Kürt dünyasında geçen hafta: Kürtler hiç olmadıkları kadar dağınık
Kürt basınında geçen haftaya Kubad Talabani'nin Ankara temasları ile Arapların seçim ittifakı kurmasına rağmen Kürt gruplar arasında yaşanan çekişme damgasını vurdu.
DUVAR - Rudaw'ın köşe yazarlarından Arif Qurbanî, 12 Nisan'da kaleme aldığı 'Arapların Birliği ve Kürtlerin Dağınıklığı" başlıklı yazısında Kürt gruplar arasındaki gerilime dikkat çekti. Uzun yıllar Kerkük'te gazetecilik yapan Arif Qurbanî, birbirlerine 'çok acı çektiren' Şii ve Sünni Arapların Kürtlere karşı Kerkük'teki il meclis seçimlerinde şimdiden ittifak kurduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Arapların bu birliği karşısında Kürtler hiçbir zaman bu kadar darmadağın değildi. Hatta 1990'larda meydana gelen 'kardeş kavgasında' da yine bu seviyede bir parçalanma yoktu. O dönem Süleymaniye ve Erbil'de Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Partisi adında iki idare bulunuyordu. Diğer partiler de onların etkisi altındaydı. Şimdi ise her birinden ayrı bir ses geliyor."
'Kürtler neden birliklerini sağlayamıyor?' sorusunu soran Arif Qurbanî, "Neden ortak bir tutumları veya siyasetleri yok derseniz bunu anlamak için de derin bir araştırma yapmaya gerek yok. Çok basit bir analizle şunu hemen anlayabilirsiniz; Kürdün ortak bir hedefi yok. Hedefleri parça parça olan bir toplumdan söz ediyorum" ifadesini kullandı.
SİYASİ VE ASKERİ PARÇALANMA
Süleymaniye merkezli ve muhalefet cephesinde yer alan Yeni Nesil Hareketi lideri Şasiwar Abdullah'a ait olan NRT News'ın köşe yazarlarından Nasih Mela Kerim de Arif Qûrbanî gibi Barzani ve Talabani cephesi arasında yaşanan 'yıkıcı' çekişmenin IKB'nin geleceğini tehdit ettiğini, ABD'nin de eskisi gibi destekler sunmadığını yazdı.
Mela Kerim, 13 Nisan tarihli yazısında yazısında şöyle dedi: "Kürdistan Bölgesi'nin geleceği nereye doğru gidiyor? Yanıt ise şudur; ihtimaller sonun Mahabad Cumhuriyeti ve Melik Mahmud Hükümeti ile aynı kaderi paylaşacağını gösteriyor. Şu anda Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi ve askeri parçalanma aynı şekilde Mahabad için de geçerli idi."
SÜLEYMANİYE HAVALİMANI
Türkiye, PKK'nin bölgedeki faaliyetlerini artırmasını gerekçe göstererek KYB'nin güçlü nüfuzu bulunan Süleymaniye Havalimanı'na yönelik hava sahasını temmuz ayına kadar kapatma kararı almıştı.
Ardından Süleymaniye Havalimanı'ndan Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ve beraberindeki ABD'li heyetin geçişi sırasında Türkiye tarafından SİHA ile bir saldırı gerçekleştirildiği iddia edilmişti.
Kürt basınında öne çıkan haberlere göre, KYB ve Türkiye arasında geçen hafta yaşanan gerilimin ardından MİT ile IKB Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani arasında ilk önce Bağdat'ta ve ardından Ankara'da bir dizi görüşmeler yapıldı.
Ankara dönüşü sonrası Talabani, 12 Nisan'da Erbil İngiltere Başkonsolosu Rosey Cave ile bir araya geldi. Görüşme sonrası yapılan yazılı açıklamada, Türk Hava Sahası'nın yeniden açılması için diplomatik girişimlerin devam ettiği belirtildi ve sonucun olumlu olacağı temenni edildi.
'TALABANİ-ANKAR GÖRÜŞMESİNİN SONUCU'
Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından İran sınırı üzerinde bulunan Pêncwîn'deki PKK-PJAK üslerine SİHA ile saldırı düzenlenip bir araç hedef alındı. KDP'ye yakın Basnews'ten Cemal Abdullah'ın bu saldırıyı ele aldığı yazısında Talabani'nin Ankara görüşmesinin sahada sonuç vermeye başladığını belirterek, KYB'nin Ankara ile istihbarat paylaşımında bulunduğunu iddia etti.
Pêncwîn'deki istihbarat ve güvenlik kurumlarının tamamen KYB'nin elinde olduğunu, PKK hedeflerinin net bir şekilde vurulmasının açık bir şekilde istihbarat paylaşımının sonucu olduğunu ileri süren Abdullah, "Süleymaniye'ye yönelik SİHA saldırısını kınayanlar neden Talabani'nin Ankara ziyaretinden sonra Pêncwîn'deki saldırıyı kınamada sessiz kalıyor" ifadesini kullandı.