Erdal Beşikçioğlu: Devlet öl dese ölürdük

Tiyatro sanatçısı Erdal Beşikçioğlu gündeme dair eleştirilerde bulundu: Devlet 'Bu vatan için öl' deseydi de ölürdük.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Tiyatro sanatçısı Erdal Beşikçioğlu, gündeme dair açıklamalar yaptı. Televizyondan kazandığı parayı tiyatroya yatırdığını belirten sanatçı, uzun bir süredir televizyon projelerinde yer almıyor. Beşikçioğlu, "Kendimi tiyatro sanatçısı olarak görüyorum. Konservatuvardan mezun olmuş diğer arkadaşlarımla birlikte biz tiyatrocuyuz. Canlı iş yapmak her babayiğidin harcı değil. Televizyonda oyunculuk yapmakla tiyatro sahnesinde olmak bambaşka şeyler. Tiyatro eğitimi almamış bir oyuncu belki 30 kişi karşısında oynar ama 800 kişinin karşısında oynayabilir mi? Mühim olan o. Oynayamaz, diyaframı yetmez bir kere. Sözünü iletemez, nefesi yetmez çünkü. Oyuncular, sporcu gibidir. Hareket etmeden oynayamazsınız sahnede. Tiyatro canlı performanstır. 'Hocam olmadı, çekelim bir daha' şımarıklığını kaldırmaz" dedi.

'HER DÖNEM FİKRİMİ CESURCA SÖYLEDİM'

Sabah'tan Tuba Kalçık'a konuşan Beşikçioğlu, Behzat Ç. dizisinin popüler olmasını beklediğini belirtirken, " 'Behzat Ç.'de iyi bir polisi oynadım. 'Reaksiyon'da ise eski Türkiye'nin derin devletini temsil eden 'Dayı' rolündeydim. Seyirci bu karakteri de kötü olmasına rağmen sevdi. Sanatçı her rolü oynamalı. Toplumsal alana dair sözü varsa söylemeli. Toplumun yaşam kalitesini artırmak için sisteme yönelik eleştirileri varsa yapmalı. Sanatçının bir ideolojisi olabilir ama hiçbir ideolojiye ait olmamalı. Belki geçmişte sanatçılar bir ideolojiye ait hissediyorlardı kendilerini ama artık 21'nci yüzyıldayız. Her dönem fikrimi cesurca söylerim. Doğruyu, kendi ahlakınıza göre söylemelisiniz" ifadelerinde bulundu.

'ANNEM ARNAVUT, BABAM LAZ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN VATANDAŞIYIM'

" Türkiye'de herkes bana göre içinde vatan sevgisi ile doğuyor çünkü anne veya babasından geçiyor bu sevgi miras gibi" diyen Beşikçioğlu açıklamalarını, "Askerliğimi yaparken her an ölümle burun burunaydım. Hakkari Yüksekova, Çukurca ve Dağlıca'da askerlik yaptım. Kurşunun nereden geleceğini bilemezdiniz, bastığınız toprağın altında mayın olup olmadığını da. Zaten bunları bilerek gittim askere. Devletim bana 'Güneydoğu'da yapacaksın askerliğini' dedi, gittim, yaptım. 'Bu vatan için öl' deseydi de ölürdük. Türkiye'de herkes bana göre içinde vatan sevgisi ile doğuyor çünkü anne veya babasından geçiyor bu sevgi miras gibi. 5 yaşında andımız ile tanışıyor. Türk'ün ne demek olduğunu bu yaşlarından itibaren anlamaya başlıyor. Annem Arnavut, babam Laz, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıyım ve Türk olarak görüyorum kendimi. Misak-i Milli sınırları içindeki her birimiz, vatandaş olarak ülkemizin daha ileriye gitmesi için ne gerekiyorsa yapmalıyız" diyerek bitirdi.

(Kaynak)