Dengbêjlerin sesini duyuran sergi
Sanat hayatı resimle başlayan Ercan Altuntaş, ekonomik ve siyasi baskılar nedeniyle üniversiteden ayrıldı. Diyarbakır’a dönerek Ortadoğu Sinema Akademisi’nde çalışmaya başlayan Altuntaş, resmin önüne sinemayı koydu. OHAL’den sonra ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlayan Akademi’nin çalışmaları aksamaya başladı. Altuntaş, bu sürede yaptığı resimleri “Sewta Li Gel Ba” (Rüzgarla Fısıldamalar) başlıklı sergide bir araya getirdi.
DİYARBAKIR - Türkiye’de Ak Parti iktidarı 16 yıldır devam ediyor. Bu yıllar içinde eğitim sistemi defalarca değişti. Eğitim sisteminin çok fazla değişmesine konunun uzmanları tarafından eleştiriler getirildi elbette. Ama bunun bir faydası olmadı. Dile getirilen eleştiriler, öğrenci çocukları korumayı hedefliyordu ama öte yandan öğretmenlerin de zamanla biriken yığınla sorunu vardı. Bu sorunlar nedeniyle öğretmenler, kendi branşlarında bile öğrenciye yeterince faydalı olamıyordu.
Ama elbette idealist öğretmenler de hâlâ var. Bu öğretmenler, şanslı öğrencilerin karşısına çıkar ve bundan sonraki hayatına büsbütün yön verebilir. Bu şanslı öğrencilerden birinin ressam ve sinemacı Ercan Altuntaş olduğunu düşünüyorum. Öğretmeni, Altuntaş’ın resim çizme yeteneğini ilkokulda keşfeder. Rahat resim çizebilmesi için ailesini ikna eder, elinden gelen her türden yardımı esirgemez.
İLK ÖDÜLLERİN MOTİVASYONU
Ercan Altuntaş, yaptığı resimlerle yarışmalara girer. İlkokul ve ortaokulda hem okul içinde hem de Diyarbakır genelinde okullararası yarışmalarda ödüller almasıyla ilgili olarak, “Bu ödüller beni çok motive ediyordu” diyor Altuntaş.
Ödüller sadece kendisini değil, ailesini de etkiler. “Baktılar iyi resim yapıyorum, ödüller alıyorum, istediğim okulu tercih etmeme karışmadılar. Ortaokuldan sonra sanat okuluna girmeye hak kazandım ve burada resim bölümünde okumaya başladım.”
Altuntaş biraz daha keşfetmeye başlamıştır karakalemin, boyaların dilini. Lisede okurken, kendi değimiyle, “irili ufaklı ödüller almaya” devam etmiş. Üniversiteye giriş sınavına girmek zamanı gelip çattığında kararını çoktan vermiştir: 9 Eylül Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’ne kaydını yaptırır.
BİR YOKSULLUK, BİR SİYASET…
Yoksul doğan insanların bazıları ilelebet yoksulluk belasıyla mücadele eder. Bunun yanı sıra "Muhalif Kürt" gibi bir kimlik taşıyorsanız, bu sefer devlet dediğimiz mekanizma ile ömür boyu didişmek zorunda kalırsınız.
Ercan Altuntaş hem yoksul hem de “Muhalif Kürt” tanımlamasına uyan bir kimlik taşıyordur. Altuntaş, üniversitede okuduğu zamanları şöyle anlatıyor: "Aslında tercih ettiğim bölümde okumayı seviyordum. Başarılı bir öğrenciydim de aynı zamanda. Ama ekonomik durumum iyi değildi İzmir’de okumak için. Daha sonra siyasi baskılar yoğunlaşmaya başladı. Yoksullukla başa çıkabilirdim ama siyasi baskılar nefes aldırmayınca bıraktım okulu."
Okulu bırakınca ekonomik olarak hayatını idame etmek için çeşitli işlerde çalışır. Bu arada sinema ve televizyon ilgisini çekmeye başlar. Bir süre İstanbul’da bir televizyon kanalının teknik mutfağında çalışır. Sinema ve televizyon giderek resim sanatının önceliğini almaya başlamıştır.
ORTADOĞU SİNEMA AKADEMİSİ
"Resim sinemadan ve başka birçok sanattan önce başlamış ve varlığını bugüne kadar getirmeyi başarmıştır" diyen Altuntaş, şunları söyledi: "Sinema, bildiğiniz gibi, 7. sanat olarak kabul görüyor. Sinemayla uğraşmaya başlayınca, iki sanatın birbirinden çok uzak olmadığını fark ettim. Televizyon teknik öğrenmek için iyi bir olanaktı. Daha sonra Diyarbakır’a gelerek Ortadoğu Sinema Akademisi’nde çalışmaya başladım.
