Osman Bektaş: Sümela Manastırı'nı açın!

Sümela Manastırı'da restorasyon çalışmaları devam ediyor. Uzmanlar, restorasyona itiraz etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Trabzon’un Maçka İlçesi'ndeki ziyarete kapatılan Sümela Manastırı’nda başlatılan ve 2 yıldan bu yana sürdürülen restorasyon çalışmaları kapsamında ziyaretçiler için tehlike oluşturan yamaçtaki kaya kütleleri dinamitle patlatılıyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi ve Jeoloji Mühendisi Prof.Dr. Osman Bektaş, manastırın 2 yıldan bu yana ziyarete kapalı tutulması eleştirerek, “Bu çalışmalar yapılırken hiçbir zaman mekanlar turizme kapanmaz. Bunca önleme ve çalışmaya rağmen de kaya düşmeleri önlenememiştir. Bu yapılanlar 3 yıl boyunca manastırın kapalı kalmasına değecek bir çalışma değil. Bugün Sümela unutulmuş vaziyette" dedi.

Karadağ'ın eteklerinde, kaya ve buz kütlelerinin düşerek olumsuzluğa yol açmaması için yürütülen restorasyon projesi sürüyor. Manastır ve ziyaretçiler için tehlike oluşturan kayalar önce dinamitle patlatılıyor daha sonra da endüstriyel dağcılardan oluşan özel ekip tarafından tek tek yamaçtan aşağıya düşürülerek temizleniyor. 3 aşamalı yapılan çalışmaların ilk aşamasında, manastırın girişinde yer alan su kemerlerinin üst bölümündeki taşlar düşürülecek. 2'nci aşamada da manastırın üst kısmındaki taşlar oluşturulan ekiplerce aşağı düşürülerek yamaç temizlenecek. Son aşamada ise bölge yeniden gözden geçirilerek restorasyon tamamlanan tarihi manastır ziyarete açılacak.

'KAYA DÜŞMESİ GEREKÇE GÖSTERİLEMEZ' 

KTÜ eski öğretim üyesi ve Jeoloji Mühendisi Prof.Dr. Osman Bektaş manastır kapsamında 2 yıl önce başlatılan çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu. Kaya düşmesi olasılığının manastırın kapatılmasına gerektirmeyeceğini savunan Prof Dr. Bektaş "Kaya düşmesi gerekçe gösterilerek Sümela Manastırı turizme kapatılmış durumda. Gerçekten eğer kaya düşmesi bir sebepse o zaman Trabzon-Gümüşhane karayolunun da trafiğe kapanması gerekiyor. Bölgede en çok kaya düşmesi burada yaşanıyor. Çünkü Zigana Dağı'nın hem Kuzey hem de Güney yamaçlarında her gün kaya düşmesi tehlikesi var. M.S. 395 yılında kurulmuş olan bu manastır bu güne kadar birçok amaçla kullanıldı. Bu güne kadar bildiğimiz kadarıyla burada kaya düşmesine bağlı ölüm veya yaralanma vakası görülmedi. Binlerce yıllık tarihinde böyle bir şey yok. Kaldı ki böyle bir olasılık manastırın kapatılmasını gerektirmez" dedi.

Restore çalışmalarının turizme açık şekilde yürütülebileceğini belirten Prof.Dr. Osman Bektaş, ABD'deki Yosemite Ulusal Parkı’nı örnek göstererek, "Amerika’nın Yosemite Ulusal Parkı’nda 1857-2011 yılları arasında yaşanan 925 kaya düşmesi olayına bağlı 15 ölüm ve 85 yaralanma vakasına rağmen günümüzde ulusal parkın yıllık ziyaretçi sayısı 3 milyon kişidir. Bu parkın jeolojik özelliği buraya çok benziyor. Bu park tüm bu yaşananlara rağmen turizme kapanmamıştır, restorasyon çalışmaları yapılırken bile turizme acık tutulmuştur. Bu bölgede yapılacak olan düzenlemeyle çalışmalar ziyareti engellemeyecek şekilde yürütülebilir" diye konuştu.

