Korona virüsü sokak müzisyenlerini nasıl etkiledi?
Korona virüsü salgınının her alanda etkilerini hissettirdiği bugünlerde sokak müzisyenleri ne yapıyor? Müzisyenler, Şeyda Özge Özkan, Mirov ve Umut Yenilmez ile sokak müzisyenlerinin içinde olduğu durumu, çalışmalarını ve ekonomik koşulları konuştuk.
Mevlüt Oğuz [email protected]
DUVAR- Korona virüsü salgını pek çok alan gibi müzik sektörünü de vurdu. Müzisyenler Şeyda Özge Özkan, Mirov ve Umut Yenilmez bunlardan yalnızca birkaçı... Müziğe belki de en çok ihtiyaç duyulan zamanlar ama halk sağlığı ve güvenliği endişesiyle müzik çalışmaları durmuş vaziyette. Yeni tip korona virüsü salgını ve salgına karşı alınan tedbirler karşısında sokak müzisyenleri, hayatını müzikle idame ettiren müzisyenler ne yapıyor?
İBB Şehir Hatları vapurlarında yolculara eşlik eden müzisyenler düzenlemeye göre, izin belgelerini alan grup ve müzisyenlere özel kartlarıyla belirlenen hatlar ve saatlerde performanslarını sergileyebiliyor. Şehir Hatları’ndan alınan bilgiye göre, vapurlarda müzik yapan birçok müzisyen var. Bu müzisyenlerden biri de Şeyda Özge Özkan...
BELEDİYEDEN ALDIĞI İZİNLE ŞEHİR HATLARINDA VAPUR MÜZİSYENLİĞİ YAPIYORDU...
Özkan, 3 yıldır Kadıköy Bahariye Caddesi ve metro çıkışında bağlama çalan bir arkadaşıyla sanatını icra ediyordu. Son birkaç ayda da belediyeden aldığı izinle Adalar, Kadıköy-Üsküdar vapuru ile şehir hatlarında vapur müzisyenliği yapıyordu. İzinli olmadığı dönemlerde vapurda şarkı söyleyemediğini, söylemek istediğinde de zaman zaman zabıtanın müdahelesiyle karşılaştığını belirtiyor. Ancak izin belgesi aldıktan sonra, daha rahat çalıştığını vurguluyor.
Sokak müziğinin kendisi için bir özgürlük alanı olduğunu söylüyor Özkan. O, sokak duygusunun müzik yapılan mekanların duygusundan çok daha farklı olduğuna inanıyor. Ağırlıklı olarak halk müziği, sanat müziği ve özgün müzik tarzında şarkılar söylediğini belirten sanatçı, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Biz sadece küçük küçük katkı sunanlar için değil, o an vapurda bulunan ya da sokaktan gelip geçen herkes için müzik yapıyoruz. İnsanların mekanlara gitmeden de canlı müzik dinleyebilecekleri alanlar yaratıyoruz. Sokak, müzisyenlerinin dinleyici ile direkt bağ kurduğu alanlar ve kurulan bu bağlar insana çok iyi hissettiriyor. Önümüzden geçen birinin, söylediğimiz bir türküye kulak verdiğinde, o gün kendimizi iyi ve mutlu hissediyoruz. Sokağa ait olmak, sokağın dokusuna ait olmak insana iyi gelen ve insanı tatmin eden bir şeydir.”
BELKİ DE MÜZİĞE EN ÇOK İHTİYAÇ DUYULAN ZAMANLAR AMA…
Sanatçı Özkan, salgın dolayısıyla vapur seferlerinin ve vapurla seyahat edenlerin azaldığını, caddelerin ve meydanların gözle görülür bir şekilde tenhalaştığını dile getiriyor. Bunun için de müzik yapamadıklarını ve bu durumun hem moral motivasyon açısından hem de ekonomik olarak kendilerini olumsuz etkilediğini belirtiyor: “Yaklaşık bir aydır, salgın ve salgın önlemlerinden ötürü müzik yapamıyoruz. Şu anda vapur müziği de durmuş durumda. Vapurlarda hiç kimse müzik yapamıyor. Bu aralar pek az insan vapurla seyahat ediyor, edenler de tedirgin. Belki de müziğe en çok ihtiyaç duyulan zamanlar bu zamanlar ama güvenlik ve sağlık endişesiyle müzik yapamıyor haldeyiz."
