Kesmeşeker'in kaptanı Cenk Taner: Milli Takım'da solcu forvet olamazsın!

DUVAR - İnsanların doğup büyüdükleri şehirlerle kurdukları çok özel bir bağ oluyor. Kimi zaman bir ses, koku yahut tanıdık bir simayı görebilme ihtimali bizi anılarımıza mıhlayabiliyor. Sokaklarda, bildik köşelerde, alışıldık karmaşada kendimizi bulabiliyoruz. Kesmeşeker'in kaptanı Cenk Taner, 11. albümleri Kadıköy'de tam olarak bu hissiyatla karşımıza çıkıyor. Hizasını Kadıköy'den alan bu şarkılarda kimi zaman yaş almış, olgunlaşmış haliyle karşılaşan bir kent ozanıyla, kimi zaman da şehirlere, iktidara kızmış, gençleri özlemiş bir kaptanla karşılaşıyoruz. Kadıköy, dünü özleyen, yarına sitem eden bir albüm olarak ağır usul akıp gidiyor bir yerlerde... Cenk Taner, Kadıköy için, "Gençliğimizin geçtiği, dayanışmayı yaşadığımız, jeton telefonları kullandığımız bir dönemdi Kadıköy..." diyor.

"Kesmeşeker bir ailedir" diyerek dinleyici kitlemizi işaret ediyorum. Çünkü Kesmeşeker dinleyicisi uçsuz bucaksız bir azınlıktır..."

Kesmeşeker'in kuruluşunun üzerinden 30 yıla yakın zaman geçti. 'Aile' olarak tanımladığınız grubu bir de sizden dinlemek isteriz. 

"Kesmeşeker bir ailedir" diyerek dinleyici kitlemizi işaret ediyorum. Çünkü Kesmeşeker dinleyicisi uçsuz bucaksız bir azınlıktır...  Birçok şehirde konser verdik. Dinleyicilerimiz birbirlerini tanımıyorlardı ama  ortak bir paylaşım vardı: Kesmeşeker... Çünkü öz olarak aynıyız.

'İNSANLAR YENİ ALBÜMLERE ŞÜPHEYLE BAKAR'

30 yıllık süreçte müzikal anlamda hayatınızda neler değişti?

2011 yılında çıkardığımız "Her Şey Sermaye İçin Sevgilim"i grubun 20. yılı için çıkarmıştık ve eski üyeler bir araya gelmişti. Pek bir şey değişmedi aslında hayatımızda. İnsanlar yeni albümlere şüpheyle bakarlar. "Neden bir İnsülin değil" derler... Bu imkansız, çünkü İnsülin bir tane...  Hep yeni şeyler yapmak lazım. Biz de devam ediyoruz.

Bu samimiyet nasıl kuruldu?

Hiçbir zaman inanmadığım bir söz yazmadım. O yüzden bu frekans insanları çok etkiledi. 30 yıla yakın zamanda birçok üyemiz değişti ve gelen herkesin çok fazla katkısı oldu. Gelen herkes kendi tarzını getirdi ve kan değişimi oldu...

"Hiçbir zaman inanmadığım bir söz yazmadım. O yüzden bu frekans insanları çok etkiledi."

'GÜZEL İNSANLAR VE GÜZEL İSYANLAR'

Kadıköy albümünü oluştururken sizi neler etkiledi?

Dönem dönem şarkı yazma şekli değişiyor. Eskiden söz ve müziği beraber yazardım ya da müziği yazıp sözü üzerine yazardım.  10 seneye yakın zamandır önce sözleri yazıp üzerine müzik yapıyorum. Tabii albümleri oluştururken de pek çok şey değişiyor. Pek çok şey teknolojik olarak, politik olarak değişti. Ama değişmeyen iki şey var o  da direniş ve ona sahip çıkan güzel insanlar...

Neden Kadıköy?

Şarkı sözlerinde çok fazla Kadıköy vardı. Kadıköylüyüz, ismi de Kadıköy koyalım, dedik.

Kadıköy albümü köke sadık kalmayı hissettiriyor. Kadıköy sizin için nedir?

Gençliğimizin geçtiği, dayanışmayı yaşadığımız, jeton telefonları kullandığımız bir dönemdi Kadıköy... Teknolojinin olmadığı dönemden geliyoruz.