Kaya blok düşmesine bağlı tehlike ve risklerin tıpkı deprem gibi tahmin edilebileceği ve azaltılabileceğine dikkat çeken Prof.Dr. Osman Bektaş, şöyle konuştu:

“Burada çalışmaları gerekçe gösterecek herhangi bir olay yaşanmadı. Birisini 'Başına taş düştü öldü de gelin burayı onaralım' diyebileceğimiz bir olay yok. Burada potansiyel bir tehlike olabilir bunu göz ardı etmek mümkün değil. Bu bölgede kayalar halen daha ayrışıyor. Bölgenin tektonik özelliğinden dolayı kayaçlar çok kırıklı. Yani bir potansiyel tehlike var. Bu potansiyel tehlike buranın 3 yıl süreyle kapalı tutamasın gerektirmez. Burada önlemler alınması gerekiyorsa kayalıklar tel örgülerle çevrelenip, ziyaretçiler baretle manastırı gezebilirler. Bütün bu restarosyon çalışmalarından sonra 'Burada artık kaya düşecek' diye bir şey söz konusu değil. Çünkü ayrışma ve bu bölgedeki kaya düşmeleri doğal bir olaydır."

'ÇALIŞMALAR BİR AN ÖNCE TAMAMLANMALI'

Manastırın 3 yıl boyunca turizme kapanmasının bölge turizmi ve ekonomisi acısından doğru olmadığını belirten Prof.Dr. Bektaş "Günlük ısı değişimi ve yağışlar bu tür zayıf zonların daha da büyümesine ve çoğunlukla sıcak aylarda blok düşmesine neden olur. Binlerce yıl önceleri de kaya düşmeleri vardı, bundan sonra da olacak. Hatta Sümela Manastırı bloklar halinde kaya düşmesinden oluşan o boşlukta yapılmıştır. 3 yıl boyunca buranın turizme kapanması bana göre bölge turizmi ve ekonomisi acısından doğru değildir. Burası Türkiye’nin ve bölgenin en önemli turizm mekânlarından biridir. En kısa zamanda umarım bu çalışmalar bitirilip burası biran önce turizme açılır" ifadelerinde bulundu.

'3 YIL KAPALI KALMASINA DEĞECEK BİR ÇALIŞMA DEĞİL'

Tarihi manastırın kapalı tutulmasından ötürü unutulduğunu dile getiren Prof.Dr. Osman Bektaş, şunları söyledi:

"Şu anada Sümela Manastırı'nda kaya düşmesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Buradaki büyük ve askıda olan kayaları çeşitli yöntemlerle düşürüyorlar. 'Bu kayalar düşürüldü' diye akadan gelen başka kayaların düşmeyeceğinin garantisi yoktur. Amerika’nın Yosemite Ulusal Parkı’nda özel jeologlar vardır. Uydu ve hava fotoğraflarından sürekli bölgedeki kaymaları kontrol ederler. Nerede tehlike olduğunu tespit ederek derece derece potansiyeller işaretlenerek gerekli önlemleri alırlar. Bu çalışmalar yapılırken hiçbir zaman mekanlar turizme kapanmaz. Güzellik çalışmaları ile turizm birlikte götürülür. Bunca önleme ve çalışmaya rağmen de kaya düşmeleri önlenememiştir. Bu yapılanlar 3 yıl boyunca manastırın kapalı kalmasına değecek bir çalışma değil. Bugün Sümela unutulmuş vaziyette. Turizm acısından Ayasofya müzemiz vardı camii oldu, Sümela Manastırımız vardı kapatıldı, Kızlar Manastırımız var halen restorasyonu tamamlanamadı başka çok bir şeyimiz kalmadı."

2018'DE ZİYARETE AÇILMASI HEDEFLENİYOR

Doğu Karadeniz Bölgesi ve Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden olan ve bölgede kaya düşmesi riskine ilişkin 22 Eylül 2015’te restorasyon çalışmaları başlatılarak ziyarete kapatılan Sümela Manastırı'nın 2018 yılının Ağustos ayında yeniden ziyarete açılması hedefleniyor. 3 yıl süren ve 60 milyon liraya mal olan olması beklenen restorasyon çalışmalarıyla Sümela Manastırı’nın gelecek 300-400 yılı da kurtulmuş olacak. (DHA)