Kürt basınının emektarı ve hafızası Hemê Êlî
Hemê Êlî’yi tanımak isteyenler Google'a onun adını yazdığında sadece gözaltı ve tutuklanma haberlerini görür. Oysa Hemê Êlî bundan çok daha fazlasıdır.
Metin Yoksu
Van Yüzüncü Üniversitesi’nde 10 Ocak 2002 tarihinde anadilde eğitim talebi ve Kürtçe’nin üniversitede okutulması talebi ile 500 öğrenci rektörlüğe dilekçe vermek isterken gözaltına alındı. 500 öğrencinin tek amacı Kürtçe’nin anadilde eğitim dili olarak okutulmasıydı. Dilekçelerin toplanmasına ve rektörlüğe verilmesinde etkin rol alan isimlerden biri de o dönem Ziraat Fakültesi’nde okuyan geçtiğimiz hafta tutuklanan Xwebûn gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş (Hemê Êlî) idi. Ardından kimi öğrenciler tutuklanmış kimileri de serbest bırakılmıştı. Kürt basınında 20 yıl sürecek bir emeğin başladığı tarihtir aynı zamanda Hemê Êlî...
VAN’IN AYAZINDA BAŞLAYAN SERÜVEN
Hemê Êlî o yıllarda bir yandan üniversiteye gidiyor diğer yandan da gazetecilik serüveninde ilk basamaklarını adımlıyordu. Üniversite okurken Van’ın ayazına aldırış etmeden mahalle mahalle elinde gazete ve dergi dağıtımcılık yapıyordu. Birçok basın emekçisi gibi o da gazeteciliği okulda değil bizzat gazete dağıtımcılığından ve çekirdekten yetişerek meslek hayatına başladı.O yıllarda Van’ın yoksul mahallelerinde özellikle de Akköprü Mahallesi’nde yediden yetmişe tanıştığı birçok kişi ile iyi ilişkiler kurarak haber kaynaklarını geliştirmiş ve bu da muhabirlik yönünün güçlenmesine neden olmuştur. 20 yıllık çalışma arkadaşları bugün Van’ın sokaklarında Hemê Êlî’nin ayak izlerinin olduğunu ve bu nedenle birçok kişinin onu tanıdığını dile getirir.
TUTUKLAMALARA RAĞMEN GAZETECİLİKTE ISRAR
Kürtçe’nin eğitim dili olması için yapılan kampanyaların olduğu yıl 4 Nisan 2002 tarihinde “Gerçeklerden taviz verilmez” sloganı ile Kürt basınında önemli bir dönemeç olan Dicle Haber Ajansı (DİHA) açıldı. Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı 29 Ekim 2016 tarihine kadar DİHA Kürt basını başta olmak üzere birçok basın yayın kuruluşuna haber üretmesinin yanı sıra onlarca, yüzlerce gazeteci yetiştiren de bir kurum haline geldi. Yetişen yüzlerce gazeteci arasında bulunan Hemê Êlî de onlardan biri. Sadece Kürtçe değil Türkçe haber dili de iyi olan Hemê Êlî 2003 yılında DİHA’da gazetecilik serüveninin yeni bir basamağına geçer. Ajansın İstanbul bürosunda kısa bir süre çalıştıktan sonra bölge değiştirir ve Çukurova’nın acar muhabirleri arasında yer alır. Mersin’de 29 Mart 2008 tarihinde gazetecilik faaliyeti kapsamında tutuklanır. O tarihe kadar birçok kez mesleki faaliyetleri nedeni ile gözaltına alınmıştır. Buna rağmen gazeteciliği bırakmanın aksine mesleğine dört elle sarılır.
29 Ekim 2016'da KHK ile DİHA’nın kapatılmasının ardından da boş durmayıp sırasıyla Azadîya Welat, Dihaber, (KHK ile kapatıldı), Mezopotamya Ajansı ve son olarak haftalık yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Xwebûn'da meslek hayatını sürdürdü.