"Gençliğimizin geçtiği, dayanışmayı yaşadığımız, jeton telefonları kullandığımız bir dönemdi Kadıköy... Teknolojinin olmadığı dönemden geliyoruz."

Albümdeki şarkı sözlerinde politik bir tavır seziliyor. Sanatçının toplumsal duyarlılığı ve çağına karşı sorumluluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir aşk şarkısı yazarsın ama toplumda o şarkı başka bir olayla ön plana çıkar. Sanatçının toplumsal duyarlılığı samimi olmaktır. Listeye gireyim diye şarkı yapmamaktır. Gözlemlerini yazmaktır aslında. Dolayısıyla o büyük bir sorumluluktur.

Az Ya Da Çok şarkısında geçen "Yarının zalimi uyurmuş meğer dünün mazlumunda" diyorsunuz. Bu zalimler ve mazlumlar kimlerdir?

Kastedilen şey iktidar ilişkisi... 'Dünün mazlumu' bir insana para ve güç geçerse ne olabileceğini anlatan bir düşünce...

'Dahi çocukları düşlerinden vururlar' diyorsunuz albümde... 

Gezi'den sonra pek çok arkadaş şark yaptı ama biz beklemek istedik. Doğru bir perspektiften görmek için... Gençler her zaman dünyada problemler yaşamıştır. Gençlerin düşünceleri eski nesilleri korkutuyor!

'Kadıköy'de çok güzel solduk biz' sözü nahif bir sitem içeriyor... 

İyi ki burada solduk, burada yaşlanıyoruz. Kadıköy yapı itibariyle daha çok sosyal demokrat ağırlıklıdır. İlericidir, moderndir o açıyla Türkiye'nin batıya bakan yeridir. Bizim yaptığımız aslında Kadıköy'de yazıp şarkıları evrene salmaktı... Kadıköy'de güzel 'sol'duk!

'Seni büyükşehir gibi seviyorum unutma Litra" diyorsunuz Litra şarkınızda... Sizin gözünüzden İstanbul'a ne oldu son yıllarda?

İstanbul, dünyanın en eski şehirlerinden biri. İstanbul'a yeşil olarak da bakabilirsin, beton olarak da, dolar olarak da bakabilirsin. İstanbul'daki durum hem gitmek hem de kalmak mefhumunu hissettiriyor. Hem şikayet ediyoruz hem de övüyoruz.

"İstanbul'daki durum hem gitmek hem de kalmak mefhumunu hissettiriyor. Hem şikayet ediyoruz hem de övüyoruz."

11. albümünüz Kadıköy... Müzikte olgunlaştığınızı düşünüyor musunuz?

Müzikte olgunlaşmak yerine rahatlamak demek daha doğru olabilir. İnsan hayatında büyümek, yaşlanmak ve  yaş almak var. Bunlar birbirlerinden farklı şeyler. İnsanlar büyüdükçe daha korunaklı bir tarafa geçiyor. Muhafazakarlık ön plana çıkıyor eski değerlere karşı. Öğretmen konumuna geçiyorsun ister istemez... Senin için öyle değil ama bu kuşak için öyle. Cıvımamak önemli tabii...

Kadıköy albümünü hazırlama sürecinde neler okudunuz? Etkileri oldu mu?

Edebiyat bu işin olmazsa olmazı... Sokakta bulduğum gazete parçasını dahi okuyorum. Artık eskisine göre daha dağınık okuyorum. Elimde iki üç kitap birden olabiliyor. Yeni bir kitap ya da albüm halkın bilinen zevkine meydan okumayı gerektirir.

'Metin Kurt Gibi Yalnızız Ceza Sahasında' diyorsunuz. Bu ülkenin, Metin Kurt'u kimdir?

Çok tepeden bakarsak herkes yalnız...  O yalnızlığın nasıl işlendiği önemli olan... İnatla yalnızlığını sürdürmek de çok garip tabii. Metin Kurt'un da yaptığı oydu: Ceza sahasındaydı!

Bu dönemde Milli Takım'da solcu forvet olamazsın. Hele Metin Kurt gibi asla...