Kürt dünyasında geçen hafta: Haşdi Şabi KDP'nin Kerkük'e dönüşüne izin vermedi
KDP'nin kendisine ait parti binalarını geri alması Haşdi Şabi ve bazı Arap Sünni aşiretlerce engellendi, Irak Federal Mahkemesi, binaların iadesine ilişkin Sudani'nin kararını askıya aldı.
Kürt dünyasında geçen haftanın öne çıkan haberleri arasında, Haşdi Şabi'nin Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Kerkük'e dönüşünü Türkmen ve Sünni Araplar'ın desteği ile engellemesi, Kerkük'teki eylemlerde 4 Kürt'ün öldürülmesi, Suriye'nin kuzeyindeki Deyr el Zor'da yaşanan çatışmalar ve İran'ın Irak Kürdistan Bölgesi'ne akan suyu 21 gündür kesmesi vardı.
KDP'nin 6 yıl sonra Kerkük’e dönüşüne engel
IKB'de 25 Eylül 2017'de düzenlenen "bağımsızlık referandumu" sonrası 16 Ekim 2017'de İran destekli Irak merkezi hükümeti ve Haşdi Şabi, Peşmerge güçlerini ve referandumun mimari olan Mesut Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi'ni Kerkük'ten çıkardı.
KDP'nin Kerkük'teki Parti Merkezine ve diğer şubelerine ise Irak Ortak Operasyon Merkezi güçleri yerleşti.
KDP Aralık 2023'te Irak genelinde düzenlenecek il meclisi seçimleri öncesinde, daha önce kendisinin olan bu 30 parti binasını geri almak için Irak Başbakanı Muhammed Şiyah es-Sudani ile siyasi bir anlaşma yaptı. Ancak Kerkük’te bulunan ve Haşdi Şabi çatısı altında yer alan Asaib Ehl Hak'a bağlı Şii milisler bu anlaşmaya karşı, KDP'nin eski parti binası önünde 25 Ağustos'tan itibaren çadır kurup, Erbil-Kerkük yolunu trafiğe kapattı.
Haşdi Şabi'nin desteklediği Arap Sünni aşiretleri de bu eyleme destek verdi. Türkiye'nin desteklediği Irak Türkmen Cephesi (ITC) ise ilk etapta çok tarafgir bir politika izlemese de Sünni ve Şii grupların sokağa inmesi üzerine Erbil karşıtı bir tutum aldı.
ITC Başkanı Hasan Turan, 2 Eylül'de Kerkük'te düzenlediği basın toplantısında, KDP'nin parti merkez binasının aslında Irak Petrol Bakanlığı'na ait olduğunu belirterek “sembol öneme sahip binanın siyasi amaçla kullanılmaması” gerektiğini söyledi.
Bu gelişmelerin ardından Kerkük'te yaşayan Kürtler 2 Eylül'de bir gösteri düzenledi. Göstericilerin üzerine açılan ateş sonucunda 4 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı.
Gerilimin bu şekilde yükselmesinin ardından Irak Federal Mahkemesi, 3 Eylül'de aldığı kararla KDP'nin parti binalarının iadesine ilişkin Sudani'nin kararını askıya aldı. Böylece KDP’nin 6 yıl sonra Kerkük’e geri dönüşü rafa kalktı.
Erbil’den ‘pul’ ile yanıt
Kerkük’te yaşanan eylemler sırasında Erbil kent merkezindeki bir üst geçitte 1 Eylül'de patlama meydana geldi.
Can kaybı ya da yaralanmanın yaşanmadığı patlamanın ardından Kerkük'ten gelen Kürt göstericilere ateş açılması Erbil'in tepkisini çekti. KDP Başkanı Mesut Barzani, yaptığı yazılı açıklamada, "Kerkük'te evlatlarımızın kanının akıtılmasının bedeli ağır olacaktır" dedi.
IKB Başbakanı Mesrur Barzani de Irak Federal Mahkemesi’nin bina devrinin durdurulması kararının ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bugünkü Federal Mahkeme kararı saçmalık” dedi.
