Ege Çubukçu: Gezi'de bastırılanlar, rap müzikle dışa vuruluyor
Müzisyen Ege Çubukçu, 10 yılın ardından 'Derya' isimli stüdyo albümüyle dinleyici karşısında. Rap müziğin son yıllardaki çıkışının sosyo kültürel ve politik etkilere dayandığını belirten Çubukçu, “Gelenekçi yapı ve medya tarafından kabul görmeyen ve bastırılan bir janr oldu. Yeni nesil ve yeni medya, anlayışı ile baskıları kırdı ve müzik piyasasından hak ettiğini talep etmeye ve bu talebi karşılamaya başladı. Gezi’nin de büyük etkisi olduğu düşünüyorum” diyor.
DUVAR - Rap müzisyeni Ege Çubukçu, yeni albümü 'Derya' ile dinleyiciyle buluştu. 10 yılın ardından bir stüdyo albüm ile müzikseverlerin karşısına çıkan Çubukçu, soundu ve sözleri ile onun deyimiyle ezber bozuyor. Ege Çubukçu'dan ilk ismi olan 'Derya'ya geçiş sürecinin müzikle dışa vurumunu anlattığı albüm için “Endüstriyel makyajdan geçmedi” ifadesini kullanıyor müzisyen. İki sene önce İzmir'e yerleşen Çubukçu, albüm çalışmalarını orada tamamladı. Brok Beatz tarafından üretilen 'Derya', Çubukçu ve Selim Siyami Sümer tarafından düzenlendi. Günümüz modern rap müziğinin aldığı yeni formları kendi müzikal deneyimleriyle harmanlayan sanatçının yeni albümü, GTR Müzik etiketi ile tüm dijital platformlarda yerini aldı. Bugün Babylon Soundgarden'da sahne alacak olan Çubukçu ile yeni albümünü ve müzik serüvenini konuştuk.
Albüm hazırlık sürecinden bahseder misiniz?
Derya, inandığım değerleri sorgulamama yol açan, uğruna manevi fedakarlıklar yapmamı gerektiren bir albüm oldu. Doğduğum günden bugüne, deneyimlediğim yaşamı ve aldığım dersleri aktaran bir yüzleşme albümü. İki yılı aşkın mesai harcadığım ve odaklanabilmek için şehir, ev, sosyal ortam, yeme içme alışkanlıklarım gibi birçok değişikliğe gittiğim bir yolculuğun ürünü.
'RUHUMDA EMPATİ BENİ KARANLIK YERLERE ÇEKEBİLİYOR'
Albümü kaydettiğiniz süreçte İstanbul'dan ayrılıp İzmir'e yerleştiniz. Bu kararı vermenizdeki sebep ne oldu? İzmir'in üretiminize nasıl etkileri oldu?
İstanbul’dan İzmir’e taşınalı iki sene oldu. Müziğe odaklanabilmek bir yana gündelik yaşamımda bile bir tıkanıklık oluşmaya başlamıştı. Dikkat dağıtıcı birçok etken ve eğer farkında olursanız hissedebileceğiniz milyonlarca kayıp ruh ve enerji ile mücadele ediyordum. Herkesin yapısı başka. İnsan enerjisinin iyi - kötü anlarda bana etkisi ağır oluyor. Ruhumdaki empati beni çok karanlık yerlere çekebiliyor.
Çevremdeki insanlar taşınmak, kaçmak, uzaklaşmak buna ne derseniz deyin bir arayış içindeydi. Ben de o dönemde köklerime dönmeyi seçtim. Çocukluğumun geçtiği mahalleye, notalarla ilişki kurmaya başladığım noktaya geri döndüm. Yüzleşme bu şekilde başladı. Albüm sürecinde İzmir’in etkisi oldu diyebilirim. Ama esas etkinin, farkına varıp, bunun için bir karar verip harekete geçmek olduğunu düşünüyorum.
'ALBÜM, ENDÜSTRİYEL MAKYAJDAN GEÇMEDİ'
Albüme ilk isminiz 'Derya'yı verdiniz. Ailede size bu isimle hitap ettiklerini söylediniz. Bu albümü de Ege Çubukçu'dan Derya'ya dönüşüm süreci olarak tanımlıyorsunuz. Bu 'samimi' bir albüm olduğunu mu ifade ediyor?
Albümün janrı sorulduğu zaman ya da yazarlar olsun dinleyiciler olsun bu konuda bir yorum yaptığında ‘çağdaş, yenilikçi, edebi, özgün hip hop’ gibi yorumlar alıyorum. Yorumlar değişik olsa da ortak görüş 'samimiyet' oluyor. Piyasa için üretilmeyen, endüstriyel makyajdan geçmeyen bir albüm. Ege Çubukçu’nun Derya’ya dönüşmesi Ege ismi üzerindeki stereo tipleşmeye bir karşılıktı. Şu sıra ‘’ Ege Çubukçu sana bir şey olmuş ne olmuş çözemiyorum’’ diye bir tweet dolaşıyor. Bildikleri, tanıdıkları bir sesin onlara başka bir tondan ve anlayışla seslenmesi, yeni bir gizem ortaya çıkarması Derya ile mümkün oldu. Olgun, samimi bir arkadaşınızın sizinle doğrudan konuştuğunu hissedebilirsiniz. Hoşuma giden yorumlardan biri de: “bu şarkıların kolları var ihtiyaç duyduğumda bana sarılıyor.” Daha ne isteyebilirim ki...
