2. Abdülhamid'in fotoğraf koleksiyonu dijitale taşındı
İstanbul Üniversitesi, Nadir Eserler Kütüphanesi'nde muhafaza ettiği ve "19. yüzyılın en büyük görsel arşivi" olarak tanımlanan Sultan 2. Abdülhamid Han'ın Yıldız Fotoğraf Koleksiyonu'nu dijital ortamda araştırmacıların kullanımına sundu.
DUVAR - İstanbul Üniversitesi, en zengin görsel arşivlerinden biri olan Sultan 2. Abdülhamid Han'ın Yıldız Fotoğraf Koleksiyonu'nu dijital ortamda araştırmacıların kullanımına açtı. İÜ Rektörlüğü, TBMM Genel Sekreterliği ve Milli Saraylar iş birliğinde hayata geçirilen 2. Abdülhamid Han Yıldız Albümleri Projesi ile Nadir Eserler Kütüphanesi'nde muhafaza edilen Yıldız Fotoğraf Koleksiyonu ve albümlerinin daha uzun yıllar muhafaza edilmesini ve eserlerin araştırmacıların incelemeleri sırasında yıpranmasını önlemeyi amaçlanıyor.
Hazırlık çalışmalarına 2013'te başlanan proje kapsamında dijital erişime açılan 918 albüm içinde yer alan 36 bin 585 fotoğraf, kültürel mirasın korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına olanak sağlıyor. "19. yüzyılın en büyük görsel arşivi" olarak tanımlanan ve Sultan 2. Abdülhamid Han döneminde çekilen fotoğraflardan oluşan koleksiyon, araştırmacılara dönemin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi tarihini okuma, yorumlama ve tespit etme fırsatı sunuyor.
'918 ALBÜM İÇİNDE 36 BİN 585 FOTOĞRAF BULUNUYOR'
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Abdülhamid Han Koleksiyonu'nun, Türkiye için bir kültürel miras ve başlı başına bir devlet projesi olduğunu belirtti. 17. yüzyılda Evliya Çelebi tarafından yazılan Seyahatname'nin felsefesi ve ana kavramı bakımından bu koleksiyonla birebir örtüştüğünü ifade eden Ak, Çelebi'nin bir seyahat veya coğrafya kitabı yazmak için yola çıkmadığını fakat Seyahatname'yle o günkü devlet yapısını dilinden sanatına, antropolojisinden coğrafyasına kadar her yönüyle kayıt altına alan bir kültür hazinesini geleceğe aktardığını anlattı.
Prof. Dr. Ak, şu bilgileri verdi:
"Abdülhamid'in bu koleksiyonu hem dünya idare tarihi hem de sanat faaliyetleri bakımından çok özgün ve büyük hacimli bir proje. Yaklaşık 100 yıldır korumamız altında olan milletimizin, ülkemizin bir serveti bu. 918 albüm içerisinde 36 bin 585 fotoğraf bulunmakta. Albümlerin, fotoğrafların yanında ciltleri bile apayrı bir sanat unsuru. Uluslararası ilişkilerde devletin üstünlüğünü ortaya koyabilmek, medeniyet kurucusu olduğumuzu gösterebilmek adına bu koleksiyonun 2 seçkisi British Museum'a ve daha sonra da Washington'a gönderilmiş. Bu 918 albüm dışında İngiltere'ye gönderilen 51 albümde 800, Amerika'ya gönderilen 51 albümde de 1700 fotoğraf olduğu biliniyor."
FOTOĞRAFLAR ÇIPLAK GÖZLE GÖRÜLMEYEN AYRINTILARI İÇERİYOR
Osmanlı dönemine ait sivil mimari, dini mimari, resmi binalar, meydanlar, külliyeler, köprüler, kervansaraylar, mektepler, hastaneler ve yolların bu fotoğraflarla kayıt altına alındığına işaret eden Ak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fotoğraflara odaklandığımızda çıplak gözle görülmeyen yüzlerce ayrıntıyı bir fotoğraf içerisinde görebiliyorsunuz. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde olmayan vaktiyle Osmanlı Devleti içerisinde bulunan ülkelerdeki insanlar bile bu fotoğraflardan hareketle kendi soylarının izini takip edebilmektedirler. Yani kişileri birebir teşhis etme imkanını vermektedir. Öyle ki kişilerin üzerindeki giysiden, ayakkabıdan, o günkü kumaş türünden, bugün moda diyebileceğimiz tercihlere kadar hemen her şeyi izleyebilmek mümkün. Bu fotoğraflar teknolojinin sunduğu imkanlarla küçültülebilir ve büyültülebilir imkanlara kavuştuğu için fotoğraftaki bir noktaya odaklanmak istediğinizde onu defalarca büyüttüğünüz halde herhangi bir görüntü kaybına uğramıyorsunuz."
