Sanatçılardan izole sergisi

İzole projesi, yaklaşık 50 fotoğrafçıyı bir araya getirdi. Proje sanatçılarından Melike Koçak ve Ateş Alpar’la konuştuk.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR- Korona salgını nedeniyle bir grup sanatçı, eserlerini sosyal medyada paylaşmak amacıyla proje hazırladı. İzole projesi, yaklaşık 50 fotoğrafçının yer aldığı bir oluşum. Karantina sürecinde çok farklı yaklaşımlardan sanatçıları bir araya getiren proje üyeleri, izole.com sitesini bir sergi alanı olarak kullanıyorlar. Hikaye anlatıcılığını merkeze alarak farklı disiplinlerde üreten sanatçıları birleştiren projeye, süreç içinde yeni sanatçılar da dahil olacak.

Her şeyin daha fazla kısıtlandığı bu günlerde, bu sınırlılık halini ve üzerimizde yarattığı etkiyi görsel dille aktarmak için bir araya gelen proje sanatçılarından Melike Koçak ve Ateş Alpar’la konuştuk.

'DAYANIŞMANIN GÖRÜNÜR OLDUĞU BİR ÇALIŞMAYA DOĞRU EVRİLDİ'

İzole projesi üyeleri olarak korona sürecinde yapılabilecekler konusunda hemfikir olduklarını aktaran Ateş Alpar, hangi motivasyonla yola çıktıklarını şu sözlerle anlatıyor:

“Aslında çekirdek ekibin çoğunluğunun bir arada üretme refleksi geçen yıl Karşı Sanat’ta gerçekleşen Fermantasyon sergisi ile başlamış. Ben doğrudan sergi katılımcısı olmasam da sergi sürecini takip ettim. Fermantasyon Sergisi’nde kolektif bir tartışmayı birlikte yürütme bilinci, salgın sürecinde birlikte ne yapabiliriz sorusunu cevaplamayı kolaylaştırdı. Şimdi daha büyük bir ekibiz. Zoom üzerinden haftada bir yaptığımız uzun görüşmeler, farklı disiplinlere yer veren, birlikteliğin, çoksesliliğin, katılımcılığın ve dayanışmanın görünür olduğu bir çalışmaya doğru evrildi. İletişim halinde kalmak, yaşadıklarımızı görsel dille aktarmak, ev ile sınırlanan yaratıcı alanlarımızı nasıl genişletebileceğimizi konuşmak önemliydi ve halen de çekirdek kadroyla başladığımız bu proje yeni katılımcılarla büyüyor.”

'HERKES İRİLİ UFAKLI KATKI SUNDU'

Projenin kolektif bir çalışma olduğunu vurgulayan Alpar, serginin hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: "Web sitesini hazırlayan, görsel işleri bir araya getiren, sosyal medya faaliyetlerini yürüten ve tartışma sürecine dahil olan arkadaşlarımız başta olmak üzere herkes irili ufaklı katkı sundu. Katılımcıların fikirleri alınarak ve dijital alanda sergileme biçimlerine dair tartışmalar yapılarak süreç gerçekleştirildi. Görüşme konularımızdan bir diğeri ise günü, gündemi yorumlamak, daha çok insana ulaşmanın yollarını aramak, derdimizi nasıl anlatacağımızı ve nasıl görünür kılacağımızı konuşmak oldu. Zoom görüşmelerinde sadece sanatsal üretimler değil gündelik hayatlarımızda olan bitenleri anlatmak aktif bir süreci paylaşmamızı sağladı. Giderek kalabalıklaşan görüşmelerde dayanışma biçimleri üzerine olasılıkları konuştuk ve ihtiyaçlarımıza odaklandık diyebilirim.”

Fotoğraf: Okan Pulat

'EN ÇOK GÜVENCESİZ ÇALIŞTIRILAN SANAT EMEKÇİLERİ ETKİLENDİ'

Alpar, İzole birçok disiplinden oluşan bu sanat projesinin sanatın iyileştirme gücüne nasıl bir katkı sağlayacağı sorumuza ise şöyle yanıt veriyor:

“Biliyorsunuz, salgın süreci başladığında öncelikli olarak alınan bazı önlemler vardı; sinema filmlerinin gösterimleri ertelendi, tiyatrolar ve konserler iptal edildi, sergiler ve müzeler kapatıldı. Tüm sahne ve gösteri sanatları etkinlikleri ertelenmiş, kısıtlanmış ya da yasaklanmış oldu. Alınan bu karardan en çok güvencesiz çalıştırılan sanat emekçileri etkilendi; serbest çalışanlar işsiz kaldı. Birçok küçük ve orta ölçekli işletme ve galeriler kapandı. Böyle günlerden geçerken bir grup sanatçı olarak bir araya gelmenin, dertleşmenin iyileştirici gücüne inanıyoruz. Birlikte üretmenin yollarını aramaya devam edeceğiz. Kişisel olarak, sanatın iyileştirme gücüne değil de –sanatın işlevi ile ilgili tüm yorumlar bizi sanatın bir işe yarayıp yaramadığı sorunsalının ortasında bırakır– sanatla nasıl üretiriz, sanat yoluyla ve diliyle birbirimize nasıl dokunuruz ve birbirimizin acısını nasıl görüp yaralarımızı iyileştiririz sorularına daha çok inanıyorum.”

'PROJE, FARKLI SÖYLEMLERLE ÜRETİM YAPAN KİŞİLERİ BİR ARAYA GETİRİYOR'

Projenin içeriği ile ilgili bilgi veren Melike Koçak ise projenin baştan belirlenmiş bir sona, şekle ya da hedefe sahip olmadığını belirterek, bu projenin nasıl bir karşılık bulacağını şu sözlerle anlatıyor:

“İzole Projesi; zamanın akışında ve katılımcılarının dilediği doğrultuda şekilleniyor. Bu yönüyle, bana her türden içeriğin bulunabildiği, katılımcılarına çok geniş bir paylaşım alanı sunan internet forumlarını hatırlatıyor. İzole Projesi’nin, Türkiye’de sanatla uğraşan kişilere, organize olmak, işlerini paylaşmak ve diyalog ortamı yaratmak için kurumların dolayımını beklemeden, internetin sağladığı kaynakları kullanarak harekete geçmeleri adına ilham vereceğini umut ediyorum. Bunun yanı sıra, İzole Projesi, çok farklı alanlarda, çok farklı söylemlerle üretim yapan kişileri bir araya getiriyor. Bu bakımdan, insanların beraberce üretmek için aynı söylemlere, benzer tarzlara sahip olmaları gerekmediğini göstereceğini umuyorum. Ayrıca sabit bir ekibin üretimleriyle değil; çok sayıda kişiyi dalga dalga bünyesine dahil edişiyle, adaletli ve özgür bir üretme-sergileme modeli teşkil ettiğini düşünüyorum."