'DERYA, UZUN YILLAR ÖZGÜNLÜĞÜNÜ KORUYACAK'
Bir röportajınızda bu albüm için 'Birkaç dinlemeden sonra daha net anlaşılacağına inanıyorum” demişsiniz. İnsan ruhunda demlenmesi gereken şarkılar olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Kesinlikle, daha iyi betimlenemezdi. Kayıt ve miks sürecinde bile birlikte çalıştığım, albüme emek veren isimler her gün dinledikleri sözlerin bir süre sonra başka anlamlar kazandığını ifade ediyor. Dinleyicilerim de aynı şekilde her dinlemede yeni keşiflerden bahsediyor. Bunlar çok normal. Yaşamınızı dikkat dağıtıcı etkenlerle sürdürüp bir yandan yaşamın gizemini sorgulamanız ve size bu gizemi çözmenizde yardımcı olacak bir albüm dinlemeniz yoğun bir süreç. Aynı ruhumuzun, kişiliğimizin demlendiğini hissettiğimiz gibi bu şarkıların da bir ruhu olduğuna inanarak yaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Derya, uzun yıllar sonra bile özgünlüğünü koruyacak, anlamını yitirmeyecek bir albüm.
'METTH BANA EŞLİK EDECEK EN DOĞRU İSİMLERDEN BİRİYDİ'
Albümdeki tek düet Aybala isimli şarkıda Metth ile. Bu müzikal birliktelik hakkında neler söylemek istersiniz?
Metth, yeni nesil rap müziğin önemli ve karakteristik isimlerinden biri. Kendini ifade ediş biçimi ve özgün ses tonu ile beni tanıştığımız andan itibaren tavlamayı başarmış bir isim. Bir Red Keys ev partisinde tanıştık. Khontkar ve Young Bego ile olan başarılı işleri bir yana tamamı solo olarak düşünülmüş bir albüme Aybala parçası ile katkıda bulundu. Günümüzde kadınlara karşı yürütülen duyarsızlık hareketi, seksist lirikler ile hip hop kültürünün bir yaklaşım eksikliği olduğunu düşündüğüm alana yeni nesilden bir sesin katkıda bulunması önemliydi. Kendi hikayeci anlatımıyla rengimizi belli etme noktasında bana eşlik edecek en doğru isimlerden biriydi.
'ERA, ALBÜMÜ TEK ŞARKIDA TAMAMLIYOR'
Era isimli şarkı sözleri ve soundu ile öne çıkan parçalardan. Hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
Röportaj boyunca bahsettiğimiz özgünlük, samimiyet ve değişimi en iyi biçimde anlatan A1 parçası. Tolerance Break grubunun sound olarak ortaya koyduğu yenilikçiliğe liriklerimle eşlik etmeye çalıştım. Bir şarkı kendi hikayesini içinde barındırmıyorsa orada bir eksiklik vardır. Era, Derya albümünü tek şarkıda tamamlayan bir bütünlüğe sahip. Onu anlatmak yerine şu an bu satırları okuyan herkese ilgilendikleri her şeyi bir kenara bırakıp dinlemelerini tavsiye edeceğim yegane şarkı.
'ÖZGÜR HİSSETMESEYDİM, ALBÜMÜ ÇIKARMAZDIM'
Sözleri ortaya çıkarırken yeterince özgür hissettiniz mi?
Kesinlikle. Eğer özgür hissetmeseydim albümü çıkarmam mümkün olmazdı. Yaşadığım esas mücadelelerden biri özgürlük ve özgünlük üzerinedir. Bu iki öğeyi eğer sırtımda taşıyamıyorsam dinleyicilerimi daha uzun bir süre müziksiz bırakabilirdim.
'SINIRLARI AŞMAKTAN ZİYADE KURALLARI YIKTIM'
'Rap her zaman hızlı olmalıdır' algısını uzun süre önce kırdınız. Müzikte sınırları aşmak sizin için neden önemli?
Sınırları aşmak gerçekten iddialı bir söylem. Bunu ben dahil kimsenin bu çağda başarabileceğini düşünmüyorum. ‘Kutunun dışında düşünmek’ söylemi gibi kutunun ne kadar dışına çıkmaya çalışırsanız çalışın kenarında bir yerde kaldığınızı sadece merkezden uzaklaşabildiğinizi fark ediyorsunuz. Önemli olan dışına çıkmaya çalışırken göstermiş olduğunuz mücadele ruhu, çıktığınız yolculuk. Ben bu yolculukta sınırları aşmaktan ziyade kendimi bir oyunbozan, ezber bozan, kuralları yıkan biri olarak değerlendiriyorum.
