Çığlık, Munch'un deliliğinin kanıtı mı?
Norveçli ressam Edvard Munch'un çoğu daha önce bilinmeyen 7600'den fazla resmi telif hakkı serbestisiyle Munch Müzesi tarafından yayınlandı. Sınırsız kullanıma açılan yapıtlar arasında "Çığlık" resminin ilk versiyonları da bulunuyor.
DUVAR - "Yolda iki arkadaşımla yürüyordum, güneş batıyordu. İçimin melankoli rüzgarıyla dolduğunu hissettim. Aniden gökyüzü kan kırmızısına büründü."
Edward Munch, 1800'lerin sonunda Oslo Ekeberg'de bir akşam yaptığı yürüyüşten zihninde kalanları böyle anlatıyordu. Bu anısı hafızasına kazınmış olmalıydı çünkü sonunda "Çığlık" adlı resmine dönüştü. Arkadaşları yürümeye devam ederken o anlatılmaz bir yorgunlukla tahta çitlere yaslanmıştı. İçini titreten bir korkuyla doğanın içinde sonsuz bir çığlık attığını hissetti ve bu duygunun resmini yapabilmek için onlarca eskiz yaptı.
Bugün, bu resmin yapılışından 100 yıl sonra Munch Müzesi, bu resim için Munch'un çalıştığı eskizleri kullanıma açtı. Müze, ressamın tüm çizimlerini dijital arşivine aktardı ve şimdi de tüm bu dijital birikim, sınırsız kullanım hakkıyla internette yayınlandı. Konuyla ilgili olarak Norveç gazetesi Dagbladet'te yayınlanan makaleden satır başları şöyle:
YAPITLARINI OSLO BELEDİYESİ'NE BAĞIŞLAMIŞTI
1863'te Loten'de doğan Munch, 1944'te ölmeden önce 18 Nisan 1840'ta yazdığı vasiyetname ile tüm yapıtlarını Oslo Belediyesine bağışladı. Munch'un bağışladığı 28 bin orijinal eserden 1150'si resim, 7500'ü çizim ve 18 bini grafik çalışmalardı.
Munch Müzesi Direktörü Stein Olav Henrichsen, Munch'un yapıtlarına dünyanın her yerinden erişilebilmesi için koleksiyonu dijitale aktardıklarını belirtiyor. Dijital olarak telif hakkı talebi olmayacak şekilde kullanıma açılan 7644 eserden sadece 6800'ü Munch Müzesi koleksiyonundan. Munch'un yapıtlarını satın alan koleksiyonerler de sahip oldukları eserin dijital versiyonunu müzedeki eserlerle birlikte sınırsız kullanıma açmış durumdalar. Munch'un özel koleksiyonlardaki yapıtlarının değeri bugün milyon dolarları buluyor. 2012'de "Çığlık" resminin bir versiyonu 119,9 milyon dolara satıldı. İnternet üzerinden sınırsız kullanıma açılan Munch eserlerinden 32 tanesi, "Çığlık" resminin yapım aşamalarıyla bağlantılı örnekler.
Munch'a ait eserlerin dijitale aktarılması için dört yıl boyunca dört sanat tarihçisi çalıştı. Eserleri kategorize edip elektronik ortama uygun şekilde tarayarak dijital hale getirdiler. Eserlerin bu şekilde veritabanına aktarılması için Bergesen Vakfı 22 milyon Norveç Kronu (yaklaşık 2,5 milyon Euro) bağışladı. Bu bağışın 12 milyonu dijitale aktarma işi için kullanıldı. 10 milyonu ise daha sonra dijitale aktarılacak eserler için ayrıldı. Bergesen Vakfı Müdürü Jacob Bull, Munch'un Norveç tarihinin en ünlü sanatçısı olması sebebiyle bu bağışı yaptıklarını belirtiyor: "Munch ve Knut Hamsun, Norveç'in nasıl bir ülke olduğunu dünyaya anlatmaya katkıda bulunan iki isim. Gelecekte de Norveç'in sembolleri olmaya devam edecekler. Van Gogh nasıl Hollanda ile özdeşleşmişse biz de aynı şekilde, Munch'un Norveç kültürüne sağladığı katkıyla anılmasını istiyoruz."
MUNCH MÜZESİ TÜM TELİF HAKKINDAN VAZGEÇTİ
Oslo Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden Profesör Øivind Storm Bjerke, Munch'un eserlerinin dijitale aktarılmasının ve telif hakkı talep edilmeden internette yayınlanmasının, Munch'un bilinirliğine katkı sağlayacağı görüşünde.