KÜRTÇE KONUŞMA VE YAZMADA ISRAR
Daha üniversitede okurken dahi Kürtçe okuma yazma konusundaki ısrarı dostları tarafından biliniyordu. Türkiye kamuoyunu günlerce meşgul edecek üniversitedeki imza kampanyasında dahi en aktif görev alanlardan biriydi. Meslek hayatında 20 yıl boyunca aynı ilkeyi sürdürdü. Sadece gazetecilikte değil birçok sivil toplum örgütünün basın metinlerinin Kürtçe çevirilerini de yaparak Kürtçe’nin geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasında katkılarını bir an olsun bırakmadı. Kimi Kürt entelektüelleri gibi Kürtçe yazamayan, konuşamayan kişilere karşı kızarak değil aksine anlatarak ve karşıdakini kırmadan yaptığı işi sevdirmeye çalışıyordu. Meslek yaşamı boyunca birçok gazeteciyi de Kürtçe konuşmaya ve yazmaya sevk etmiştir. Kürt basınının müdavimi ve emekçisi olan Hemê Êlî’yi tanımak Hemê Êlî’yi tanımak isteyenler Google'da onun adını yazdığında sadece gözaltına alınması, tutuklanması ve varsa sadece serbest bırakılma haberini görecektir. Oysa Hemê Êlî bundan çok daha fazlasıdır.
Kürt basın emekçilerinin çalışmaları, haberleri sayısız erişim engeli ile birlikte ulaşılamaz hale gelmiştir. Kürt basını yıllardır ölümleri, bombalamaları, tutuklamaları, kapatmaları yaşar. Yapılan onca baskı politikası yetmezmiş gibi son yıllarda bir de erişim engelleri getirildi. Ve kapatılan onca haber sitesinde Hemê Êlî’nin yüzlerce haberi bulunmaktadır. Çukurova’da pamuk işçilerinden Adıyaman’daki tütün işçilerine, Mardin’de bir hak ihlalinden Urfa’daki amele pazarında bir işçinin bir gününe kadar yapılmış haber bulunuyor. Hemê Êlî yani Mehmet Ali Ertaş imzası ile çıkmış yüzlerce haber.
EL KONULAN HAFIZA
Hemê Êlî ve 15 meslektaşının tutuklanmasının ardından A Haber'de de el konulan gazete arşivleri gösterildi. Tek başına bu görüntü dahi gazetecilik faaliyetinin suç olmadığını bir kez daha gösterir. İşte o el konulan arşivlerde Hemê Êlî başta olmak üzere tutuklanan meslektaşlarımızın haberleri kısacası Kürt basının el konulan hafızasıdır. Oysaki Hemê Êlî tek başına Kürt basının önemli bir hafızasıdır.
TUTUKLU GAZETECİLER VE HEMÊ ÊLÎ
Her gözaltına alınıp serbest bırakılmasının ardından ilk yaptığı mesleğini sürdürmek oldu. Kendisini asla rahata alıştırmadığını tüm dostları bilir. Bizzat ben de buna onunla geçirdiğim çok kısa zaman diliminde şahit olmuşumdur. Sabah gazete bürosuna ilk giden de odur son çıkan da odur. İyi bir çalışma disiplini olan Hemê Êlî, tutuklu meslektaşlarını onların ailelerini ve cezaevinde tanıştığı dostlarını dışarının “yoğunluğuna” kurban etmez. Onlarla düzenli görüştüğüne yakın dostları bizzat şahittir. Her gözaltı sonrası evine geldiğinde arkadaşlarına “Hani benim mektuplarım nerede” diye sorar ve mektupları cevapsız bırakmaz. Tutuklu gazeteciler ile sürekli mektuplaştırdı. Günde iki-üç mektup yazdığına şahit dostları Hemê Êlî’yi konuştuklarında işlerine günde 24 saatin kimi zaman yetmediğinin altını çiziyor.