Komedyen Mehmet Erbey: Gülmeye en çok ihtiyacı olan Kürtlerdir
Komedyen Mehmet Erbey, Kürtçe stand-up gösterisi ile İstanbul'da izleyicilerle buluştu. Erbey, "Gülmeye en çok ihtiyacı olan Kürtlerdir" dedi.
DUVAR - Komedyen Mehmet Erbey, İstanbul'da Kürt gençlerin oluşturduğu 'Chalak Events' topluluğunun davetiyle iki gün boyunca 'Qırdık' adlı Kürtçe stand-up gösterisiyle Taksim'deki Şa Performans salonunda izleyicileriyle buluştu. Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Van gibi illerden göç ederek İstanbul'da yaşayan ya da eğitim gören Kürt gençleri Erbey'i izlemek için gösteri salonunu doldurdu.
Gösteri öncesi sohbet ettiğimiz bir hukuk öğrencisi ilk kez Kürtçe stand up'ı izleyeceğini söylüyordu. Kürt illerinde yaşananları mizahi bir dille dinlemenin nasıl bir şey olacağını merak ederek, "Bu etkinlikleri yaşatmamız lazım. Destek vermeliyiz. Bir kafede oturduğumuzda ödediğimiz paranın çeyreğini buraya ödesek hikayemizi buluruz. Ama umarım Mehmet Erbey de bunun hakkını verir..." derken bir başka izleyici ise daha önce Erbey'i izlediğini ve buraya geldiği için pişman olmayacağını düşündüğünü söylüyordu.
Gösteri son bulunca başta konuştuğumuz hukuk öğrencisi nasıl bulduğunu şöyle anlatıyordu: "Gerçekten kendi hikayemizi izledik. Kendimize, kültürümüze, dilimize yabancılaşıyoruz. Bunun farkına vardım. Kürt gençleri bu tarz etkinliklerin etrafında toplanmalı. Ama keşke İstanbul'da HDP'nin en az iki belediyesi olsaydı. En azından salon bulmakta kolaylık sağlanabilirdi... "
Mehmet Erbey'le Kürtçe stand up'ı, Kürtlerin stand up'a bakışını ve mizaha nasıl tepki verdiklerini konuştuk...
Ne zaman stand-up yapmaya başladınız?
2014 yılında sahneye çıkmaya başladım. 2015 yılında ara vermek zorunda kaldım.
Neden ara verdiniz?
O dönemde çatışmalı bir süreç başladı. Birçok etkinliğimiz iptal edildi. Zor zamanların ardından 3 yıl sonra tekrar sahneye çıkmaya başladım.
'GÜLMEYE EN ÇOK İHTİYACI OLAN KÜRTLERDİR'
Kürtlerin özellikle bu süreçte zor zamanlardan geçtiğini söyleyebiliriz. Bu zor zamanlarda Kürtler mizaha nasıl bakıyor?
Gülmeye en çok ihtiyacı olan Kürtlerdir. Kürtler o kadar kötü süreçlerden geçiyor ki 1 saat de olsa halkımızla birlikte gülebilmeliyiz, güldürebilmeliyiz. Bu sadece stand-up'la değil, sinemayla, tiyatroyla ve edebiyatla da yapılabilmeli. Son zamanlarda çok ciddileşmişiz. Eskiden Golık, Pine gibi dergilerimiz vardı. Artık bu dergiler de yok. Mizah işlenmiyor. Bilinçli mi yapılıyor yoksa çatışmalı sürecin etkileri mi hala sürüyor bilmiyorum ama mizah biraz ötelenmiş gibi görünüyor. Ben her zaman hem mizahın gücüne inanıyorum hem de en ciddi işin mizah olduğunu düşünüyorum.
Yaptığınız mizahta politik bir bakıştan bahsedebilir miyiz?
