Barok dönemin kadın ressamları Gent'te sahne alıyor

Geç Rönesans ve Barok Dönem İtalyası'nda kadın sanatçıların rolü neydi? Erkek egemen bir dünyada kendi sanatsal kimliklerini nasıl inşa ettiler? Gent Güzel Sanatlar Müzesi’nde 50 resimle açılan sergi, 1550’den 1680’e kadar İtalya’ya kadın ressamların üstlendiği kritik role ışık tutuyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gent Güzel Sanatlar Müzesi’nde açılan yeni bir sergi, Geç Rönesans ve Barok Dönem'in kadın ressamlarına odaklanıyor. 50 resim içeren sergi 20 Ocak 2019’a kadar devam ediyor.

17'nci yüzyıl İtalyan sanatının en ünlü kadın ressamı Artemisia Gentileschi (1593-1652), sergide yer alan isimler arasında. Sergide yer alan diğer eserler, Gentileschi’nin kadın çağdaşları ile karşılaştırılmasını sağlıyor. Sergiye dahil edilen dekoratif objeler, kadın ressamların eserlerinin bağlamının anlaşılmasına yardımcı oluyor.

16 VE 17’İNCİ YÜZYILIN KADIN SANATÇILARI

16’ıncı ve 17’inci yüzyıllarda, Venedik, Roma, Napoli ve Bologna’da çalışan kadın sanatçıların, Barok estetiğinde özel bir yer edinmelerini sağlayan ortak noktaları vardı. Bu kadınlar resim eğitimi almayı kendileri seçmişti ve resim eğitimi alarak tanınmış erkek sanatçılarla rekabete girmeyi göze almışlardı.

Bu dönemin kadın sanatçıları, tanınmış erkek sanatçıların kızları, kız kardeşleri ya da eşleriydi veya bazı durumlarda rahibeydiler. Kadın ressamların eserleri, dönemin farklı stilleriyle keskin bir zıtlık sergiliyordu. Bu kadınlar, cesur kompozisyonları ve resimlerindeki zekice kurgulanmış ince ayrıntılarla Katolik Kilisesi’nin ruhani anlamda yeniden doğulunu savunan Karşı Reformasyon Dönemi'nin kuralları ve pratiklerini reddediyordu.

ARTEMİSİA: OTORİTEYLE MÜCADELE

Artemisia Gentileschi (1593-1652), arşiv belgeleri ve edebiyatta iz bırakmıştı. Babası Orazio Gentileschi gibi Caravaggio’nun dramatik realizmini uyguluyordu. Çalışmaları, kendi döneminin erkek sanatçılarıyla rekabet ediyordu ve önemli bir başarı elde etti.

Artemisia, yerini sağlamlaştırdıkça sanatsal otoriteyle mücadelenin sembollerinden biri haline geldi: Öncelikle babasının otoritesine ve sonrasında kadınların özgürlükten mahrum olmasına karşı mücadelenin sembolü oldu.

KADIN RESSAMLARIN KAHRAMANINI YENİDEN YORUMLAMAK

Artemisia’nın çalışmalarını daha iyi anlayabilmek için, gençken tecavüze uğramış olması gibi özel hayatına dair ayrıntılara çok fazla odaklanmaktan kaçınmalıyız. Geçmişte, onun sanat dünyasındaki benzersiz pozisyonu, sürekli bu hayatına dair hikayelerle ilişkilendirildi. Gent’teki sergide, Artemisia’nın eserleri, kendi çağdaşı olan kadın ressamların eserleriyle yan yana getirilerek değerlendirilmeye çalışılıyor. Kadın ressamlar meselesinde Artemisia, başarıya ulaşan tek isim değildi.

SOFONİSBA ANGUİSSOLA’DAN ELİSABETTA SİRANİ’YE

Sofonisba Anguissola (1532-1625), Fede Galizia (1578-1630), Giovanna Garzoni (1600-1670), Orsola Maddalena Caccia (1596-1676), Lavinia Fontana (1552-1614), Virginia da Vezzo (1601-1638) ve Elisabetta Sirani (1638-1665) gibi isimler, çoğu zaman portre yapmak zorundaydı. Meyve ve çiçek içeren alegorik resimler yapmalarına da izin veriliyordu. Yine de bu kısıtlamaları aşmayı başardılar. Onlara dayatılan temaları, güçlü araçlar haline getirdiler. Katı cinsiyetçi kurallar karşısında dikkate değer bir özgürlük sergilediler.

Alegorik, mitolojik ve dini figürlerde yer alan portreler ve otoportrelerinde kayda değer bir natüralizm uyguladılar. Meyve ve çiçek natürmortlarında da aynı natüralizm göze çarpar. Faniliğin ve bereketin geleneksel sembollerini, başkaldırının ve karşı çıkışın güçlü araçları haline getirdiler.

‘Barok Çağ'ın Kadınları’ sergisi, bu ressamların kendi dönemlerinde karşı karşıya kaldıkları kısıtlamaları nasıl aştıklarını göstermeyi amaçlıyor. Sergi için Galleria degli Uffizi (Firenze), Gemäldegalerie (Berlin) ve Galleria Borghese (Roma) ile özel koleksiyonlardan eserler bir araya getirilmiş. Sergide bulunan resimlerin çoğu, daha önce çok az sergilenmiş ya da ilk kez sergilenen eserler. (Çeviren: Melishan Devrim / Makalenin orijinali)