Rap müziğin şu anki çıkışını neye bağlıyorsunuz?
Rap müzik bir tepki müziğidir. Son yıllarda dinlediğimiz şarkıların, yaşadığımız hayatın ve baskıcı anlayışın, toplumdaki genç nesli etkilediği kültürel karmaşanın sonucu ortaya çıktığına inanıyorum. Tabii mainstream olarak ortaya çıkışında dizilerin, sosyal medya araçlarının da etkisi çok fazla. Fakat içinde barındırdığı tezatları ve iyi - kötü örnekleriyle bu ülkede sanat adına bir şeyler yapılıyor dedirten, öne çıkan janr şu an rap müzik.
'GEZİ'NİN RAP MÜZİKTE ETKİSİ BÜYÜK'
Rap müzikteki en önemli kırılma noktası ne oldu peki sizce?
Rap müzik, yükselişini 2000’lerin başında göstermeye başlasa da gelenekçi yapı ve medya tarafından kabul görmeyen ve bastırılan bir janr oldu. Yeni nesil ve yeni medya anlayışı ile baskıları kırdı ve müzik piyasasından hak ettiğini talep etmeye ve bu talebi karşılamaya başladı. Gezi’nin de büyük etkisi olduğu düşünüyorum. Dediğim gibi bir tepki müziği ve genç neslin zaman çizgisinde rap müziğin yükselmesini ve anlatım biçimine ihtiyaç duyulmasını gerektirecek sosyo kültürel - politik etkiler yakın zamanda yaşandı.
'YENİ İSİMLER HEYECAN VERİCİ'
Yeni nesil rap müzisyenlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birçok insan yeniden çekinir. Alışık olduğu biçimlerin dışında başka formlara adapte olmakta zorlanır. Ben bu konuda yeniden heyecan duyan taraftayım. Çok fazla örnek olması genelleyici cümleler kurmamı zorlaştırsa da gelişmelere pozitif bakmaya ve destekleyici olmaya özen gösteriyorum.
'SOUNDGARDEN, HEYECAN DUYDUĞUM BİR FESTİVAL'
27 Nisan'da SoundGarden Festivali'nde sahne alacaksınız. Dinleyiciyi nasıl bir sahne performansı bekliyor?
SoundGarden heyecanla beklediğim festival. Oldukça köklü bir anlayışın ortaya çıkardığı kültürel bir aktivite. Sahnede bu aktiviteye katkıda bulunmak festivalin bir parçası olmak heyecan verici. Derya albümünü İstanbul’da dinlemesini istediğim bir çok müzik aşığı orada olacak. Albümü, sahnede albümün prodüktörleri ile birlikte canlı çalacağız. (Tolerance Break, Brok Beatz) Eksiksiz bir anlatım için Metth de bize eşlik edecek. Ayrıca hip hop kültürünün benim için anlamı ortaya koyan bir şov da sergileyeceğiz. Bunun yanında yıllardır müziğimi takip eden dinleyicilere kendi zaman çizelgemi göstermek açısından özel seçkiler hazırladım.
'İSTANBUL'UN YÜZÜNE GÜNEŞ DOĞDU'
İstanbul Belediye Başkanı Seçim sonuçlarının kesinleştiği gün “İstanbul'un yüzünde on milyon yıllık ışık” diye bir tweet attınız. Bu ışığın bir sanatçı olarak size yansıması nasıl?
Çoğu şarkımda bahsettiğim gibi kendimi ve sözlerimdeki anlamı keşfeden herkesi 'Güneşin Çocukları' olarak tanımlıyorum. İstanbul’un yüzüne güneş doğdu. Yeniliği, değişimi ve bunun getirdiği umudu paylaşan bir şehir olmayı uzun zamandır hak ediyor. Bu umudun getirdiği enerjinin yansıması anlattığım hikayenin anlaşılması ve paylaşılması açısından beni ayrıca heyecanlandırıyor.
'YENİ ÜRETİMLER İÇİN MESAİ HARCIYORUM'
Önümüzdeki planlarınızdan bahseder misiniz?
Albümün yeni olması, uzun bir süre yeni şarkı paylaşmayacağım anlamına gelmiyor. Yeni üretimler için mesai harcıyorum. Özellikle Derya’nın hikayesini sürdürecek yeni şarkılar üzerinde çalışıyorum. Bunun yanı sıra müziğine inandığım isimler ile ortak çalışmalar yapmak için yeni zeminler oluşturuyoruz. Dinleyicilerime, 2019 yılında beni daha önce hiç görmedikleri kadar paylaşımcı görecekleri üzerine söz vermiştim. Bu sözü tutacağım...