Norveç Telif Hakkı Kanunu'na göre bir yapıtın telif hakkı süresi, sanatçının ölümünden sonra 70 yıl devam ediyor ama eğer yapıtın bir fotoğrafı çekilmişse o zaman yapıtın fotoğrafını çeken kişi o görselin telif hakkı sahibi haline geliyor. Bu durumda, Munch Müzesi'nin dijitale aktardığı yapıtlarda telif hakkı mevcut ama bunları ücretsiz olarak internette yayınlamakla müze tüm telif hakkından feragat etmiş oluyor. Munch'un özellikle "Çığlık" resmi, likör şişelerinden anahtarlıklara kadar ticari olarak satılan birçok nesnede kullanılıyor. Müzenin telif hakkından feragat etmesiyle bundan sonra Munch'un diğer eserlerinin de ticari nesneler üzerinde kullanılması söz konusu olabilecek.
'ÇIĞLIK' RESMİNİ NEDEN BİR TÜRLÜ BİTİREMEDİ?
"Çığlık" resminde Oslo fjordundaki tahta bir çite yaslanmış bir adam görülür. Adamın arkasındaki gökyüzü tuhaf bulutlarla kaplıdır. Arka plana doğru uzanan yolda, adamın biraz gerisinde yürümeye devam eden iki kişi, silüete dönüşmüştür. Munch, bu resmin nihai versiyonunu yapana kadar birçok eskiz çalıştı. Yaptığı resimlerin o gün hissettiklerini yansıtması için onlarca farklı kompozisyon denedi. Ressam ve yazar Christian Skredsvig, 1908'de yayımlanan "Sanatçılar arasında Günler ve Geceler" (Dage Og Nætter Blandt Kunstnere) adlı otobiyografik kitabında, Munch'un gökyüzünü kızıl bulutlarla betimlediği versiyondan neden memnun olmadığını anlatır: "Günbatımını kan kırmızısı renkle verdiğinde, o gün hissettiklerini izleyiciye de hissettirebileceğini düşünmüştü. Ama resme bakanlar onunla aynı duyguya kapılmadılar. Herkes sadece bulutların rengine odaklandı. Munch o gün içini dolduran korku yüzünden büyük bir mutsuzluk içindeydi. Mutsuzdu çünkü sanat duygularını ifade etmesine yetmiyordu. Onun imkansıza ulaşmak istediğini düşünmüştüm. Yine de ona resim yapmaya devam etmesini tavsiye ettim."
Munch Müzesi Küratörü Magne Bruteig, Munch'un "Çığlık" için yaptığı resmin yeterince güçlü olmadığını hissederek kompozisyonu ve renkleri değiştirerek denemeler yaptığını belirtiyor. "Gökyüzündeki kızıl bulutlar endişe uyandırıyordu. Munch'un vermek istediği duygu bu değildi." Munch, "Çığlık" resminin son versiyonunda günbatımı karşısında dehşete kapılan figürün yüzünü izleyiciye çevirdi. Munch Müzesi'nin yayınladığı eskizlerde "Çığlık" resminin son haline gelene kadar kaç versiyon çalıştığı rahatlıkla izlenebiliyor.
Bruteig, "Çığlık" resminin son versiyonunun nasıl algılandığından da söz ediyor: "Resim bir anda büyük bir gürültü kopardı. Bazılarına göre deliliğin kanıtıydı. Oysa Munch'un o dönemde akıl sağlığıyla ilgili bir sorunu yoktu."
Yine de Munch, "Çığlık" resminden sonra Kopenhag'da Doktor Jacobson'un kliniğine yattı ama alkol tedavisi görmek üzere hastaneye yatmıştı ve yaklaşık 6 ay hastaneden çıkmadı. Bruteig'a göre Munch, "Çığlık" resmini yaptığı dönemde akıl sağlığını kaybetmiş biri değildi.
Munch, kendi notlarında bu resme neden 'çığlık' ismini verdiğini şöyle açıklıyordu: "Titreşen ışıklar sadece gözümün önünde bir hareket oluşturmakla kalmıyordu. Kulağımda da bir sese dönüşmüşlerdi. Bu yüzden gerçekten bir çığlık duydum. Bu yüzden 'Çığlık' resmini yaptım."
(Kaynak, Çeviren: Melishan Devrim)