İnci Eviner British Museum’da
British Museum ile Malezya İslam Sanatları Müzesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Doğudan Esinlenme: İslam Dünyası Batı Sanatını Nasıl Etkiledi?” adlı sergide, İnci Eviner’in “Harem” (2009) adlı video art eseri de yer alıyor.
British Museum’da 10 Ekim 2019 - 26 Ocak 2020 arasında devam edecek olan “Doğudan Esinlenme: İslam Dünyası Batı Sanatını Nasıl Etkiledi?” adlı sergi, Oryantalizm’e ve Doğu’nun Batı’yı nasıl etkilediğine güncel bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor.
Sergi, İngiliz tasarımcı William De Morgan’ın seramik tasarımlarıyla klasik İznik çinilerini bir araya getirmesi gibi detaylarla, Doğu’nun Batı’yı nasıl etkilediğini göstermesinin yanı sıra, çağdaş kadın sanatçıların Oryantalizm kavramına bakış açılarına dair örnekler de içeriyor.
19. yüzyılda popülerlik kazandığı dönemde ressamların yanı sıra tekstil, seramik, mücevher gibi zanaat ürünleri tasarlayanları da etkileyen Oryantalizm, 1940’lı yıllarda giderek gözden düştü. Buna rağmen kadının toplumsal cinsiyet rollerini konu edinen çağdaş kadın sanatçıların eleştiri için yararlandıkları konulardan biri olmaya devam etti.
Sergiye dahil edilen ve Batı’daki Oryantalist imgeleme tepki olarak okunabilecek 4 çağdaş sanat yapıtı, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yetişen kadın sanatçıların, Oryantalizme yönelttikleri güncel eleştiriyi temsil etmeyi amaçlıyor. “Doğu’da yetişmiş” çağdaş kadın sanatçıların Oryantalizm’e cevabını göstermek için sergiye seçilen yapıtlardan biri, İnci Eviner’in 2009 tarihli “Harem” adlı animasyonu.
Eviner, animasyonunda III. Selim döneminde 18 yıl boyunca İstanbul’da yaşayan Alman sanatçı Antoine Ignace Melling’in (1763-1831) bir harem sahnesini kullanıyor.
İnci Eviner’in, binlerce Oryantalist eser arasından Melling’in gravürünü kullanmayı seçmiş olması elbette tesadüf değil. 19. yüzyılın Oryantalist sanatçılarının çoğu, sadece kendi tahayyüllerinden ya da okudukları seyahatname türü kitaplardan esinlenerek hayali bir Doğu imgesi üretirken Melling, İstanbul’da yaşamış, hatta III. Selim’in talebiyle saray cephesi ve bahçe tasarımları yapıp uygulamış bir isim; bu açıdan sarayın hizmetine alınan ilk yabancı mimar olduğu kabul ediliyor. Bugünkü Dolmabahçe Sarayı’nın yapımından önce aynı yerde bulunan ahşap sahilsarayın yenilenmesi işinin bile III. Selim tarafından Melling’e verildiği biliniyor.
İstanbul’a geldikten sonra ilk on yılını Rus elçisinin himayesinde geçiren Melling, Baron de Hübsch'ün Büyükdere'deki yalısının bahçesini teraslar halinde düzenlemişti. Bu yalının bahçesini görüp hayran kalan III. Selim’in kız kardeşi Hatice Sultan, 1795’te Melling'i hizmetine aldı. Hatice Sultan, III. Selim'in kendisine hediye ettiği Defterdarburnu'ndaki Neşetâbâd Sarayı'nın bahçesini de benzer biçimde düzenletmek istediğinde Melling, bu sarayın hemen yakınına, Kuruçeşme'ye taşınıp çalışmaya başladı.
Hatice Sultan ile yüz yüze görüşmeden, sadece mektuplaşarak iletişim kuran Melling “Kalfa”, Neşetâbâd Sarayı'nın iç süslemelerini de değiştirdi. Hatice Sultan ile birbirlerine yazdıkları mektuplar, Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından yayımlanan “Hatice Sultan ile Melling Kalfa - Mektuplar” adlı kitapta yer almaktadır. Melling'in kendi çizimlerini içeren “Voyage pittoresque de Constantinople et des rives du bosphore” adlı gravürlerini içeren albümü ise 18. yüzyıl İstanbul’u konusunda önemli bir görsel kaynaktır.
İnci Eviner’in videosuna konu olan Melling’in harem içini betimleyen gravürü ise tamamen hayalidir. Elbette Melling, Hatice Sultan’ın haremine girmemiş olduğu için, tıpkı diğer Oryantalistler gibi, hayalindeki haremi betimlemiştir. Eviner, Melling’in resmindeki figürlerin yerine, sürekli sıradan hareketleri tekrarlayan kadın görüntüleri yerleştirerek Oryantalistlerin harem algısını eleştirir. Batı’nın gözünde sonsuz cinselliğin ve pasif kadın imgesinin mekanı olan harem, Eviner’in videosunda sürekli aynı hareketleri yapmak zorunda kalan kadınların aktif süjeler halinde yer aldığı bir tür hapishaneye dönüşür. Eviner’in videosunda yer alan kadınların hiçbiri mutlu değildir, Oryantalistlerin resimlerindeki gibi erotik pozlarda değildirler; birbirlerini ısırıp bıçaklamak gibi şiddet içeren hareketler yaparak veya ölen kadınları kucaklayarak hapsedilmişlik duygusunu açıkça sunarlar.
Yurt dışında birçok sergiye katılan ve retrospektif sergisi de açılan İnci Eviner’in eserleri, Deutsche Bank koleksiyonu, Paris Center Pompidou, İstanbul Modern, Guggenheim ve TBA21 Wien gibi saygın koleksiyonlarda bulunuyor.