YAZARLAR

Kurbanlık koyunlar arasında 20.000 fersah

Latilokumların gümüş tepside arzıendam ettiği Şeker Bayramı’nı Kurban Bayramı’na tercih eden Refik Halid Karay, çocukluk günlerinin korkulu bayramını hatırlarken değil koyun melemesi, insan feryadının bile taş kalbimize tesir etmediğini söyler. Haldun Taner’e göreyse bayramlarda uçucu bir barış havası eser.

Refik Halid Karay, çocukluğundan itibaren Kurban Bayramı’yla başının hoş olmadığını anlattığı bir yazısında, iki bayramı kıyaslar ve gümüş tepsiye konmuş latilokumlar ile badem şekerlerinin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını söyler. Şeker Bayramı’na bayıldığını itiraf eder. Leğenlere doldurulmuş pıhtılı koyun butlarını hatırladıkça da kanlı vakaları kanıksamakla ve acıklı sahnelerle bezeli Kurban Bayramı’ndan hazzetmediğini açık açık yazar. Meselenin tehditkâr yanını çocukluk anıları arasından çekip çıkarır, her zamanki nüktedan üslubuyla: “Eğer, derlerdi, kurban kesmezsek, Allahın emri, babalar erkek çocuklarından birini kesecek! Demek öbür bayramlarda, babam, ağabeylerimi sırasıyla kurban etmiş olacağı için sıra çoktan bana gelmiş olacaktı... Böyle korkulu güne bayram diyebilir miydim?”

Refik Halid, çocukluğunun arife akşamlarında yeni alınmış kurbanlık koyunların ahırdan gelen melemelerine dayanamayıp onları usulca sokağa salmak arzusunun bertaraf edilişini, avutuluşunu da hatırlatır. Yetişkin sesleri etrafı sarıverir; Allah böyle emretmiş, hem kıyamet günü onların sırtına binerek Sırat Köprüsü geçilecektir. Karay, küçük aklımla itiraz ederdim diye not düşer. Neden “at gibi, kuş gibi daha çevik, daha emniyetli hayvanların arkasına binip bu tehlikeli yerden” geçilmeyeceğini merak eder.

“Bayramlar Arasında Mukayese”* adlı yazısında sözü can alıcı bir noktaya getirir Refik Halid. Yaşadığı âna baktığında (bahsi geçen yazıyı 1922-1938 yılları arasında yazmıştır) dünyanın değiştiğinden dem vurur. “Evet, artık dünya değişti, öyle değişti ki değil koyun melemesi, adam feryadı bile şimdi taş kalbimize tesir etmemeye başladı.” Sürü sürü insan boğazlasalar da artık umursanmadığını işaret eder. “Beş kişi, beş yüz kişi, beş bin kişi kesilmiş, batmış veya boğulmuş... Olur a, diyoruz ve sigaramızı tüttürüp keyfimize veya işimize bakıyoruz.” İnsanlığın geldiği noktayı, bugünün çocuğu olsaydım kasabın elinden bıçağı kapıp daha boğazlanacak koyun var mı diye sorardım, diyerek eleştiriyor ve yazısını noktalıyor.

Haldun Taner ise bayramlardaki uçucu barış havasına dikkat çeker.** Her gün kırıp geçirdiğimiz büyüklerin üç-dört gün kadrini bileceğimizi, etrafımızdaki tüm dargınlıkları unutup elimizi herkese uzatacağımızı hatırlatır. Bayram sonrasındaysa her günkü yaşam akışına derhal kaynayıp gideceğimizi, hırçın ve hoyrat olacağımızı söyler. Barışılanlarla yeniden bozuşacağımıza, yaşlıları kırıp gençlere anlayışsız davranacağımıza ve bencillik şarkımıza devam edeceğimize adı gibi emindir. Ona göre şarkımızı “duygusal bir şapşallıkla, duygusuz bir hoyratlık arasında zikzaklar” çizerek söyleriz. Önerisi de vardır: “Biz, önce, kendimizin ne olduğuna karar verelim. Biz bir kere kendimiz olabilsek yılbaşları, bayramlar bizi kendi kuklası yapamaz, kendi kalıbına sokamaz. (...) Her yeni gün bayramdır. Sağlıklı olan için, kafası işleyen için, özgürce düşünebilen için, her yeni saat, yoğunlukla yaşanacak bir zaman süresidir.”

Ben de etrafımdaki diğer canlılar gibi bir canlı olduğuma karar verip, insan olmanın sorumluluğunu Gülten Akın’ın “Ters Çingene” şirinin ilk dörtlüğünü alıntılayarak hatırlayayım ve yazıyı bitireyim:

Upuzun bir avın gümüş tilkisiydim

Irmaklar boyunca koştum karda koştum

Bıraktım kıymadım canlar azizdi

Dönüp kendimi avladım

NOTLAR:

Bir Avuç Saçma, Refik Halit Karay,  İnkılâp Kitabevi, 210 syf., 2009

*“Bayramlar Arasında Mukayese”, yazarın Bir Avuç Saçma adlı kitabında yer alıyor. Kitap, Karay’ın 1922- 1938 yıllarındaki ikinci sürgünlük döneminde yazdığı bir kısım yazıyı içeriyor. Yeri gelmişken, Karay külliyatının hazırlanışındaki emekleri için Tuncay Birkan’a binlerce teşekkür. İnkılâp Kitabevi, 2009, 210 sayfa.

 

 

Tek İnsanın Değeri, Haldun Taner,  yayına hazırlayan Tuncay Birkan, Yapı Kredi Yayınları, 224 syf., 2023

 

**Haldun Taner’in “Yılbaşılar Bayramlar...” adlı yazısı yine Tuncay Birkan tarafından hazırlanan Tek İnsanın Değeri adlı kitapta yer alıyor. Yapı Kredi Yayınları, 2023, 224 sayfa.


Burcu Aktaş Kimdir?

Burcu Aktaş, 1980’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Antropoloji eğitimi aldı. Uzun yıllar Radikal gazetesinde çalıştı. Radikal Kitap’ın editörlüğünü yaptı. Selim İleri’nin iç dünyasını anlattığı Düşüşten Sonra adında bir anlatı kitabı ve Çarpık Ev, Durmayalım Düşeriz, İstasyonda Vals, Vahşi Şeyler isimli dört çocuk romanı var.