme fikrini çok seviyorum. Jerry, bugüne dek komedi filmleriyle gerçeklik sınırlarını geride bırakan bir anarşi hareketiydi: O, yaşamın üstüne sinmiş bu yapmacık havadan tamamen arınmıştı ve bu durum onu son derece özgür kılmıştı.

Elbette her sanatçı, kendinden önce gelen insanların ürettiklerinden beslenir. Jimi Hendrix’in Chuck Berry’den öğrenmesi gibi, ben de Jerry’den öğrendim. O benim makyajımın bir parçasıydı. Tam olarak yaptıklarını kopyalamıyorum; fakat özgürlüğü ve yerleşik kurallara karşı saygısızlığı, benim için de bir rehber niteliğinde. Onun büyük etkisi Martin Scorsese’den Monty Python’a kadar geniş bir alanı etkilemiştir. Her şeyine iddiaya girerim ki Jerry’nin kendi çalışmaları üzerinde bir etkisi olduğunu kabul edeceklerdir. Yani “Ministry of Silly Walks” filminin eskizleri elbette onun da olabilirdi!

UNUTULMAZ BİR DOĞUM GÜNÜ

Hayatımın en heyecanlı anları, kahramanlarımla bağlantı kurabildiğim zamanlardır. Hayalini kurduğum insanlar, televizyon ekranından çıkarak hayatımın bir parçası haline geldiler. Ancak gerçekten de hayatımın en güzel anlarından biri, geçen yıl Jerry’nin doksanıncı doğum gününü birlikte geçirmek üzere New York’a davet edildiğim zamandı.

Her ne kadar daha önceleri telefonda konuşsak da hiç yüz yüze görüşmemiştik ama karşılaştığımızda hemen dost olduk. Partiye gelişimden ve sohbete başlamamızdan birkaç dakika sonra kendisine, bir zamanlar benim hakkımda yaptığı bir şakayı ona hatırlattım.

Bir süre önce kendisiyle yapılan bir röportajda, kendisiyle benzeştiğim noktalar sorulduğunda, üzerimdeki etkisini kesinlikle görebildiğini ve aslında, onlarca yıl önce annemle sevişmiş olduğunu söyledi. Şakayı ona hatırlattığımda, kahkahayla güldü. Bu, onu gerçekten şaşırttı; zira, sanırım söylediklerini anımsamıyordu.

JERRY LEWİS VE ROBERT DE NIRO AYNI MASADA 

Daha sonra üst kattaki yemek salonuna çıktık; Jerry ve Robert De Niro’nun aynı masada oturduğunu görmek çok hoş bir sürpriz oldu. Bu, beni mest eden, rüya gibi bir andı. Robert yerinden kalktı ve Jerry’nin doğum günü için hazırladığı küçük bir konuşma yaptı; ardından, birden mikrofonu elimde buldum. Günün anlamına dair bir konuşma yapmalıydım! Tıpkı Jerry’nin yanında oturmaya hazırlıklı olmadığım gibi, herhangi bir konuşma ya da benzeri bir şey de hazırlamamıştım; bu sebeple aklıma gelen herkesten çok daha fazla sahip olduğu başarıları içeren bir listeyi aktardım.

Konuşmamın sonunda, Jerry’nin çocukluk yıllarında asla yeterince “büyük” olamayacağını hissettiği türden, kimsenin şerefine kaldırılmamış biçimde kadeh kaldırmamızı önerdim. Zira, bizi saygıdeğer olmaya götüren, bizi biz yapan kişiden asla tatmin olmuyoruz. Sanırım söylediklerim hoşuna gitmişti. Harika bir geceydi ve şimdi Jerry aramızdan ayrıldıktan sonra, o ânı yaşamış olmamızdan dolayı çok mutluyum.

İnsanlar Jerry’i aptalca davranan biri olarak görmüş olabilirler. Ama aptallıkla ilgili önemli bir şey var: O salak değildi. Cesaret ve aptallığın serbestiyeti bizleri özgürleştirir. Aptal, küstah ve sinsice düşüncelerimizi eğlendirirken, bize gerçeği anlatır ve bize kim olduğumuzu gösterir. Jerry de tam olarak bunu yaptı. O bizler için bir lütûftu.

*Jim Carrey, “Liar Liar”, “The Truman Show” ve “Eternal Sunshine of a Spotless Mind” da dahil olmak üzere, sinemada çığır açısı rolleriyle tanınan bir Kanadalı-Amerikalı aktör, komedyen ve yapımcıdır.

Makalenin aslı Time dergisinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)