Ortadoğu Sinema Akademisi belediyenin desteği ile ayakta duran, Diyarbakır’da sinema festivallerinin gerçekleşmesine öncülük eden ve burada sinema öğrencisi yetiştiren bir kurumdu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edilmesi, birçok kurum gibi Ortadoğu Sinema Akademisi’ni de etkiler. Hükümet, OHAL sayesinde çok sayıda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayımlar. Belediyelere kayyım atanır ve Ortadoğu Sinema Akademisi’nin belediyeden aldığı desteğe son verilir.
Ortadoğu Sinema Akademisi’nin kapatılmadığını hatırlatan Ercan Altuntaş, “Ama öyle bir hava estiriliyor ki sokağa kamera çıkarmak mümkün olmuyor. Hangi çekime izin vereceklerini anlamak zor. Sokakta kameranıza el konulabilir ve hiçbir şey yapamazsınız. Bu nedenle OHAL’in ilk ilan edildiğinden beri, Akademi de sıkıntılar yaşıyor” şeklinde konuşuyor.
Ercan Altuntaş, bütün olumsuzluklara rağmen Akademi’nin kapısına kilit vurmadığını belirterek, “Olanakları zorlayarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Festivaller hazırladık ve yakın zamanda bir kısa filmin çekimine başlayacağım” diyor.
RESİME GERİ DÖNÜŞ
Resim sergisine kendi eserleriyle katılmaya ilkokul yıllarından beri alışıktır Ercan Altuntaş, ama uzun süredir resim yapmayı ertelemiştir. OHAL’den sonra, Akademi’nin çalışmaları azalmaya başlayınca, ilk göz ağrısı resim sanatına geri dönmek için olanak bulur.
Altuntaş, yeniden resim yapmaya başlamasıyla ilgili şunları söyledi: “Akademi’de işler azaldı ama bu arada Diyarbakır, Batman ve Van Film festivallerinin afişlerini hazırladım. Başlamışken, arkadaşların da desteği ile aklımdaki projeleri gerçekleştirmeye karar verdi. Bu sergi, işte daha çok bu dönem yaptığım resimlerden oluşuyor.”
Altuntaş’ın sözünü ettiği sergi, Amed Şehir Tiyatrosu (AŞT)sergi salonunda resim severlerin karşısına çıkan resimlerden oluşuyor. “Sewta Li Gel Ba” (Rüzgarla Fısıldamalar) başlıklı sergi, dengbêjlere ve dengbêjlik kültürüne bir saygı duruşu niteliğinde.
SANATÇILARIN RESMİ GEÇİDİ
Sergideki resimlerin büyük çoğunluğu Kürt sanatçıların, müzisyenlerin ve dengbêjlerin portrelerinden oluşuyor. Altuntaş, bunun nedenini, “Daha lise yıllarında, bölgede yayın yapan radyo ve televizyon kanallarında, dengbêjleri dinlerdim. Ancak genellikle bunların bir fotoğrafı ya da başka bir görseli yoktu. Bunu fark edince, severek dinlediğimiz ve tarih taşıyıcısı olarak gördüğümüz dengbêjlerin resimlerini yapmaya karar verdim. Sesleri ne kadar hafızamızda yer etmişse, görsel hafızamızda da onlar için yer açmak istedim. Onlar tarihi taşıdılar bugüne, ben de yüzlerini tarihe yazmak istedim.”
Öte yandan Ercan Altuntaş resimlerin sermaye gibi algılanmasına da karşı çıktığını ifade ediyor. “Bugüne kadar yaptığım çalışmaları sosyal medya üzerinden paylaştım ve çok sayıda kişiye ulaştım. Ama galeri ressamı olmaya karşı çıktım, hâlâ da karşıyım. Ama tabii AŞT özel bir kurum ve arkadaşların ısrarlarına karşı koymayarak resimleri burada sergilemekten pişman değilim.”
Suluboya resim çalışmayı seven Altuntaş’ın sergisinde, Eyşa Şan, Fekiyê Teyran, Mihemed Şêxo, Arîf Cizravî gibi Kürtlerin severek dinlediği sanatçıların portreleri yer alıyor. Bunun yanı sıra köy hayatı içinde Kürt kadınlarını da resmetmiş. Kürt kadınlarının sosyal ve siyasal hayat içindeki rollerini çeşitli kaynaklardan incelemeye çalıştığını dile getiren Altuntaş, “Bu sergideki kadınlarla, sanıldığı gibi Kürt kadınlarının tutucu olmadığını anlatmaya çalıştım” diyor.
Ercan Altuntaş’ın “Sewta Li Gel Ba” (Rüzgarla Fısıldamalar) başlıklı sergi, 30 Ocak tarihine kadar AŞT sergi salonunda gezilebilecek.