DİJİTALLEŞTİRMEDE YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ CİHAZLAR KULLANILDI
Bu koleksiyonu teknolojinin sunduğu imkanlarla daha kolay ulaşılabilir hale getirebilme fikrinden hareketle projeyi hayata geçirdiklerini dile getiren İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, şunları söyledi:
"Dijitalleştirme sihirli bir şey değil. Bunların cilt bakımından diğer unsurlarına kadar esere zarar vermeden bir ön hazırlığının yapılması gerekmektedir. Koleksiyonun özel fırçalarla temizliği yapıldı. Yüksek çözünürlüğü olan özel cihazlarla bunları dijitalleştirdik. Sistem, Nadir Eserler Kütüphanesi'ne kuruldu. Hem Milli Saraylar'ın tahsis ettiği elemanlar hem de bizim aldığımız restoratör ve diğer teknik uzmanlar eliyle çok yönlü olarak bu proje sürdürüldü. Burada güzel olan bir taraf da optik karakter tanımlama yöntemiyle de bunlar kayda geçirildi. Böylece aranan bir kültür unsuru da çok kolay bir şekilde ulaşılabilir hale geldi."
Prof. Dr. Ak, fotoğrafların ön hazırlığı, dijitalleştirilmesi ve kataloglama çalışmalarının yapılması sırasında 3 farklı formatta görüntü alındığını ve yaklaşık 75 bin kare görüntüye ulaşıldığını kaydetti.
Projenin, araştırmacılara felsefi açıdan fikir ve motivasyon kaynağı olduğunu ifade eden Ak, projenin tamamının sonuçlanmadığını, fotoğrafların albümlerini elden geçtiğini ve son çalışmaların yapıldığını sözlerine ekledi.
PROJE 2 AŞAMADA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Proje çalışması da dijital çekimler ve kataloglama olmak üzere 2 aşamada gerçekleştirildi. Reprodüksiyon masasının ve ışık sisteminin Nadir Eserler Kütüphanesi'ne kurulmasının ardından fotoğrafı çekilecek eserin mikro fiber anti statik bez ile silinip nano teknoloji çok ince kıllı özel fırçalarla toz alma işlemi yapıldı.
Bu işlemin ardından iş istasyonu bilgisayar üzerinde çekilen fotoğrafların sayfa numaraları, renk netlikleri, beyaz dengeleri, sayfa boşlukları ve kenar biyeleri tek tek kontrol edildi.
Görüntüler son kontrolde onaylandıktan sonra 3 farklı formatta görüntü çıktıları alındı, network sistemden yedekleme ünitelerine ve bulut teknolojisine aktarılarak yedeklendi. Yaklaşık bir yıl süren bu aşamada fotoğrafların tek tek çekimi yapıldı ve toplam 75 bin kare görüntü elde edildi.
KOLEKSİYONDA 263 FOTOĞRAF SANATÇISININ İMZASI BULUNUYOR
Fotoğraf koleksiyonunda, dönemin en büyük fotoğraf ustaları veya fotoğrafhaneleri olarak yaklaşık 263 imza dikkati çekiyor. 2. Abdülhamid'in tanıma ve tespit aracı olarak kullandığı fotoğrafların bir kısmı Amerika, Avrupa ile başta Japonya olmak üzere bazı Uzak Doğu ülkelerindeki şehir ve tabiat güzelliklerini, sarayları, fabrikaları, gemi, silah ve çeşitli sanayi ürünlerini, din ve devlet büyüklerini, müze ve sanat eserlerini konu alıyor.
Fotoğrafların çoğunluğu ise Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki şehirler, adalar, kaleler, köprüler, karakollar, çeşmeler, camiler, türbeler, okullar, hastaneler, Osmanlı sarayları, köşkler ve kasırlar, şehir panoramaları, sportif gösteriler, törenler, yabancı devlet başkanlarının İstanbul ve Kudüs’ü ziyaretleri, fabrikalar, gemiler, demiryolları, istasyonlar, sergiler, çiftlikler, haralar, saray mücevherleri, saray tiyatrosu, şehzade ve sultanlar, zabit ve yaverler ile çeşitli kesimlerden grup fotoğrafları gibi çok çeşitli konuları içeriyor. (İSTANBUL / AA)