Salgının ve mevcut karantina durumunun kendilerini maddi manevi etkilediğini söyleyen Özkan, “Müzikle beslenen ve hayatını müzikle kazanan biri olarak, sabah uyandığım zaman ne yapacağını bilemiyorum. Evde mırıldanarak da olsa şarkı söyleyemez duruma geldim. Çünkü sokakta değilim ve müziğimi paylaşacağım kimse yok. Şu sıralar sokağa özgürce çıkamadığımızdan ve insanlarla temas edemediğimizden, dinleyiciyle olan bağı kaybettiğimizi hissediyorum ve bu bizi çok olumsuz etkiliyor. Çünkü dinleyici ile direkt temas etmediğimiz sürece müzikten kopma noktasına geliyoruz” diye devam ediyor.
‘DAHA ÖNCE DE SOKAKTA RAHAT DEĞİLDİM, ŞİMDİ İSE HİÇ ÇIKAMIYORUM’
Albümü olan, birçok mekanda dinleyicilerle buluşan ama sokak müziğini hiç bırakmayanlardan biri de Mirov. Bahçelievler, Şirinevler, Karaköy, Ortaköy ve Beyoğlu gibi muhitlerde sokak müziği yaparak hayatını kazanan Mirov’a kulak veriyoruz şimdi de. Mirov, “Daha önce de sokakta rahat değildim, şimdi ise hiç çıkamıyorum. Çıktığımda da pek çok kez kaldırılıyordum. Normal zamanlarda genelde zabıta ve polis izin vermiyordu. Şimdi ise korona nedeniyle hiç kimse izin vermiyor” diyor.
Şu anki durumun kendilerini ekonomik olarak zorladığını belirten Mirov pek çok kişi gibi “Kredi kartı var, ona yükleniyoruz” diye de ekliyor.
‘MÜZİSYENLİK İŞTEN SAYILMIYOR’
Salgının etkilediği bir diğer müzisyen de Umut Yenilmez. Müzisyenliğinin yanı sıra müzik eğitmeni olan, Yıldız Tilbe, Kıvırcık Ali, Siya Şevê gibi daha pek çok müzisyen ve grupla çalışan Yenilmez, müzisyenliğin işten sayılmadığını, herhangi bir iş koluna dahil edilmediğini vurguluyor ve bir toplumsal sorun yaşandığında en çok etkilenen iş kollarından birinin de müzik olduğunu belirtiyor. Yenilmez yaşananlarla ilgili olarak “Çalıştığımız sektörde sadece müzisyenler değil, kapıdaki görevlilerden tutun da festivallerde çalışan pek çok kişi, ki büyük çoğunluğu günübirlik çalışanlar, olumsuz etkilenir. Korona virüsü salgınından ötürü, bizim sektör tamamen bitme durumuna geldi. Bu durum alanda çalışanların psikolojilerini de bozuyor, depresyona da sokuyor. Anksiyetesi ortaya çıkanlar oldu" diyor.
Yenilmez, yalnız olmadığını ve pek çok kişinin benzer şekilde durumdan etkilendiğini sözlerine ekliyor: “Daha dün, konuştuğum müzisyen bir arkadaş -ki çok çalışkan ve üretken bir arkadaş- sırf bu yüzden çalışamadığını söyledi. Biz müzisyenler, böyle süreçleri her zaman kendi aramızda dayanışarak geçirdik, yine öyle olacağa benziyor. Bir şekilde, bu sürecin de üstesinden geleceğiz, hasta olmazsak tabii..."