YAZARLAR

Küresel köşe kapmaca-2

ABD ve AB kendi aralarında çekişirken, Çin Asya'da safları pekiştiriyor... Asya-Pasifik’te köşe kapmaca devam ederken, Şanghay İşbirliği Örgütü (SİO), 15 yıldır gözlemci olan İran'ı tam üyeliğe kabul etti...

Bir önceki yazımda ABD ve AB arasında Çin’in yükselişine alacakları tavır hususunda anlaşmazlık içinde olduklarından bahsetmiştim. Bu anlaşmazlık da, bölgesel ve küresel ölçeklerde birbirine çok benzeyen rakip girişimleri ortaya çıkarmakta.

***

Bir önceki yazının yayına girmesinin ardından küresel köşe kapmacada hızlı gelişmeler yaşandı. Bunların bir kısmı bekleneceği üzere ABD-Çin arasında gelişirken, AB ile ABD arasında da ilişkiler şaşırtıcı bir hızla gerildi.

Eylül ortasında, AB, Global Gateway adında Çin'in Kuşak-Yol'una doğrudan rakip bir girişim başlattı. İlk açıklamalara göre, küresel ölçekte otoyol ve enerji gibi altyapı projelerinden dijital altyapı bilgisi aktarıma kadar çeşitli konularda Çin’in ‘Dijital Kuşak ve Yol’, “Yeşil Kuşak ve Yol’ gibi AB’nin bölgesel etki alanına nüfuz eden projelerinin etkisini azaltmayı amaçlıyor. Ayrıca, AB’nin alışılageldik liberal söylemini burada da görüyoruz, yani Çin’in işgücü piyasalarında değilse de yatırım stratejilerinde devlet kapitalizmi diye tanımlanabilecek sistemine karşı olduğu kadar, Kuzey Atlantik değerler sistemini de korumak istediğini ifade ediyor. Bu anlamda, ABD’nin Daha İyi Bir Dünyayı Geri Getir (B3W) projesiyle benzerlik gösteriyor. Global Gateway ve B3W’nun benzerlik gösterdiği bir diğer husus da, bu söylemlerin ötesinde somut bir plan içermemeleri. Ayrıca, bu iki benzer girişim birbirlerini desteklemezlerse Kuşak ve Yol karşısında şansları olmayacak.

Ancak, ABD ve AB arasında yine geçtiğimiz hafta yaşanan gerginlik böyle bir ittifak ihtimalini daha da azalttı. ABD, Avustralya ve İngiltere'yle nükleer denizaltı teknolojisi paylaşacağı bir stratejik ortaklığa girdi. Bu anlaşmanın şartı, Avustralya’nın Fransa'dan alacağı denizaltı anlaşmasını iptal etmesiydi. Avustralya buna, Fransız denizaltılarının teknolojisinin Amerikan denizaltıları kadar gelişkin olmamasını gösterdi ama Fransa bunu Kıta Avrupası’nı Asya-Pasifik’ten dışlama hamlesi olarak gördüğünü açıkladı ve Avustralya, İngiltere ve ABD’deki büyükelçilerini geri çağırdı. Fransa’nın bu kadar büyük bir tepki vermesinin bir nedeni de Avustralya’yla yaptığı denizaltı anlaşmasının zor durumdaki savunma sanayini kurtaracak olmasıydı. Yine de, bu anlaşmanın küresel güç dengelerinde bir kırılma yarattığı açık. Başlarken, Biden’in her hamlesi Çin’e karşı bir koalisyon amacı taşıyor demiştim. Ama, görünen o ki, ABD, Çin'e karşı koalisyonda yeterince kararlı bulmadığı AB'den vazgeçmek üzere.

***

ABD ve AB kendi aralarında çekişirken, Çin Asya'da safları pekiştiriyor. Geçtiğimiz hafta içinde Asya Pasifik ve Avrasya’daki iki gelişme dikkat çekiciydi. İlk önce, Çin, Obama'nın başlatıp Trump'ın çıktığı TPP+11'e (CPTPP) girmek için başvurdu. Transpasifik Ortaklığı konusunu bir önceki yazımda uzunca anlatmıştım. TPP’nin etkisiz hale gelmesinden sonra Japonya ve Avustralya gibi bölge ülkeleri CPTPP’yi kurarak girişimi devam ettirmeye niyetlenmişlerdi, ama hâlâ başlangıcındaki Çin’i bölgede yalıtmak fikrini koruyordu. Çin’in bu yapıyı çökertmek yerine dahil olmaya karar vermesi bölgedeki Anglo-Amerikan koalisyonu bir adım daha yalnızlaştırmak anlamına gelecek. ABD, Çin’in üyelik başvurusuna doğrudan yorum yapmadı ama Çin’in bağımsızlığını kabul etmediği Tayvan’ı da üyelik başvurusu yapmaya teşvik ederek Çin’in rahatını bozmuş oldu.

Asya-Pasifik’te bu köşe kapmaca devam ederken, Şanghay İşbirliği Örgütü (SİO), 15 yıldır gözlemci olan İran'ı tam üyeliğe kabul etti. SİO için bu Afganistan'a karşı bir önlemken, İran'ın vurgusu Çin'in Kuşak-Yol'uydu. İran, yakın zamanda Çin’e 50 yıllık petrol arzı sözüyle gündeme gelmişti. Yakında İran’ı Çin’in Doğu Akdeniz’deki güç dengelerine Yeşil Kuşak ve Yol Girişimi vasıtasıyla dahil olma hamlesi içinde de sıklıkla göreceğiz.

Hazır söz ‘çevre dostu’ yatırımlara gelmişken, ve Kasım’da Glasgow’da toplanacak olan iklim zirvesi COP26 yaklaşırken Çin’in enerji sıkıntılarıyla bitirelim. Avustralya’nın ABD güdümünde kömür fiyatlarını arttırmasıyla, Çin ‘kendi yağıyla kavrulmak’ için elektrik tüketiminde kısıntıya gitti. Bu hafta, özellikle ağır sanayinin yoğun olduğu kuzeydoğu bölgesinde sadece üretim aksamadı, hanehalkı tüketiminde de kısıtlamalar olduğu için halk da mağdur olmakta. Çin’in kendi karbon kredisini düşürmek için Kuşak ve Yol’da kömür üretimini durdurması Avustralya’yı Çin’e, ama görünen o ki Çin’i de Avustralya’ya muhtaç bırakmış durumda.


Ceren Ergenç Kimdir?

ODTÜ kökenlidir. Liverpool Üniversitesi Çin kampüsü’nün Çin Çalışmaları bölümünde doçent. Çalışma alanı Çin ve Doğu Asya odağında karşılaştırmalı siyasetbilimidir. Çin, Hindistan ve ASEAN siyaseti, Türkiye-Çin ilişkileri, ve uluslararası ilişkilere dair yeni kavramsal ve yöntemsel tartışmalar üzerine makale ve kitap derlemeleri var.