Tabii ki. Yaptığım mizahın içerisinde her şey var. Kendimden başlıyorum, yaptığım işi anlatıyorum, yaptığım işten dolayı başıma gelen ne varsa onu anlatıyorum. Yaptığım mizahta ekonomi, siyaset, aşk ve evlilik var. Burada yaşanılan trajikomik olayları işliyorum.
'KARŞIDAKİ KİŞİ KENDİNDEN BİLİYOR'
Türkiye Kürtlerinin yaşadığı yoğun bölgelerden metropollere kadar birçok yerde gösteriniz oluyor. Bölgeler arasında insanların mizaha verdiği tepkilerde farklılıklar oluyor mu?
Şiveden dolayı farklılıklar olabiliyor. Bence Kürt kültürü bir bütündür. Kürtlerin köy kültürü var; bir Kürt annesinden, babasından, dedesinden orada yaşanılanları mutlaka duymuştur. Bir şey anlattığım zaman karşıdaki kişi bunu kendinden biliyor. Birebir bunu yaşamıştır. Zaten biraz da bunu yapmak istedim. Kürt mizahı biraz kırsaldır. Bunu alıp şehirlere ve modern sanat dediğimiz salonlarda işlemek istedim. Az önce anlattığım gibi her ne kadar ciddileşme olmuşsa da köylere gittiğimiz zaman cami duvarlarının dibinde, okul duvarlarının dibinde oturanlar, oradan gelip geçene hep sataşıyor ve mizah yapılıyor. Hatta öyle mizah yapılıyor ki onların yanında ben kendime mizahçı diyemem.
'TRAJEDİYE DÖNÜŞEBİLİR...'
3 yıl boyunca sahneye çıkmadığınızı söylediniz. 3 yıl sonra izleyici karşısına çıktığınız zaman izleyiciye neyi anlattınız?
Gösterilerimde anlattığım farklı birçok konu var. O çatışmalı süreçte yaşanılan şeyler çok acı şeyler... Ben bunları anlatırsam tabu gibi durur ya da trajediye dönüşebilir. Belki ilerde birtakım şeyleri anlatırım.
'KOMİK ADAM DEĞİLİM'
Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Komedyenim. Ama komik adam değilim. Çünkü komik adamları gördüğünüz zaman ses tonuna, mimiğine gülebiliyoruz. İşte bu komik adam. Ben sadece var olan çelişkilerimizi, yanlışlarımızı, trajedilerimizi komikleştirip sahnede sanatla harmanlıyorum. İşte bu da komedyen oluyor.
'KÜRT MİZAHI İHMAL EDİLMİŞ BİR ALAN'
Peki yaptığınız mizah Kürtlere neyi anlatıyor?
Kürt mizahının ne kadar güçlü olduğunu anlatmak istiyorum. Bugüne kadar Kürt mizahı ihmal edilmiş bir alan. Mizahla bunun ne kadar güçlü olduğunu ve bundan sonra mizaha yönelmenin ne kadar güzel olduğuna değinmek istiyorum. Son dönemde komedi oyunları, komedi pek yok. Belki bu birilerine cesaret olur. Başkaları da stand-up yapar. Neden bu alan boş olsun ki?
'DOYA DOYA KAHKAHA ATALIM'
Bundan sonraki süreçte izleyicilerinizi neler bekliyor?
Birçok şehirden bize geri dönüşler oluyor. 'Bizim şehrimize de gelir misiniz?' gibi birçok mesaj alıyoruz. Biz de buradan sesleniyoruz: Bu bizim elimizde olan bir şey değil. Onlar orada organize etsin. Çok büyük şeyler istemiyoruz. Büyük salonlar, gösterişli mekanlar istemiyoruz. Kafelere de gideriz, birkaç saat de olsa güleriz. Anlık da olsa o yaşanılan kötü şeyleri unutalım. Kahkaha atalım. Gülebilen insan özgür insandır ve herkes özgürlüğüne sahip çıksın. Doya doya kahkaha atalım!