3 Eylül'de, Erbil merkezli Rudaw Medya Ağı'nın yayınladığı haberde, IKB Ulaştırma Bakanlığı’nın üzerinde Kerkük'teki Peşmerge heykeli resmi ve "Kerkük Kürdistan'dır" yazısı bulunan pul basılacağı duyuruldu.
Peşmerge: Kerkük’e girme planımız var
IKB Peşmerge Bakanlığı'nda görevli Pirdê Cephesi Sorumlusu Nuri Heme Ali, 3 Eylül'de VOA Kürtçe servisine verdiği demeçte, "Kerkük'teki göstericilere yardım için Peşmerge güçleri (Erbil'den) Kerkük'e doğru harekete geçti. Ancak bazı Iraklı siyasilerin araya girmesiyle askeri hareket durdu" dedi.
Ali, "Kerkük'te Kürt kanı akarken bizim durmamız mümkün değildi. Kerkük'e girme planımız vardı" dedi.
KYB’den KDP'ye suçlama
Kerkük'te güçlü nüfuzu bulunan Bafl Talabani liderliğindeki KYB’nin resmi internet sitesi PUK Media'da ise gelişmelere ilişkin 3 Eylül'de bir haber yayınlandı.
Haberde, açıklamalarına yer verilen Talabani, "Hiçbir şekilde gençlerimizin kanının dökülmesini kabul etmiyoruz. Ulusal duygular adı altında kaderleri ve hayatları ile oynanmaması gerekiyor" dedi.
KYB Politbüro Üyesi Sadi Ahmed Pire de PUK Media'ya yaptığı açıklamada, “Kerkük'teki gösterileri organize edenlerin Erbil'de oturduğunu, kendi siyasi ajandaları için kentte kaos yaratmak istediklerini” ileri sürdü.
Pire ayrıca, “KDP'nin Kerkük'ün istikrarını bozmak için girişimler içerisinde olduğunu” belirtti.
İran’a muhalif PAK’a saldırı
Kerkük'teki çatışmaların ardından Erbil-Kerkük kara yolu üzerinde karargahı bulunan ve 2014'te IŞİD'e karşı Kerkük cephesinde konuşlanan Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) üssüne de bir saldırı düzenlendi.
VOA Kürtçe servisine konuşan PAK'lı bir Peşmerge yetkilisi askeri üslerine 3 füze ile saldırı düzenlendiğini söyledi.
Saldırının nasıl ve kimin tarafından yapıldığı detayını vermeyen yetkili, can kaybı ya da yaralanma yaşanmadığını kaydetti.
‘Deyr el Zor’daki çatışmanın arkasında rejim var’
Suriye'nin kuzeyindeki ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denetimindeki Deyr el Zor ve çevresindeki bazı Sünni Arap aşiretleri 29 Ağustos itibariyle SDG'ye yönelik saldırılar başlattı.
Yerel medyaya göre çatışmalar SDG'nin, Deyr el Zor Askeri Konseyi Başkanı Ahmet El Habil'i yolsuzluk ve casuslukla suçlayarak tutuklamasıyla başladı. Ancak Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed, sosyal medya hesabı üzerinden çatışmaların arkasındaki gelişmelere ilişkin bir açıklama yaptı.
Ahmed, "İran ve Suriye rejimi, çatışmaları 'Arap-Kürt' etnik çatışması olarak gösterip, Suriye'nin güneyindeki (Dürzilerin) toplu gösterileri örtbas etmeye çalışıyor” diyerek böylece ABD'nin bölgeden çıkmaya zorlanmak istendiğini belirtti.
Zap suyu 21 gündür kesik
İran'dan IKB'nin Süleymaniye vilayetine akan Küçük Zap Suyu, 21 gündür Tahran yönetimi tarafından kesildi.
Rudaw Medya Ağı'nın 3 Eylül'de geçtiği habere göre İran suyu açmak için henüz bir adım atmadı.
Haberde, Süleymaniye'nin Qeladizê ilçesinde yaşayan yaklaşık 100 bin insanın su kesintisinden direkt olarak etkilendiği kaydedildi.